English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Altı gün

Altı gün Çeviri Portekizce

1,210 parallel translation
Geçtiğimiz altı gün içinde iki kere rapor vermeliydi.
Era suposto ter dado noticias duas vezes durante os últimos 6 dias.
Eğer başlarsak, altı gün boyunca birbirimize bağlı olarak kalmamız gerekecek.
Se o fizermos, devemos permanecer unidos durante seis dias.
Altı gün mü?
Seis dias?
Bütün oyuncular iki ay üç hafta ve altı gün sonra toplanıyor.
Lançadores e receptores apresentam-se daqui a 2 meses 3 semanas e 6 dias.
Richie, bu altı gün eder!
Isso foi há seis dias, Richie!
Kazı alanının çevresine bir sürü gemi inip kalktığı halde altı gün orada öylece bekledik.
Durante seis dias nós estivemos simplesmente sentados ali... enquanto vaivéns sem marcas iam e vinham para a área à volta da escavação.
Dr. Orpax'a göre altı gün bilemedin yedi.
Segundo o Dr. Orpax, seis dias. Talvez sete.
- Ayın 18'ine altı gün var.
Faltam 6 dias para o dia 18.
Ve bundan altı gün sonra karanlık yeryüzünü kaplayacak ve Acheron tekrar yükselecek.
E então, daqui a seis dias, a escuridão cobrira a terra... E Acheron vivera outra vez.
Altı gün içinde, hepiniz bana boyun eyeceksiniz!
Daqui a seis dias, todos me prestarão vassalagem!
Altı gün geçene kadar, Rayden ve ölümlüleriyle karşı karşıya gelmemeliyiz.
Até que o sexto dia tenha passado, não podemos correr riscos com Rayden e os seus mortais.
Bu seferki en uzun süreni, Beş yıl, üç ay ve altı gün.
Este é o meu maior período sem consumir : 5 anos, 3 meses e 6 dias.
Altı gün ve yedi gece gözlerden uzak Makatea tropikal cennet adasında.
Seis dias e sete noites no isolado paraíso tropical de Makatea.
Babamın uçuşundan altı gün önce Hitler ve babam arasında dört saat süren bir tartışma olmuş.
Seis dias antes do voo do meu pai, houve uma discussão entre Hitler e o meu pai que durou quatro horas.
Ordunuz en büyük yedi şehrimizi altı gün boyunca günde 31 saat bombaladı.
Portanto o teu povo bombardeou sete das nossas maiores cidades durante seis dias seguidos, 31 horas por dia.
Son altı gün içinde ittifak gemilerine üç saldırı düzenlendiğini bilmeni istedim.
Eu queria que soubesse, houve mais três ataques a naves da Aliança... nesta área nos últimos seis dias.
Altı gün öncesine kadar, her şey istediğimiz gibi gidiyordu.
E tudo estava bem. Conforme o planeado. Até há.... seis dias atrás.
Maksimum bükümde, altı gün.
Seis dias no warp máximo.
Nina, bak, Matty her gün altıya kadar okulda.
O Matty está na escola até às seis. Nós estamos a trabalhar.
Beş sene boyunca doğru dürüst yüzünü bile görmüyoruz ve sonra bir gün geri dönüp ayaklarının altına kırmızı halı sermemizi bekliyor.
Não aparece para visitar a família há mais de 5 anos... depois aparece e está à espera que estendamos o tapete vermelho.
Sherry is bu gün on altısına basıyor.
Hoje é o aniversário dela. Ela tem 16 anos.
Altı hafta, dört gün, dokuz saat sonra.
Daqui a seis semanas, quatro dias e nove horas.
Yani, bir insanla altı yıl evli kalıyorsun, onu tanıdığını sanıyorsun ve bir gün karşına çıkıp, "Ben eşcinsel değilim!" diyor.
Está-se casada com alguém durante seis anos e julga-se conhecê-lo. E, um dia, ele diz : "Não sou gay!"
Ben hiç hissetmedim. Bütün gün içeride klima altında oturuyorum.
Ainda não senti, tenho estado cá dentro o dia todo com o ar-condicionado no máximo.
Son zamanlarda nedendir bilmem bütün sevincimi yitirdim, her gün yaptıklarımı yapmaz oldum. Gerçekten öyle karardı ki içim dünya, bu güzelim yapı çorak bir kayalığa dönüştü gözümde. Hava, o canım başörtüsü dünyanın şu cömert gök kubbeye bakın altın parıltılarıyla bezenmiş bu yüce tavan pis hastalıklı kokular birikintisinden başka bir şey değil benim için.
Recentemente, mas por que, eu não sei... perdi toda a alegria, fujo dos costumeiros exercícios... e, de fato, condiz muito com minha condição... considerar este cenário, a terra, um promontório estéril... e esta excelente cúpula, o ar, vede... este admirável firmamento que nos cobre... este teto majestoso pontilhado de ouro e fogo... nada parecem-me senão uma vil... e pestilenta mixórdia de vapores.
