English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çocuklarımız

Çocuklarımız Çeviri Fransızca

5,342 parallel translation
Çocuklarımız benim için dünyaya bedel. "
Nos enfants sont tout pour moi. "
- Çocuklarımız burayı çok sevecek, Oren.
Nos enfants vont aimer cette maison, Oren.
Ve bu hazine ailelerimizin ve çocuklarımızın yaşamı ve geleceği.
Et ce trésor est la vie et l'avenir de nos familles et de nos enfants.
Buna inanabiliyormusun, bizim çocuklarımız birlikte çalışıyor.
Nos fils, coéquipiers?
O bizim çocuklarımızı öldürüyor, Joe.
Il tue nos enfants, Joe.
- Biz çocuklarımızı kullanmayız.
On n'utilise pas nos enfants.
Çocuklarımız yanımızda.
Nos enfants sont ici.
Çocuklarımızı görmek ister misin?
Vous voulez voir nos enfants?
Çocuklarımız aynı okula gidiyorlar.
Mon... nos fils vont à la même école.
Peki okuldaki çocuklarımızın güvenliği ne olacak?
Mais qu'en est-il de la sécurité de nos enfants à l'école?
Bu programın bize eşsiz bir fırsat sunduğunu unutmayalım. Sadece çocuklarımız için değil toplum olarak Atrianlardan öğrenecek şeylerimiz var.
Maintenant, n'oublions pas que ce programme présente une opportunité unique pour non seulement nos enfants mais pour la société dans son ensemble d'interagir avec les Atriens
Sanırım çocuklarımız üniversiteye gittiğinde de böyle olacak, değil mi hayatım?
Ce sera sans doute pareil quand nos gosses iront à la fac.
Evet. "Çocuklarımızın Elleri".
"Enfants par la main."
Çocuklarımızı böyle görüyorlar - serseriler, pislikler! Oğlun, oğlum -
Nos gosses pour eux c'est de la racaille Votre fils, mon fils...
Sen çocuklarımızı mahvetmeden önce zaman makinesiyle geriye gitmek istiyorum.
Je voudrais remonter le temps avant que tu ruines la vie de nos enfants.
Bizi köleye dönüştürüp aşağılamak ve çocuklarımızı öldürmek.
Nous mettre en esclavage, nous humilier et tuer nos enfants.
"Çocuklarımızın, karılarımızın boğazlarını kesmeye geldiler."
"Ils viennent jusque dans vos bras égorger vos fils, vos compagnes."
Çocuklarımızın babasının bir yerde durduğunu hayal edin. Yemek falan olmadan, aylarca tek başına buz gibi havada çocuklarla ilgileniyorlar.
Imaginez le père de nos enfants rester à un seul endroit sans manger pour s'occuper des enfants durant des mois, seul dans le froid.
Orası ailemizi, arkadaşlarımızı ve çocuklarımızı Espheni'den sakladığımız yer.
Là où nous avons caché nos couvées et nouveaux-nés... Nos familles... des Esphenis.
Evleneceğiz çocuklarımız olacak birlikte mutlu olacağız
Mariage et enfants, le bonheur.
Karılarımızın çocuklarımızın, klanımızı yaşamıyla ilgili.
Il s'agit de savoir si nos femmes vont vivre, nos enfants vont vivre, notre clan va vivre.
Hem politikacılar haklıysa çocuklarımız Noel zamanı dönecek.
Et si les politiciens ont raison les hommes seront de retour pour Noël
Bunlar bizim çocuklarımız.
Voici nos garçons.
Bunlar bizim çocuklarımız Frank, bizim için savaşıyorlar.
Ce sont nos gars, Frank, ils vont se battre pour nous.
Pekâlâ, hazır mısınız, çocuklar?
D'accord. Vous êtes prêts?
Ama şunu demeliyim ki hayatım boyunca karşılaştığım en pislik ve yalancı orospu çocuklarısınız.
Mais vous êtes les pires menteurs, voleurs, fils de putes que j'ai rencontrés.
