English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çocuklar mı

Çocuklar mı Çeviri Fransızca

22,424 parallel translation
Şair çocuklar mı?
Une emo?
Biz iyi çocuklar mıyız Buck?
On est du bon côté, Buck?
Satış departmanındaki çocuklar mı gönderdi seni?
C'est les gars de la vente qui vous envoient?
Çocukların var mı?
Des enfants?
Çocuklarıma da sorabilirsiniz, tamam mı?
Vous pouvez demander à mes enfants, ok?
Ama çocuklarımızı zorluyorsa...
Mais si elle force nos enfants...
Kör çocukların sıra dışı bir hayal gücü vardır ama bu farklı bir durum, tamam mı?
Les enfants aveugles ont une imagination extraordinaire, mais là, c'est différent.
Çocuklarım.
Les garçons.
Çocuklarımız uyuşturucu mu kullanıyor?
Nos enfants prenaient de la drogue?
Bir anne olarak çocuklarım mutlu değilken, mutlu olamıyorum.
Une mère n'est heureuse que quand son enfant l'est.
Kimse bana amele safarisine çıkacağımı, yerlerde yatıp hayatta kalan son çiçek çocuklarıyla takılacağımı söylememişti be.
Que je dormirais par terre et traînerais avec les derniers hippies du monde. Ces putains d'aztèques ont volé nos boulots. Et nous, on n'a rien.
Evet, evet, çünkü çocuklarım "Yemek istiyoruz, baba." diyorlar.
T'as raison. Mes enfants sont gonflés.
Haklısın çocuklarımla kalacağım.
Tu as raison. Je ne quitte plus mes enfants.
Birlikte savaşabiliriz. Çocuklarımız bu düzende büyümek zorunda kalmasınlar.
On pourrait se battre ensemble pour que nos enfants ne grandissent pas ici.
- Susamadım. Aşağıdaki çocuklar ara sıra Andy'i gördüklerini söylediler.
Les gamins en bas, ils disent qu'Andy est là souvent ces derniers temps.
Bunlar sona erdiğinde, nasıl biterse bitsin çocuklarının gözünün içine bakıp hiçbir şey yapmadığını söyleyen annelerden olmayacağım.
Quand ça sera terminé, peu importe comment, je ne serai pas une de ces mères qui regarde ses enfants en leur disant qu'elle n'a rien fait.
Evime çocuklarımın yanına gittim. Farkında değilmişim ama her tarafım kan içindeymiş.
Je suis rentrée à la maison, et... et je ne savais pas, mais j'étais couverte de sang.
Çocukları parka çıkarmamı istemeniz isabet olmuş.
Heureusement que vous m'aviez demandé d'emmener les enfants au parc.
Karım ve çocuklarım evdeydi.
Ma femme et mes enfants étaient à la maison.
- Frankie, çocukları bu işe bulaştırmayalım.
- Je ne crois pas qu'on devrait mêler les enfants.
- Çocuklarım var.
- J'ai des enfants.
Kazanamayacağımız bir savaşın eşiğindeyiz ve durdurmak için yapabileceğim tek şey çocukları tehlikeye yollamak.
On est au bord d'une guerre ingagnable et tout que je peux faire pour l'empêcher, c'est de mettre en danger des gamins.
Çocuklarımızın, ölümün soğukluğunu hissetmeden büyüyebileceği bir dünyayı.
un monde dans lequel nos enfants peuvent prospérer sans l'ombre de la mort.
Hey, çocuklar, Tayland yemeği isteyen var mı?
Ça vous dirait, de commander thaï?
Çocuklar, bu sözlere bayıldım ama armoni eksik gibi.
J'adore les paroles, mais je trouve que ça manque d'harmonie.
- Çocuklar, bana büyük fikirler lazım.
- J'ai besoin d'idées énormes.
- Çocuklar annelik içgüdülerini ortaya çıkarmaz mı?
Ils ne réveillent pas ton instinct maternel?
Çocukları var mıymış?
On aurait pris un cuisinier.
Çocuklar anne babalarını taklit ederler.
M. Pulman, si vous me le permettez, il faudrait faire plus que parler. Les enfants calquent les comportements de leurs parents.
Kovaladığım kaçakların yarısı sadece karılarını, çocuklarını geri almaya çalışıyor ama kızınızın tüm ailesi burada.
La moitié des fugitifs que je pourchasse essayent seulement de revenir vers leur femme, leurs enfants. Mais votre fille toute sa famille est ici.
Beni götürürseniz çocuklarıma kim bakacak?
Si vous m'embarquez, alors qui va surveiller mes enfants?
Yeni çocuklar bana şans vermek üzereydi.
Des nouveaux enfants étaient sur le point de m'accorder une chance.
Çocuklarımın hayatı için gideceğim.
Pour la plus grande partie de la vie de mes enfants, je serai absent.
Ve bunun çocuklar için ne kadar güzel bir şans olduğunun da farkındayım.
Et je comprends pourquoi ce serait la chance d'une vie pour eux.
- Çocuklarımın babamın ve benim gittiğim okula gitmelerini istiyorum.
- C'est proche. - Mes enfants iront à la même école où je suis allé, où mon père est allé.
Onun kirli parası çocuklarımın özel okul masraflarını ödüyor da ondan.
Son or paie l'école privée de mes gosses. Moi...
Tekrar çocuklarımlayım.
Mon fils est de retour.
- Çocuklar kaybolabilir, tamam mı?
- Les enfants se perdent, ok?
Yani, en azından çocuklarımıza zarar verebilecek güvenilmez insanlara çip yerleştirip izleme fikri mantıklı olur.
Donc il semble raisonnable d'au moins suggérer que les gens n'étant pas dignes de confiance pour ne pas blesser nos enfants aient une puce et soient suivis.
Çocuklarımız... Nasıl bir dünyada büyüyecekler?
Dans quel monde est-ce qu'ils vont grandir?
Çocukların mı var?
- Qu'est-ce qu'y a?
O siyah çocukları suçladım,... ve bu okulu.
J'en voulais... à ces enfants noirs. J'en voulais à l'école. J'en voulais à...
Çocuklar, dondurma isteyen var mı?
Hey. Les enfants, vous voulez obtenir une crème glacée?
Bizim çocuklarımız da ikinci sınıf okullara gidecek.
Tous nos enfants sont va finir dans les écoles de second rang.
Ellerimle bıçağı tutamıyorum lanet tren beni eziyor ve çocuklarımı bir daha göremiyorum.
Je ne peux pas les utiliser le couteau jusqu'à ce que la putain de chose va me écraser, et je ne reverrai jamais mes enfants.
Çarşambaları ve hafta sonları çocuklarımla geçiririm, öyle davranırım.
Les week-ends et mercredis, je suis avec mes enfants.
Çocuklarımın, kardeşimin, arkadaşlarımın canını aldın.
Tu as pris les vies de mon enfant, mon frère, et de mes amis.
Çocuklarım şu çenen yüzünden bir haftadan beri uyumuyor.
Mes bébés ont pas fait la sieste depuis plus d'une semaine à cause de ta grande gueule.
Çocuklarımızı ısırabilirler.
Ils pourraient mordre nos enfants.
- Çocuklarımıza kuduz bulaştırabilirler.
Leur donner la rage.
- Artık mendil kızartmayalım çocuklar tamam mı?
- Les gars, on devrait plus faire frire des mouchoirs, OK?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]