English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çok geç olmadan

Çok geç olmadan Çeviri Fransızca

897 parallel translation
Çok geç olmadan, Fogelev, Natasha'ya evlenme teklif etmeye karar verir.
Avant qu'il ne soit trop tard, Fogelev a décidé de faire une offre à Natasha.
Çok geç olmadan, fark etmiş olsaydın keşke.
"Si tu t'étais rendu compte avant qu'il ne soit trop tard."
Çok geç olmadan çocuğu bırakışım hariç.
Mis à part abandonner l'enfant, avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan bana kulak ver sevgilim. Hayır.
Oh, écoutez-moi, ma chérie, avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan neden buradan ayrılmıyorsun?
Partez avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan söylemem lazım.
Je dois le lui dire avant qu'il soit trop tard.
Çok geç olmadan ona yardım etmenizi istiyorum.
Je vous en prie, aidez-le avant qu'il ne soit trop tard.
Eğer akıllıysanız, çok geç olmadan kendiniz anlayacaksınız! Yol boyunca oldukça konforlu manastırlar var.
Vous feriez mieux d'aller dans un couvent au plus vite.
İnanın bana. Çok geç olmadan kabul edin.
Croyez-moi, aller, accepter, avant qu'il ne soit trop tard.
Bırak çok geç olmadan seni unutsun.
Avant qu'il soit trop tard.
Sizinle bankayla ilgili bazı işleri konuşmak istiyor... Çok geç olmadan.
Il veut vous parler affaires, avant qu'il soit trop tard.
Beni duyuyor musunuz? Çok geç olmadan bir şey yapın!
Il sera trop tard, sans ça!
Yüzyılın en inanılmaz suçunu gözlerinin önüne sereceğim, Holmes, ve sen çok geç olmadan ondan hiç kuşkulanmayacaksın.
Je vais mener le crime du siècle sous votre nez et vous n'y verrez que du feu.
Bu arada, zaman geçiyor, bizimse çok geç olmadan dışarıda yapacak işlerimiz var.
D'ici là, nous avons à faire avant la tombée de la nuit.
İkinci rüyadan sonra ta Küba'dan kalktım geldim. Çok geç olmadan, Albayı ikna edebilmek için. Çünkü üçüncü rüya benim takvimimde sonuncusudur.
Je suis revenu de Cuba après mon deuxième rêve pour parler au colonel avant qu'il soit trop tard parce qu'après mon troisième rêve tout s'arrête.
Kaçın bu evden, çok geç olmadan hayatınız için kaçın.
Fuyez! Fuyez cette maison s'il n'est pas déjà trop tard.
- Çok geç olmadan ondan kurtulmalısın.
Fais-le lâcher prise à temps.
Haklısın. Çok geç olmadan vazgeç.
Vous avez raison.
Fakat çok geç olmadan bunun icabına bakacak.
Mais il y remédiera avant qu'il ne soit trop tard.
Böyle düşündüğünü çok geç olmadan öğrendiğim iyi oldu, Danny.
Je suis contente d'avoir vu ton vrai visage avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan Journet'i bulmalısın. Ama nasıl?
- Il faut absolument le retrouver.
Çok geç olmadan, hemen burayı terk edeceğim.
Je pars, pendant qu'il en est temps.
- Çok geç olmadan onu durdurmalıyım.
- Je dois l'arrêter tout de suite.
Çok geç olmadan geri dönüyorum.
Je vais rentrer de ce pas.
Rahibe, sen... Çok geç olmadan senin gözünü açmalıyım.
Il vous faut ouvrir les yeux avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan önce yazacak gücü kendimde bulmalıyım ve belki yazdıkça, bize olanlarının asıl nedeninin, birbirimizi anlayamayışımızdan kaynaklandığını görebilirim.
Je dois trouver la force d'écrire. Quand j'écrirai, il apparaîtra peut-être que ce qui nous est arrivé avait une raison dépassant notre entendement.
Çok geç olmadan teslim olmasını söyleyin.
Dites-lui de revenir avant qu'il ne soit trop tard.
Dr. Gifford, çok geç olmadan bunu sonlandırmamız lazım.
Dr Gifford, arrêtez ça.
Şimdi kabullen. Çok geç olmadan.
Fais-Ie avant qu'iI ne soit trop tard.
Aslında çok geç olmadan seni pencereden atmam gerekir.
Je devrais vous renvoyer avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan tedavi olmalı!
II est urgent de le faire soigner!
Çok geç olmadan önce.
Avant qu'il ne soit trop tard!
Çok geç olmadan.
Avant qu'il ne soit trop tard.
İhtiyar Önder artık rahatsızdı ve çok geç olmadan... hayvan yoldaşlarına anlatması gereken şeyler olduğunu bildirmişti.
Sage l'Ancien avait prévenu les animaux... qu'il désirait leur laisser un message avant qu'il ne soit trop tard.
Biraz mantıklı olsan, sen de buradan ayrılırdın çok geç olmadan.
Tu devrais l'imiter avant qu'il ne soit trop tard!
İçeri gir ve çok geç olmadan konuş onunla.
Va lui parler avant qu'il ne soit trop tard.
Onu çok geç olmadan kontrol altına almak, yapabileceğimiz en iyi şey değil mi?
Mais il est encore temps, par les moyens juridiques, de l'empêcher de nuire, et ce dans son propre intérêt.
Onlara sıkıcı sarılmak, çok geç olmadan onları yaşamak zorundasın, değil mi?
Il suffit de les retenir, les vivre avant qu'il ne soit trop tard.
Belki de bir başkası çok geç olmadan sana yardım etmeliydi.
Peut-être qu'un autre aurait pu trouver comment te rattraper avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan, gerçek temellere dönmek zorundayız. Ve ben sadece okul öncesi eğitimden bahsetmiyorum burada.
Il faut revenir aux vraies bases, avant qu'il ne soit trop tard.
Çok geç olmadan beni dinlemelerini sağlayın!
Faites qu'ils m'écoutent tant qu'il est encore temps.
Çok geç olmadan kendinle yüzleşmelisin.
Avant qu'il soit trop tard tu ferais mieux de te regarder en face.
Belki acele edersek, o kuytu kafeyi çok geç olmadan bulabiliriz.
si nous nous dépêchons, nous pouvons trouver ce café sombre avant qu'il ne soit trop tard.
Victor, sana yalvarırım. Çok geç olmadan bu yaptığına bir son ver.
Je vous en prie, arrêtez avant qu'iI ne soit trop tard.
Hemen şimdi, çok geç olmadan git.
Partez avant qu'iI ne soit trop tard.
Çok geç olmadan bu canavarlığı durdurduğumuz için memnunum.
Satisfait d'avoir détruit ce monstre à temps, oui!
Çok geç olmadan yaptığın pisliği temizlemeye, sersem.
- Nettoyer derrière toi.
Çok geç olmadan geri dönün. Hayır.
Renoncez avant qu'il ne soit trop tard.
"Çok geç olmadan bu gidişata bir son verin!"
Imagine que quelqu'un crie :
Gel ve çok geç olmadan onu gör.
Kiku, va la voir!
Çok geç olmadan.
Partons!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]