- Çocuklarımız olacak.
- Nous ferons des enfants.
Annem üzerine yemin ederim siz kalpsiz bir takımsınız çocuklar.
Vous m'embarquez dans vos flash-back et me faites devenir sentimental, et Charlie ne me laisse même pas l'embrasser!
Bu yanlış, çocuklar biz bir takımız.
C'est faux, nous sommes une équipe les gars.
Tanrım, çocuklar boy atmışsınız.
Vous avez grandi.
Kız çocuklarım.
Non, mes filles.
Öyleyse arkadaşımız bu çocukları trombonla öldürdükten sonra kimin peşinden gidecek?
À ce point, après que notre ami ait tué ces enfants avec le trombone, qui va être le prochain?
- Çocuklarınız var mı?
- Oui. - Des enfants?
- Çocuklar bizim spotlarımızı almışlar.
- Les gamins nous ont piqué l'endroit.
Kocanız yoksa o zaman geçiminizi çocuklarınız mı sağlıyor?
Alors, ce sont vos enfants qui subviennent à vos besoins?
Çocukları oradan nasıl kaçırdığımızı?
Le moment où on a pris soin des enfants?
Çocuklarınız var mı?
Vous avez des gamins?
Çocuklarımı benden almayacağınızın garantisini aldıktan sonra içeri girebilirsiniz.
Vous pourrez entrer quand j'aurais la certitude qu'il n'y a aucun risque que vous emmeniez mes enfants.
Britanya müzesinde bulduğunuz Mısır zımbırtılarına benzemiyor değil mi çocuklar?
Ça ressemble pas aux trucs égyptiens du British Museum.
Senin gibi cılız çocuklar var mıymış hala bu okulda!
Le lycéen, arrête ta frime!
Çocuklar, araçtan indiğimizde hızlı olmalıyız, tamam mı?
Les amis, quand on descend du van, faut faire vite.
Bunlar Puffy'nin çocukları benden onları buraya getirmemi ve yeni Aston Martin DBS Volante'yi test sürüşüne çıkarmamızı istedi.
Voici ses enfants. Il m'a demandé de venir faire un essai routier de la nouvelle Aston Martin DB9 Volante.
Bu çocukların hastalığı kızımınkiyle aynı.
- Des dossiers. Ces enfants ont les mêmes symptômes que ma fille.
Biraz peynirli pizza ve doğum günü pastası isterler mi sorar mısınız, çocuklar?
Demande-leur s'ils veulent une pointe de pizza ou un morceau de ton gâteau de fête?
Erkekler, kadınlar, çocuklar... adamlarımızın çoğu.
Hommes, femmes, enfants, la plupart de nos gars.
Bana kalırsa eşyalarımızı toplayalım ve buradan toz olalım, çocuklar.
Je pense qu'on devrait faire nos bagages et foutre le camp d'ici, les gars.
Size söylemeliyim ki, çocuklar, burada yaptığımız iş harika bir takım kurmak.
- Hum - Je vais vous dire les gars. Ce que nous avons fait ici, c'est construire une formidable équipe.
Hey, notu aldınız mı, çocuklar?
Hey, vous avez eu la note?
Çocuklar! Kurt adam bayrağımızı çaldı!
Le loup-garou a volé notre drapeau.
Günde 10 saat çalışıyorum, sonra evde yemek ve temizlik yapıyorum çocuklarıma bakıyorum, bu çılgınca ve yorucu .. ve görünen o ki bu ülkede her gün 33.7 milyon yalnız çalışan anne her gün bunları yapıyor.
Je travaille dix heures par jour, je rentre, je cuisine, je nettoie, je m'occupe de ma gosse, ça m'épuise et ça me rend dingue, et apparemment, on serait 33.7 millions de mères célibataires à mener
All-You-Can-Eat'de ( sınırsız büfe ) yemek isteyip istemediğini sormak için şöyle bir uğradım. Merhaba, çocuklar.
Je passais par là pour savoir si tu voulais aller à un buffet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]