Çok daha fazla Çeviri Fransızca
3,434 parallel translation
Bazen, suyun kabarcıkları oluyormuş....... ve ihtiyacımız olandan çok daha fazla çatal varmış.
Parfois, il y a des bulles dans l'eau. Et bien plus de fourchettes que nécessaire.
Çekti de, ve Dan'in önümüzdeki çıkıcak hikayesinin çok daha fazla ilgi çekeceğini düşünüyoruz.
Et c'était vrai. Et la nouvelle de Dan va recueillir, la semaine prochaine, encore plus d'attention.
İyi denemeydi Klaus, ama Damon'a güveniyorum hem de sana güvenebileceğimden çok daha fazla.
Bien essayé, Klaus, mais je crois Damon beaucoup plus que je ne te crois toi.
Onun için çok daha fazla para alırım ayrıca bunu kardeşinle temizlemek zorunda kalırdım.
Pour cela, j'aurai besoin de plus d'argent, et je voudrai le mettre au clair avec mon frère.
Böylece senden çok daha fazla nefret edecekti ve aslında yürüyebildiğini öğrenince de bana senden kurtulmam için para vereceklerdi.
Pour qu'elle te déteste à mort en découvrant la vérité et me file de l'argent pour m'éloigner de toi.
Tecrübelerime dayanarak söylüyorum : Kıymetli altınları için çok daha fazla endişe ediyorlardı, inanın.
Bien, pour ma part, ils étaient plus intéressés par leur précieux or.
Onda senin getirdiğin bağımlıdan çok daha fazla şey gördüğümü fark etmedin mi?
Oh, vous ne vous êtes pas dit qu'à présent je vois bien plus loin que votre dépendance?
Güzel ama, erkekler bir projeleri olduğunda çok daha fazla odaklanırlar.
Les gars donnent tout ce qu'ils ont quand ils ont un projet.
Hem siyaset dünyasında sen benden çok daha fazla pislikle başa çıkıyorsun.
De plus, allé, tu traites avec plus d'escrocs en politique que je ne le ferai jamais.
Kapı numarası 13, telefon numarasının sonu 1313,.. ... karşıdaki daha geniş,.. ... ve çok daha fazla ışık alan 14 numaralı oda yerine... bu ofisi seçti, 13 numara.
Son appartement est le 13, son numéro de téléphone se termine par 1313, et il choisit ce bureau, le numéro 13, alors qu'il aurait pu avoir celui plus clair et plus spacieux de l'autre côté du couloir, le numéro 14.
Hem de senden çok daha fazla.
Bien plus que toi.
Yanlış. NZT Brian, sıradan olanından çok daha fazla şey yapabiliyor.
Le Brian sous NZT peut faire bien plus de trucs que le Brian normal.
Benden çok daha fazla şey yapabilir. Hayal edebileceğinden çok daha fazla şey...
Il peut faire bien plus que moi, plus que vous ne pouvez l'imaginer.
Onu karşımıza alıp gerçekleri söylememiz lazım. Şu Todd'un cinayetle bize bahsettiğinden çok daha fazla alakası var.
Bon, il faut le faire s'asseoir et lui exposer les faits que Todd est bien plus impliqué dans ce meurtre qu'il ne veuille bien l'admettre.
Üç milyondan çok daha fazla var.
Il y a bien plus que 3 M $.
Aksi takdirde çok daha fazla kanar.
Sinon, on a encore plus de sang.
Cehennem'de, Cennet'teki bağışlanmışlardan çok daha fazla lanetli vardır.
Tu trouveras plus de damnés en Enfer... que d'âmes libérées au Paradis.
Sanırım bu insanlara bir bardak su istemekten çok daha fazla zahmet veriyorsun şu an.
Le fait de t'apporter de l'eau n'est pas le pire problème que tu causes en ce moment à ces gens.
Merhametli ol ve ölüm de lütfen ki sürgünün görünümde daha çok terör vardır ölümden çok, çok daha fazla
Sois miséricordieux, dis "mort", L'exil est plus terrifiant que la mort
Yine alt üst olmuş ama çok daha fazla ödüyorlar.
Ils sont tous aussi tarés, mais ils paient beaucoup mieux.
O yüzden seni uyarıyorum, karara varma sürecimi çok daha fazla uzatabilirim böylece sen de o sahtekâr kibrini devam ettirebilirsin.
Alors je vous mets en garde. Je peux maintenir ma détermination bien plus longtemps que vous ne pouvez maintenir cette arrogance.
Her gün saatlerce eğitim görüyoruz ve Dünya'dakinden çok daha fazla ödev yapıyoruz.
I et de nombreux autres sujets que je n'avais jamais terre l're formé dans la main-à - corps
Ben her şeyi görüp yaptım. Senden çok daha fazla.
J'ai tout fait et tout vu, plus que toi.
Onunla çok daha fazla iş yaptım.
Les affaires marchaient tellement mieux avec elle.
40 yıldır kumarhane işindeyim diğer bütün işlerden çok daha fazla denetleniyor.
Je me suis occupé de casinos pendant 40 ans. Il faut être plus prudent avec ça qu'avec n'importe quelle autre affaire.
