Çıkarın onları Çeviri Fransızca
547 parallel translation
Çıkarın onları!
Sortez-les de là!
Çıkarın onları buradan!
Renvoyez-les!
Çıkarın onları.
On y va.
Yapın gerekeni : Kazıp çıkarın onları.
Vous les déterrerez plutôt.
Çıkarın onları.
Laissez-les sortir!
Herkes tutuklu. Çıkarın onları buradan.
Tout le monde est état d'arrestation.
Merrihew, çıkarın onları ordan.
Merrihew, sortez-la!
- Çıkarın onları, herkes yerine!
Sortez les, tout le monde sur la place!
Bakın mösyö, her fırsatta onları güneşe çıkarıp çocuklar gibi oynamalarını sağlıyorum.
Quand l'occasion se présente, je les emmène au soleil pour qu'ils jouent, comme des... enfants.
Senin için çalışmak için mi, kendi çıkarın için mi? Dağlarda, hoş bir yerde senin için bir tatil planlamıştım. Nerde... onların cafcaflı konferansları ve briç oyunları var.
J'organise un séjour à la montagne, où on peut jouer au bridge, et parler d'art.
- Rüzgar çıkar çıkmaz onları bırakın.
- Lâchez-les dès que le vent se lève.
- Onları çıkarın!
- C'est une marejada!
Onlar ancak küçük bir yangın çıkarır.
Tant pis. Ce sera un petit feu.
Karınız, oğlunuz, babanız, ve bütün kumpanya onları böyle bir çırpıda unutamazsınız!
Oh, pardon. - On pourrait faire aussi une jolie pantomime avec "Othello".
Onları çıkarınca, halının saçaklarına ayakların dolanır ve çuvala dönersin.
Il le retire, noue les jambes pour en faire un sac.
Dünyada geyiğin onları mahvetmesini önleyecek çıkar yol yok.
Il n'y a aucun moyen d'empêcher cet animal de recommencer.
Eğer onları şimdi buradan çıkarırsak yarın tekrar savaşabilirler. Ama bu...
Si on se replie, ils pourront continuer à se battre.
Onları dışarı çıkarın ve Baron Gruda'nın takdirine bırakalım.
Emmenez-les et gardez-les à la disposition du Baron.
Onları mavi odaya çıkarıyoruz. - Eşyaları mı?
Il n'a aucun goût pour les cravates.
Onları yürüyüşe çıkarır mısınız?
Vous leur faites faire des balades?
Onları buradan çıkar!
Vous n'obéirez donc jamais? Dégagez! La ferme.
Onları baştan çıkarıcı artist kızların pençesinden ve zenginlerin aşırı tutkulu kızlarından kurtaran kızı mı diyorsun?
Celle qui les sauve des griffes des séduisantes danseuses de music-hall et des filles de riches passionnées?
Onları buraya çıkarın.
Revenez!
Onları hemen buraya çıkarın.
Remontez à bord!
Size saldıranların hepsi Japon değildi. Onlar özellikle seninle olay çıkarıp ortalığı birbirine katması için o sokağa gönderilen bir grup serseriydi.
Ceux qui vous ont agressés n'étaient pas tous des voisins, mais des fauteurs de troubles envoyés là-bas spécialement pour vous attaquer.
Deniz kaplumbağalarına dalış yapıyor onları sırtüstü çevirip yumuşak karınlarını ortaya çıkarıyor alt kısımlarını yırtarak açıp etlerini paralayıp yiyorlardı.
Ils piquaient droit sur les jeunes tortues... les retournaient pour mettre à découvert leurs tendres flancs... les leur perçaient... les déchiquetaient et se repaissaient de leur chair.
Bright City'ye götürüp, onları McQuown'un gözetiminde serbest bırakacak 12 titrek jürinin önüne mi çıkarırdın?
Le jury de Bright's City a si peur de McQuown qu'il les acquitterait.
Herkes böyle sanıp ve pes eder. Bu da onların yanına kar kalır.
C'est pour ça que personne n'agit, et qu'ils sont si puissants.
Deli bu. Onlar için çabalarsın, yaparsın, denersin, için dışına çıkar.
On se bat, on construit, on essaye, on se plie en quatre pour elles.
Samanları yığın, ve dumanla onları dışarı çıkarın.
Ramassez de la paille!
Onları dışarı çıkarın ve tutuklayın.
Sortez-les d'ici et mettez-les aux fers.
