English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Imız var

Imız var Çeviri Fransızca

48,217 parallel translation
Doğal davranan maymunlarımız var. Muhteşem.
Nous avons des singes naturellement se comporter, il est fantastique.
Hayır, getirmiyorum, çünkü çünkü bizim bir Gizli Noel Baba yardımcımız var, ve onun adı...
Non, c'est faux, car nous avons une aide secrète, et son nom est...
Wuhuu! Papa Francis, mucizevi bir çalışanımız var.
Pape François, on a une faiseuse de miracles.
Devletin imkanlarına saygı duyuyorum ama özel sektörde, bizim aklını alacak kadar çok çözümsel aracımız var.
Malgré mon respect pour le gouvernement, dans le secteur privé, nous avons des instruments analytiques à vous couper le souffle.
Sanki uşağımız var.
C'est comme si on avait un majordome.
Bir planımız var.
On a un plan.
Yine de onun sayesinde artık bir hayatımız var.
Mais elle nous a nourris jusqu'ici.
İçeri girip canları pahasına çalışacak insanlara ihtiyacımız var.
On a besoin de gens qui sont prêts à risquer leur vie.
İçinde ölüm olan o yere girecek insanlara ihtiyacımız var. Aileleri için, komşuları için..... ülkenin geleceği için onarım çalışmalarını sürdürecek gönüllüler lazım.
Nous avons besoin de gens prêts à y aller et à travailler pour leurs proches et leur pays.
O ve kız arkadaşının burada kaldıklarına dair somut kanıtlarımız var.
Nous avons des raisons de penser qu'elle et sa petite amie résident dans ce foyer.
Doğumtaşı'na ihtiyacımız var.
Il nous faut la Pierre de naissance.
Daha fazlası lazım. Midesini gerçekten bozacak bir şeye ihtiyacımız var.
Il nous faut un truc qui irritera vraiment son estomac.
Totemi alabilmek için sert ve hızlı bir vuruşa ihtiyacımız var.
On doit frapper fort et vite pour accéder au totem.
Kardeşimi kurtarmak için ona ihtiyacımız var.
On en a besoin pour sauver mon frère.
Görünen o ki bir kazananımız var.
Nous avons un gagnant.
Ortak bir düşmanımız var.
On a un ennemi en commun.
Şimdi yüzüğü Strickler'dan almak için sadece tek şansımız var!
On n'a plus qu'une chance de prendre la bague de Strickler!
Yardıma ihtiyacımız var!
On a besoin d'aide!
Vendel'a ihtiyacımız var!
On a besoin de Venndel!
Aargh, senin gücüne ihtiyacımız var!
Argh! , on a besoin de ta force!
Çok fazla öldürmemeye çalışın, onlara canlı ihtiyacımız var.
Essayez de ne pas en tuer trop, nous en avons besoin vivant.
Rehberliğine ihtiyacımız var Medivh.
Nous avons besoin de vos conseils, Medivh.
Sana ihtiyacımız var.
Nous avons besoin de vous.
- Taze fikirlere ihtiyacımız var.
- Nous avons besoin d'un œil nouveau.
Ona canlı ihtiyacımız var.
Nous le voulons en vie.
Onlar gibi hareket eden, onlar gibi dövüşen birine ihtiyacımız var.
Il nous faut quelqu'un qui bouge comme eux et qui se bat comme eux.
Bir kasırganın içine girebilen ve diğer taraftan hafif bir esintiymiş gibi çıkan birine ihtiyacımız var.
Il nous faut quelqu'un qui peut traverser une tornade et en ressortir comme si ce n'était qu'une légère brise.
Çemberi on eyalet çapına genişletiyoruz. Her devlet kurumuna arama bülteni gönderdik ve her yöndeki her ana otoyolda 500 km boyunca kontrol noktalarımız var.
On a étendu le réseau sur un rayon de dix États, on a émis des avis de recherche dans toutes les agences gouvernementales, et on a des postes de contrôle sur chaque grande autoroute, dans chaque direction sur 500 kilomètres.
Chris, bu gece kafanda kalan tüm beyin hücrelerine ihtiyacımız var, tamam mı?
Chris, on a besoin de toutes les cellules restantes de ton cerveau ce soir, OK?
Yapamam. Çocuğumla planlarımız var.
Non, je sors avec mon fils.
- Sıcak çikolatanız var mı?
- Un chocolat chaud?
Adamım, bizim bir sürü özel şakamız var!
On a plein de blagues!
Kocanızın veya babanızın izni var mı?
Et avez-vous la permission de votre mari ou votre père?
Anne-kız saçmalığını bırak da bir işe yara ve yardım et, çünkü Melissa'nın bize ihtiyacı var.
Donc arrête ces histoires de mère-fille bidon, et rends-toi utile, car Melissa a besoin de nous.
Nükleer santralde radyoaktif madde sızıntısı var mı?
Les radiations ont-elles pu être contenues?
Korkarım ki patlamadan dolayı bir yerde sızıntı var.
Je pense qu'après l'explosion, la cuve a dû se fissurer.
Artık arkadaşlarımız mı var?
On a des amis maintenant?
- Bir dakikanız var mı?
- Vous avez une minute?
Çocuklarımızı çalıp dönüştürmek için doğa dışı bir şey yaptı. Tek amaçları var, yukarıdaki dünyayı gözetlemek.
- Ils ont volé nos petits et leur ont fait des choses contre-nature dans le but d'espionner votre monde.
Farkına vardığımız bazı şeyler var. Ciddi sonuçları olabilecek şeyler.
Certaines choses, très graves, ont été portées à notre attention.
Şuraya bir bakın! Burayı temizleyebilecek sihirli bir eşyanız var mı?
Vous n'avez pas un artefact magique pour tout nettoyer?
Yalnız konuşmamızın bir mahsuru var mı?
Pourrait-on parler seul à seul?
Ayaklarımızın altında engin bir dünya var Barbara ve oğlun da bir dolu soruna neden oldu.
Y a tout un monde de Trolls juste sous nos pieds, Barbara. Et ton fils a provoqué pas mal de dégâts.
Sadece en güçlü savaşçılarımızı göndermeye yetecek kadar esirimiz var.
Nous avons seulement assez de prisonniers pour y envoyer nos guerriers les plus forts.
Muhafız'ın yardımına her zamankinden daha çok ihtiyaçları var.
Ils ont besoin de l'aide du Gardien maintenant plus que jamais.
Halkımızın bir lidere ihtiyacı var. Hem de her zamankinden çok.
Et notre peuple a besoin d'un meneur maintenant plus que jamais.
Çocuklarınız var mı?
Avez-vous des enfants?
Mutfakta o kadar kırmızı lahana var mıdır?
On a le bon poids en cuisine?
Aldığımız rapora göre Clearview'ın batısında 10 kişilik bir ralli grubu var.
On nous signale un convoi de camions sur l'I-10 près de Clearview.
Aramanız gereken biri var mı?
Vous voulez appeler quelqu'un?
Pekala çocuklar, tek bir amacımız ve uzun bir gecemiz var.
Bon, mes amis, on a une grosse soirée et un seul objectif en tête.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]