English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çıkar onları

Çıkar onları Çeviri Fransızca

1,268 parallel translation
Hasan... çıkar onları dışarı.
Hasan, fais-les sortir.
- Çıkar onları buradan.
- Fais-les sortir.
- Çıkar onları buradan.
- Eloignez-les!
Çıkar onları.
Enlève-moi ça.
Çıkarın onları!
Rappelez-les!
Ayakkabılarını çıkar ve onları giy.
Enleve tes chaussures, et mets tes pantoufles.
Siz güvende uyurken onlar huzursuzluk çıkarır.
Vous qui dormez tranquilles, ils vous jettent dans le trouble.
Ama tepelerin ötelerine kayarlarsa ya da insan doğasını değiştirirlerse ya da hortum çıkarırlarsa gökyüzü değişecek ve bilim onların üzerinde boşa zaman harcayacak.
Mais, si on pouvait déplacer les collines, ou changer le caractère des gens, ou fabriquer du vent, le ciel bougerait et la science perdrait son temps.
Onları seviyorum. Çıkarın! - İyi değil.
- Il ne se sent pas très bien.
Üst uzaydan çıkar çıkmaz onları engellemeye başlayacağım.
Je les brouillerai dès qu'on sortira de l'hyperespace.
- Sadece onları dışarı çıkar yarım saat kadar dolaştır. - Kolay olacak gibi.
Promène-les une demi-heure.
Onlar nasıl baştan çıkarıcı olabilir hiç fikrim yoktu.
Je ne connaissais pas leur pouvoir de séduction.
Açıkçası, bin yıl sonra birileri beni kazıp çıkarırsa, ben de onların üzerinde lanet olmasını umardım.
Si on me déterre dans 1 000 ans, j'espère que les responsables seront maudits.
Onlar sadece sorun çıkarır, hepsi korkaktır.
Ils jouent aux durs mais ce sont des lâches.
İyi bir roman çıkar. Kitaplarınız yüzeyde hep hüzünlü görünür. O yüzden ben onları yapısöküme uğratmayı seviyorum.
Tous vos livres ont un vernis de tristesse et j'aime les déstructurer pour y découvrir un bonheur que vous ne voyez pas.
Sizin ihtiyacınız var. Onları felsefi filtrenizden geçirip keyfini çıkar. Kendi bağlamında.
Vous en faites une analyse philosophique et l'appliquez dans votre contexte.
Onlar bilse de bilmese de seçmenle yapılan bu sözleşmede... Bana Salı günü oy ver ben de Çarşamba Schumann'ı çıkarırım.
Le contrat avec l'élection, qu'ils le sachent ou pas... c'est votez pour moi mardi.
Kalbimde korku ve nefretle karışık bir acı hissettim çünkü neredeyse onlar gibi olacaktım.
Un frisson me parcourut l'échine. Mon cœur bouillonnait de haine et de colère.
Onları dışarı çıkarın.
Emmenez-les.
Onlar ruhun hayvan tarafını ortaya çıkarıp, kendilerine adapte edebiliyorlar.
Par la possession, ils peuvent s'approprier l'esprit des animaux.
Tabaka halinde onları çıkarıyorsun.
Tu prends du papier et un chiffon.
- Onları çıkar.
- Enlevez-les.
Birkaç gün sonra çıkarır onları.
Elles passeront en deux jours.
Onları bugün oradan çıkar, yoksa buradan sen gidersin, anladın mı?
Enlevez tout ça aujourd'hui ou vous serez renvoyée. C'est compris?
Bebek sahibi olamıyorlar diye onları yemeğe mi çıkarıyorsun?
Faute de bébé, tu les invites à déjeuner?
Ölümünden her kim sorumluysa - onları bul, ve adaletin karşısına çıkar.
Trouvez le coupable et faites-le traduire en justice.
Eğer biz onları açığa çıkarırsak belki mürettabat savaşabilir.
S'ils sont exposés, l'équipage résistera.
Onları oradan çıkarın!
- Infirmerie à Janeway.
Peki ala, hemen çıkarın onları, Binbaşı.
- Enlevez-les, lieutenant!
ve şu bardaklar partide kullanılmamış. Onlar özel bir şey için çıkarılmışlar. Bunu biliyorsun.
D'ailleurs ces verres je ne les sors que pour les grands dîners, tu le sais.
Dan, onları hemen oradan çıkar.
Dan... Sortez-les de là.
Bu polisleri evinizden çıkarın, bayan Harney, yoksa onları mahvedeceğim. Benim komşum olmak ve de yaşamak istiyorsanız eğer hemen bu şerefsizleri dışarı atın. Sizi uyarıyorum.
Virez les flics ou je mets le feu
Çıkartmazsan onları çıkarır atarım hem de kafanla birlikte.
Sinon, je te les balance et ta gueule avec.
Ve çok ses çıkarırlarsa onları sessiz bir yere koyarım.
Et s'ils faisaient trop de bruit, je les mettrais dans un lieu calme.
Çıkarın onları dışarı.
Obtenez-les dehors.
Bu hafta onları ikinci kez çileden çıkarıyorum.
Ils en étaient malades. Verts, bleus.
Onları kamyonetten çıkar ve şuraya bırak.
Ma copine du Tardicaca
Her zaman bunu yapmak istemeyen birileri çıkar. Onları görürüm. Her zaman şöyle...
Il y a toujours des spectateurs réticents ils sont du genre...
Önemli olan adamların sorun çıkarmaması. Dışarı çıkarlarsa onları tutuklayıp içeri tıkarız.
en fait... le problème on va les arrêter et les mettre en prison.
Kavgayı kim çıkarırsa çıkarsın onlar bitiriyor.
Une bagarre? II faut aller au bout.
Genelde ben herkesle çıkarım ta ki, onlar beni bırakana kadar.
Tu m'évites, ou... - Un peu.
Üzerine kahrolası bir pantolon giy ve sonra onları da çıkar. Çünkü şimdi dayak yeme vakti!
Remets ton pantalon et baisse-le, que je te donne une fessée.
Onları sudan çıkarın!
Sortez-les de l'eau.
Onlar... Onlar karımla oğlumdu.
Vous savez... c'était ma femme... et mon fils.
Onları yayından çıkar.
- Écoute, Ed...
- Çıkarın onları buradan!
- Eteignez! - Faites-le sortir!
Onlar çok karışık işlerdeler.
C'est des parcours très compliqués.
Kentteki diğer tüm organize suç operasyonuyla aynı. Gördüğümüz her yerde sokak serserilerini tutuklamak. Onları konseyin önüne çıkarıp hepsini gözetimde tutmak ve operasyonlarla Benjamin Wong'a giden tüm yolları bulmak.
Le même que pour toutes les autres opérations de crime organisé dans la ville... coffrer les soldats de la rues chaque fois qu'on en voit un... surveiller notre position dans la chaîne alimentaire auprès du conseil... mettre la pression avec de la surveillance et des opérations ponctuelles... et continuer à monter vers Benjamin Wong.
Bizi uzay ışınından çıkar, onları geçmeye çalışacağız.
Conduisez-nous à la balise, on va sauter devant eux.
- Pekâlâ. Bu adamlar buraya ait değil. Onları hemen çıkarın.
Virez-moi tous ces badauds.
- Evet. Eğer onlar indiremezlerse, bu defa en iyi işimizi çıkarırız.
S'il s'est pas déjà fait buter, on a encore une chance.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]