Çok değerli Çeviri Fransızca
1,942 parallel translation
Çok değerli genetik bilgiler edinme şansımız var diyorum sadece.
Je dis juste que nous avons l'opportunité d'avoir des informations génétiques valables.
Annen anlatmıştı sarayda çok değerli bir hazine varmış.
Tu sais, ta mère a dit... qu'il y a un fabuleux trésor dans ce palais.
İkincisi, altın ve inciden oluşan çok değerli bir taş.
Le second, une pierre précieuse surmontant un lit d'or et de perles.
Bu çok değerli çünkü "Yastrzemski" yanlış yazılmış.
Elle a beaucoup de valeur, car ils ont mal orthographié "Yastrzemski".
Ama YZ'ye sahip satranç platformları, yapay zeka geliştirenler için bugünlerde çok değerli.
Mais celle des échecs est très prisée par les développeurs en ce moment.
Tamam ama verdiğiniz bilgiler çok değerli ve kesinlikle doğruysa mesela Watergate ya da Pentagon belgeleri gibi.
Right, okay. Si l'information qu'elles vous donnent est de valeur et fiable, like with Watergate or the Pentagon Papers, alors leurs intentions importent peu.
Bunun çok değerli olduğunu biliyorum. Bunu anlıyorum.
Tu y es très attaché, c'est normal.
Bak, sanırım buradaki varsayım, hayatlarımızın çok değerli olduğu.
Tu assumes que nos vies sont précieuses.
Bu çok değerli bir hediye.
Joli cadeau.
O çok değerli bir bitki!
Attention aux plantes!
Anne, bu çok değerli.
Il vaut bien trop cher.
O gün, Olive Snook çok değerli bir ders almıştı :
Ce jour-là, Olive Snook apprit une grande leçon...
O zaman çok değerli bir zamanı kaybedebiliriz.
On peut perdre un temps précieux.
Masrafsız. Çok değerli.
Ca ne coute rien, et ca vaut beaucoup.
Çok değerli. İşiniz...
C'est mignon, c'est votre travail...
Bildiğiniz gibi, koleksiyonumuzun bir çok değerli parçası halktan uzak tutulur. Ama, sizin gibi yüksek mevkili kimselere kapılarımızı açmaktan mutluluk duyarız.
Nos plus belles pièces ne sont pas publiques, mais je suis ravie d'ouvrir nos portes à des visiteurs aussi renommés que vous.
Ben de onun için kötü hissettim. Belki, bu benim hatamdı ama ona, bir beyefendinin çok değerli bir mal teslim ettiğini söyledim.
J'étais désolé pour lui, et... peut-être ai-je eu tort, mais je lui ai dit que ce monsieur déposait une marchandise d'une grande valeur.
Çekeceklerinizin çok değerli birer kanıt olacağından emin olun.
En tout cas soyez sûr que ce que vous filmez constituera un document de grande valeur.
Bunları söylediğini duymak benim için çok değerli.
Ça me touche vraiment venant de toi.
Phoenix şehri için çok değerli, kendini adamış bir hizmetle, birçok suçlunun yargılanıp, tutuklanmasını sağlamıştır.
Et son dévouement à la ville de Phoenix a été une aide inestimable à l'arrestation et l'incarcération de nombreux violents criminels.
Şöyle söyleyelim, Bayan Dubois'ın danışmanlık hizmeti şimdiden çok değerli olduğunu ispatladı.
Disons seulement que les services de consultante de Mme Dubois se sont déjà avérés être d'une grande valeur.
Ona ait olan bir şey lazım onun için gerçekten çok değerli olan bir şey.
Je dois avoir quelque chose auquel il tient particulièrement.
O boyadan bulaşmışsa, zamanımız çok değerli demektir.
Si c'est la source de la contamination, le facteur temps est essentiel.
Senin bu davayla yakından ilgilendiğini bilmek benim ve ailem için çok değerli.
Ça compte beaucoup pour ma famille et moi de savoir que vous... Vous vous impliquez personnellement dans l'affaire.
Aslında çok değerli bir özellik hele ki içinde bulunduğumuz durumu göz önüne alırsak.
C'est une chance particulière Surtout dans de telles circonstances
Bak, çok değerli değil ama uzun zamandır aileme ait.
Écoute, ça ne vaut pas grand chose, mais ça appartient à ma famille depuis très longtemps.
Bugün çok değerli bir ders öğrendik, evlat.
On a appris une leçon importante, aujourd'hui, fils.
Senin çok değerli bağlılığını hiç hak etmiyor muyuz?
Ne méritons-nous pas votre précieux dévouement?
O çok değerli bir antika ve Michael Amcan ona iyi bakmamızı isterdi.
C'est un objet ancien de très grande valeur. Et je sais qu'oncle Michael aurait voulu qu'on en prenne grand soin.