Burada çok daha fazla bilgi var.
Il y a bien plus d'information encore.
Lotoyu tutturan uzaylı görme ihtimali çok daha fazla.
T'as plus de chances de croiser un alien que de gagner au Loto.
Ama Katniss daha ciddi bir konuya gelirsek sanırsam hepimiz biraz hayal kırıklığına uğradık, birazdan çok daha fazla aslında...
Mais Katniss, plus sérieusement, nous sommes tous plus qu'un peu déçus qu'un certain mariage n'ait pas eu lieu.
Bu lanet bacaktan çok daha fazla beklentilerim vardı.
Je serais loin, sans cette saleté de jambe.
Çoğu insanın 10 ömür boyu çekeceğinden çok daha fazla sıkıntı çektim ben.
J'ai vécu plus de merde dans ma vie que la majorité des gens en dix vies.
Herhangi bir zenciden çok daha fazla para getiriyor.
Elle ramasse avec plus de vigueur que tous les autres.
Sandığınızdan çok daha fazla, Norton.
Plus que vous, Mr Norton.
Fakat umuyordum ki, bir an için Bay Claud Darrell planının başarılı olduğuna inanabilse bile, daha sonra gerçekleşecek olan bir başarısızlığı çok daha fazla yıkıcı olacaktı.
J'espérais que si Claud Darrell pouvait croire un moment que son plan avait réussi, constater ensuite son échec serait d'autant plus dévastateur.
Hayır! Düşündüğümden çok daha fazla dayandı.
Elle a tenu plus longtemps que je le pensais.
Bence o İncil'den çok daha fazla para kazanabiliriz.
On peut tirer beaucoup plus de l'Évangile.
Evet, evet benimkinden çok daha fazla.
Ouais, ouais, la sienne est un peu plus fournie que la mienne.
Benden çok daha fazla ödülün olacak.
Vous aurez plus de prix que moi.
-... çok daha fazla saygı gördüğü bir işi vardı.
Il avait trop de respect pour son travail pour le vendre dans des sacs en plastique.
Belki de dışarıdan bir tehlikeye çok fazla odaklandık. İçeriye daha dikkatli bakmayı gözden kaçırdık.
Peut-être qu'on s'est tellement focalisés sur une menace externe... qu'on a oublié de regarder de plus près l'intérieur.
Daha fazla konuşmadan Rain Tiyatro gururla eski bir geleneği devam ettiriyor ve size çok özel bir matinede adı "Soygun" olan çok özel bir oyunu sunuyor.
Et donc sans plus attendre, le Théâtre Rain continue avec fierté la grande tradition en cette matinée très spéciale de la représentation du "Voleur."
Baban hayatında çok şey kaybetti. Saçı, annesi herhangi birinin düşünebileceğinden daha fazla Monopoly.
Ton père a beaucoup perdu dans sa vie... ses cheveux, sa mère, plus de parties de Monopoly que tout homme doit.
O, hayatının büyük kısmını, hayat arkadaşı, Viviane, olmadan geçirmişti. Michel daha fazla dayanamadı. Onlar çok erken ayrıldılar, ama ben artık onların birlikte olduğuna ve birlikte yürüdüklerine eminim...
Il aura passé la majeure partie de son existence partie beaucoup trop tôt. qu'ils vont poursuivre ensemble un chemin... trop vite interrompu.
Çalışmam için daha fazla alana ihtiyacım vardı. İşler çok iyi gidiyor.
J'ai besoin d'un endroit pour mes affaires, nous sommes officiellement lancé.
- Aman tanrım Mikey o daha şimdiden çok fazla kan kaybetti!
- Oh, mon dieu, Mickey, elle a déjà perdu beaucoup de sang.
Daha çok Bordeaux şarabı gibi, daha fazla sek.
Un peu comme un Bordeaux en plus sec.
- Sanmıyorum. - Tamam, belki daha büyüğünü görmüşsündür ama çok fazla getiriyorum.
OK, t'en as peut-être déjà vu un plus gros, mais je vais t'en apporter tout un.
Balinalar ölüyorsa, benim için daha fazla ödemek çok sakıncalıdır. Doğru olan bu. Böyle olması gerek.
Je l'ai payé un peu plus parce que ça préserve les dauphins.
Doğrusu, çok daha ilginç fikirlerim var. Elimizdeki raporları nasıl daha fazla yararlı kullanabiliriz diye, Albay'la paylaşmayı istiyordum.
J'ai des idées à transmettre au Colonel, pour l'efficacité des rapports.
Daha çok insan ve daha fazla sır.
De gens impliqués et de secrets.
- Hayır, bu çok sinir bozucu. Daha fazla katlanamayacağım.
- C'est trop frustrant.
Çok fazla doldurma. Yoksa daha sonra fırında taşar. Ve çok pis olur.
Ne mets pas trop de farce, ça risque de déborder dans le four et tout salir.
çok daha fazlası 28
çok daha iyiyim 55
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
çok daha iyiyim 55
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla değil 55
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla 31
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla değil 55
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla 31