Şeni Çeviri Fransızca
460,708 parallel translation
Seni kaybetmenin üzüntüsüyle.
Affronter la peine de t'avoir perdu
Uyan, uyan. Seni lanet sarhoş.
Réveille-toi espèce de saoul.
- Seni ateşleyeceğim!
- Je vais t'exploser!
- Uyandırmak istemedim seni.
Je voulais pas te réveiller.
Yemek yerken seni seyretmeyi seviyorum.
J'aime te regarder manger.
Ona seni alacağımı söylemiştim.
Je lui ai dit que je viendrais te chercher.
Seni pek tanımıyor.
Elle te connait à peine.
Kız arkadaşının seni bu ileri zeka için terk etmesi umrunda değil mi yani?
Tu t'en fous que ta copine t'ait quitté pour ce génie?
Kalırsan, Şirin seni belaya bulaştıracak ona bir şey için borçlu olduğunu hissettirecek.
Si tu restes, tu vas avoir Smurf sur le dos, mec, te faisant bien sentir que tu lui dois quelque chose.
Seni kazıklamak istemiyorum, Şirin.
Je ne veux pas t'escroquer, Smurf.
Seni okulda göremiyorum.
Je ne t'ai pas vu à l'école.
Cath beni terk etti çünkü seni öğrendi.
Cath est partie car elle a tout découvert à ton sujet.
Dayıların taşınman konusunda seni sıkıştırıyorlar mı?
Tes oncles t'en font baver à cause du déménagement?
Seni asla terk etmezdim.
Je ne te quitterais jamais.
Seni incitmesine izin vermeyeceğim.
Je ne la laisserai pas te faire de mal.
Doğrusu şu ki tatlım... onun kahraman olması seni de öyle yapmaz.
Et bien, voici la vérité, mon cher. Ce n'est pas parce qu'elle était une héroïne que tu en es un.
Zaten seni yenemedim ki, kılıçla bile.
Ce n'est pas comme si je pouvais te vaincre, même avec cette épée.
Seni temin ederim onlar Agrabah'ın.. en değerli mücevherlerinden.
Je t'assure, ces bijoux sont les meilleurs que Agrabah puisse offrir.
Bu işi ne kadar çabuk bitirirsek, seni o kadar çabuk öldürebilirim.
Le plus tôt on aura réglé ça, le plus tôt je pourrais te tuer.
Gitmek istediğin yeri düşünürsün, o da seni götürür.
Tu penses à l'endroit où tu veux aller, et il t'y emmène.
Onlar seni terk etti!
Ils t'ont abandonné!
Ve bulduğumda... ışık büyüsüyle seni yok edecek.
Et quand ce sera fait, elle te détruira avec sa magie blanche.
Oğluma karşı çıkarsan... seni durdurmak için gerekeni yaparım.
Si tu fais obstacle à mon fils, je ferais le nécessaire pour t'arrêter.
Seni görmek istiyor.
Il veut te voir.
- Seni iyi misin?
- Ça va? - Oui.
Ben seni geçireyim. Pekâlâ.
Je te raccompagne.
Çünkü o seni seviyor. Sanırım ikimiz dde haklıyız.
Donc je pense que nous avons tous les deux raison.
Seni yanına aldı demek?
Et elle t'a recueilli?
Seni duymuştum.
Tu sais, je vous ai entendu...
Seni manyak piç kurusu!
Espèce de taré!
Seni reddetmem için bir sebep verme bana sakın.
Ne me donnez pas une raison de vous recaler.
- Hayır, seni dinlemeyeceğini biliyorum.
- Je sais qu'elle ne t'écoutera pas.
Seni atına alıp kaybolmayı teklif eden güzel bir elfle karşılaştın.
Vous rencontrez une belle créature elfin, vous proposant de vous emmener sur son destrier.
Başka bir şeye ihtiyacımız olursa seni çağırırız.
Nous vous rappellerons si nous avons besoin d'en savoir plus.
Yaşlı Earl kimmiş seni pislik Lich?
Qu'est-ce que tu penses du vieux Earl maintenant, sale petite liche?
Seni düşünmeyi bırakmadım.
J'ai pas arrêté de penser à toi.
Seni gördüğüme sevindim.
Content de te voir.
- ve seni de tanımıyorum...
- et je ne sais pas qui vous êtes...
Seni tekrar mahkemeye falan çıkartmaya çalışmıyorum.
Je n'essaie pas de vous refaire un procès.
Seni sırtından vuracaklardı.
Ils allaient vous tirer dans le dos.
Seni öldürmek de dahil tüm suçları affedilmişti.
L'impunité contre votre mort.
Seni hatırladı.
Elle vous reconnaît.
Seni kendilerinden biri gibi görüyorlar, değil mi?
Ils vous considèrent comme l'un des leurs, non?
Birincisi, Bass'a söz verdin, ikicisi de cinayetten bu kadar normalmiş gibi konuşmamız seni rahatsız etmiyor mu?
Déjà, tu lui as donné ta parole, et ensuite, la banalité avec laquelle on parle de meurtre ne te dérange pas un peu?
Çünkü davan seni mi çağırıyor?
Parce que votre cause appelle?
Kısa bir süre önce köleyken şimdi burada olup eski sahiplerinin yasaları için savaşmak seni rahatsız etmiyor mu?
Ça vous dérange qu'il n'y a pas longtemps, vous étiez un esclave, et que maintenant, vous vous battez tellement dur pour les lois de vos anciens maîtres?
Seni de alabilirim!
Je peux vous y emmener!
İki kişiyiz, istesek seni çoktan yakalardık, ama bunu istemiyoruz.
Nous sommes deux, nous aurions déjà pu vous abattre, mais nous ne le voulons pas.
Seni gemiye kendim götürebilirim.
Je peux vous y emmener.
Seni eve götürebilirim.
Je peux vous ramener chez vous.
Seni ele geçirdiler.
Ils vous ont embauchée.
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni bekliyorum 106
seni özledim 350
senin için çıldırıyorum 35
seni seviyorum bebeğim 22
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni bekliyorum 106
seni özledim 350
senin için çıldırıyorum 35
seni seviyorum bebeğim 22