Sakin gülümsemesi onları etkiledi. Yakın tarihte yapılan bir kazıda çıkarılan heykel Adriyatik'te bir adada, açık hava müzesindeydi.
La statue récemment exhumée se trouvait dans un musée en plein air sur une île de l'Adriatique.
Onları ve Za'yı Kurukafa Mağarasından çıkarın.
Sortez-les de la Grotte des Crânes, et Za avec!
- Onları buradan çıkarın. - Gidelim. Haydi.
Bougez-moi ça de là!
Kendini günah çıkarır gibi onların ellerine bırakmalısın. Gerisini onlar düşünür.
Donne-leur les renseignements et ils se chargent de tout le reste.
- Lütfen komutanım, onlar karımın.
- Je vous en prie, c'est ma femme.
Onları çözmek için bir hafta ver, yeter, sonra Japon konum planını çıkarırım.
Donnez-moi 8 à 10 jours pour m'infiltrer. Je vous fais un calque des positions jap.
Alın onları ve dışarı çıkarın.
Attrapez-les et jetez-les dehors.
Şimdi onları buradan çıkarınız.
Emportez-les.
Bir kelime ordan, bir kelime burdan alırsın... Onları birleştirirsin, ve sonunda ortaya bir resim çıkar.
Un mot par-ci par-là, mis bout à bout, ils prennent un sens.
Çıkarın onları dışarı!
Sortez le fourgon!
Onları sudan çıkarın!
Sortez-les de l'eau.
Müdürler, onların eşleri ve okulumuzun esas dostları için çıkarılır.
Les maîtres, leurs épouses et les amis de l'Ecole.
Sen de onlarınkini çıkarırsın.
Et toi les leurs pour eux.
Onları hemen çıkarın.
Jetez-les hors d'ici.
Bununla birlikte onlar, hayvanat bahçesinin hastanesinden alınıp..... bir otele yerleştirilecek ve ayrıntılı bir şehir turuna çıkarılacaklar.
Les singes quitteront le zoo pour un hôtel et on leur fera visiter la ville.
Ve sen de bilim uğruna onları, parçalıyor, organlarını çıkarıyor ve karşılaştırmalar yapıyordun.
Et, dans l'intérêt de la science, vous disséquiez, retiriez et compariez...
Onları aslanın ağzından ve içindeki karanlıktan çıkarıp ve nurun, kutsal hayatın ebedi huzurun nimetlerine erdirsin.
Délivrez-les de la gueule du lion et de l'ombre qui y règne et faites-les venir à la lumière bénie, à la vie sainte et au repos éternel.
Macduff oraya ulu kraldan yardım dilenmeye gitti Northumberland ve yiğit Seyward'daki adamları için. Onların yardımıyla, eskisi gibi soframıza et çıkarır geceleri rahat uyur, bıçakları şölenlerimizden uzak tutarız.
Macduff est allé demander l'aide du pieux roi... pour éveiller Northumberland et le vaillant Seyward... afin que par leur secours nos tables retrouvent appétit... et nos nuits sommeil.
Nasıl sömürüyorlar seni görmüyor musun? Parayı kontrol edenlerin havayı kirletip dünyayı mahveden pis bir fabrikada çalıştırarak seni varlığını nasıl erittiğini,... onlar yüzlerce dolar kar ederken senin üç beş kuruş kazanmak ve çocuklarına para biriktirmek için kıçını yırtmak zorunda kaldığını?
Vous ne voyez pas qu'on vous exploite, que ceux qui contrôlent l'argent réduisent votre vie à l'esclavage dans des usines dégueulasses qui polluent le monde entier, que vous suez comme des bêtes pour vos gosses pour quelques sous, alors qu'eux en gagnent des milliers.
- Beş tutsak çıkarın ve onları buraya getirin.
Sortez 5 otages et amenez les ici.
onları 229
onların 83
onları seviyorum 37
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onları buraya getir 21
onları gördüm 114
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları takip et 20
onların 83
onları seviyorum 37
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onları buraya getir 21
onları gördüm 114
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları takip et 20
onları görüyorum 24
onları tanıyorum 29
onları yakaladım 20
onları duydum 18
onları bırak 18
onları rahat bırak 26
onları bana ver 22
onları canlı istiyorum 17
onları yakalayacağız 19
onları gördün mü 53
onları tanıyorum 29
onları yakaladım 20
onları duydum 18
onları bırak 18
onları rahat bırak 26
onları bana ver 22
onları canlı istiyorum 17
onları yakalayacağız 19
onları gördün mü 53