Biliyor musun, Sarah, başta biraz tuhaf geldi. - Ama mektubun benim için çok değerli.
Tu sais, Sarah, je sais que j'ai été vraiment bizarre avec ça, mais... ta lettre représente beaucoup pour moi.
Düşüncen benim için çok değerli.
Parce que... je donne vraiment de l'importance à ton opinion.
300 papel kaybetmiyorsun da çok değerli bir ders alıyorsun :
Vous perdez pas 300 dollars, vous y gagnez une leçon :
Bijou sinirli bir şekilde, onun çok değerli bir eşya olduğunu ve bir daha yaklaşmamamı söyledi.
Bijou m'a demandé de m'en éloigner. C'est un objet de valeur et je ne dois plus le toucher.
Bu gece ilk sahne alacak kişiyi sunmaktan gurur duyuyorum,... kendisi müthiş bir yeteneğe sahip olan çok değerli bir arkadaşımdır.
Je suis très fière de vous présenter notre première chanteuse. C'est une de mes plus chères amies qui a un talent exceptionnel.
Vaktinin çok değerli olduğunu biliyoruz.
On sait que ton temps est précieux.
Çok değerli bir şey değil.
Elle ne valait pas grand-chose.
Çok değerli bir galaksi senatörü size doğru geliyor.
Une sénatrice importante se dirige vers vous.
Hepsinden iyi Üstad. Çok değerli.
Et cerise sur le gâteau Maître il est doré.
Katile yaklaşmamız gereken yerde, çok değerli zamanımı bir yalanın izini sürerek ziyan ettim.
Au lieu de me rapprocher du tueur, j'ai perdu un temps précieux pour un mensonge.
Çok değerli bir şeyimi çaldılar.
Ils m'ont volé quelque chose. Quelque chose de précieux.
Ben çok değerli biriyim ve müttefiklerime karşı çok cömert olabilirim.
Je suis un homme très riche, et je sais être généreux avec mes alliés.
O değerli bakirenizle birlikte bir çok kişiyi öldürdü.
Elle a massacré ta précieuse petite vierge plus une demi-douzaine d'autres gens.
Yani, ben onların yaşındayken, bir işim olduğu için çok memnundum... ve ne kadar değerli olduğumuzun farkındaydık.
À leur âge, j'étais tellement contente d'avoir du boulot, et on savait toutes qu'on n'était pas irremplaçables.
Psikolojik açidan konusursak, isyan ederek elde ettigi ilgi kendisine zarar verici de olsa, rehabilitasyona gitmesinden duygusal yönden çok daha degerli.
Psychologiquement parlant, l'attention qu'il tire de sa rébellion, même s'il s'autodétruit, lui tient plus à coeur que l'aide d'un centre de désintox.
Bu benim için çok değerli.
Ça signifie beaucoup pour moi.
Kızımın ödünü patlattın. Sayısız pek çok insanı öldürdün, ki elinde değerli bilgiler bulunan bir hedef de buna dahil.
Tu as terrifié ma fille et tué d'autres, dont une qui avait des informations de valeur.
Onlar için çok değerli.
- Il leur est trop précieux.
Orada hamile bir bayan var, adı Kelly ve yaşamını yitirecek çünkü tıbbî yardım almaktan çok korkuyor yani hayat değerli mi Bay Gifford?
Vous voyez, il y a une jeune fille enceinte là-dehors, Kelly, et elle va perdre la vie car elle a trop peur de recevoir une aide médicale, alors... la vie est-elle précieuse, M. Gifford?
Belki de anlaştığımızdan çok daha değerli.
Elle vaut peut-être plus que ce qu'on a négocié.
Piyasa her ne kadar altı yıl öncesinden çok uzak olsa da biz değer odaklı stokları elinde tutan yeniden değerli stokları ve yatırım fonlarını arıyoruz, ki bu da düşük fiyat-kazancı ya da fiyat-defter oranları veyahut hisseden yüksek payda eğiliminde.
Bien que le marché ne soit pas encore revenu à son état d'il y a six ans... on regarde de nouveau vers les actions et les fonds mutuels... avec une participation valorisée... qui ont un bon ratio coûts / bénéfices ou coût / valeur comptable... et qui rapportent de gros bénéfices.
Aslında, büyük şirketler arasında son birkaç yıl içinde değerli stoklar gelişen stoklardan çok daha başarılı ve uzun vadeli bileşik değer kazanımı oldukça etkileyici.
En fait, depuis plusieurs années, dans les grosses compagnies... les actions ont un meilleur rendement que les valeurs de croissance... et à long terme, l'appréciation composée est très impressionnante.
çok değerlidir 18
değerli 17
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
değerli 17
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok dikkatli ol 53
çok dar 20
çok derin 25
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok düşünceli 17
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20
çok dar 20
çok derin 25
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok düşünceli 17
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20