Tezeğin altın, yabani otların buket olduğu gün
E toda a ralé passa a ser genial
O gün altımda bu arabadan vardı.
Era o carro que estava a conduzir naquele dia.
Bu hızla devam ederlerse altı, en fazla yedi gün.
Da maneira como eles têm andado... eu diria sete dias, oito no máximo.
Derken bir gün ses sondalarımızdan biri Suriye Ovası'nın 100 m. altında bir şey yakaladı.
Então, um dia, as nossas sondas sónicas apanharam algo a 100 mt... abaixo da superfície de Syria Planum.
Kardasyalılar'ın kendisiyle görüşmeye başladığı gün onları alt edeceğini biliyordu. Hiç bir yere gitmez.
Ele era um e quando os cardassianos começaram a negociar com ele foi quando soube estarem derrotados.
Bir gün Klingon İmparatorluğu Jem'Hadar önünde dize gelecek ve o gün geldiğinde Klingon ölüleri ayaklarımın altında uzanırken burada aciz ve zayıf olarak dikildiğini hatırlayıp güleceğim. Tamam!
Um dia, o Império Klingon cairá ante os Jem'Hadar e, quando esse dia chegar e montes de klingons estiverem mortos aos meus pés, pensarei em si, aqui, impotente e fraco, e irei rir.
O gün, o ağacın altında oturuyordun...
Ele estava sentado em baixo de uma árvore no dia...
İlk gün onu gözlem altında tuttum ama diğerlerindeki belirtilerin hiçbirini göremedim.
Mantive-o cá no primeiro dia, mas não detectei os sintomas que vi nos outros.
Gün ışığını Ekvatorun altından alırız.
De abaixo do equador...
Sana bir program yapacağız. Buraya her gün altı sentle geleceksin. - Hafta sonunda sandviçini alırsın.
E todos os dias pagas 6 cêntimos e no final da semana é todo teu.
Bir zamanlar kim olduğumu özlememe sebep oldu sadece. Bir mahkûmun güneş altında bir gün geçirmesi gibi sonuçta hapishaneyi daha da kasvetli yapar.
Fez-me sentir mais a falta do que já fui... como um só dia de liberdade que torna a prisão mais esquálida.
Bir gün... altı atın çektiği, altın bir araba evlerinin önünde durmuş.
Um dia... uma carruagem dourada puxada por seis cavalos parou diante de sua casa.
Şimdi her gün kıyafetinin altına giyiyor.
Agora, usa-o todos os dias por baixo da roupa.
Yani sonraki gün, müvekkilimi sıralamadan seçtiğinizde göz altındayken gördüklerine dayanıyordun.
No dia seguinte, quando identificou o meu cliente no reconhecimento, teve em conta o que viu quando ele foi preso?
Cardassian güneşinin altında geçireceğim bir kaç gün için sessizliğimi mi satayım?
Espera mesmo que troque o meu silêncio por alguns dias sob o sol cardassiano?
Beni dinle Sam ; bir gün sokaklardaki o, kendi kendilerine konuşan tırnaklarının altı kir dolu, saçları kaskatı olmuş adamlar gibi olmak istemiyorum.
Eu digo-te. Não quero acabar como um gajo na rua, a falar sózinho e malcheiroso, com o cabelo emaranhado. Não me agrada o estilo.
Demek istediğim, sen hala şeydin o gün- - hatırlarsan, alt üst olmuştun- - yani kafan- -
Esse dia também você levou, lembras um golpe na cabeça.
"Paris'te Eyfel Kulesi'nin altında..." "... gün batımında bekleyip, kendilerini atan insanların... " "... yere yapışmadan önce çığlıklarından hangi ülkeden... "
"Em Paris, adoro esperar ao pôr-do-sol debaixo da Torre Eiffel, pelas pessoas que se atiram lá de cima e tentar adivinhar de que país são, através dos seus gritos antes de se espalmarem no chão"!
Anahtarlar altın kaplama İsviçre çakısına takılıymış. Birkaç gün geçiyor.
Uns quantos dias depois...
Bir gün bisikletimle gidiyordum kutusundan dışarı fırladı ve bisikletin tekerinin altında ezildi.
Um dia, ia de bicicleta e ela saltou da caixa e passei-lhe por cima com o pneu.
Bu gece gün batımından sonra tarif ettiğim tanıma uyan her genç adam. tutuklanacak ve göz altına alınacak.
Hoje depois do pôr do sol, todo aquele que corresponder ao perfil que descrevi, e que não tenha cooperado, será preso e detido.
Sonra bir gün, altı yaşımdayken, baktım.
Então quando tinha seis anos, acabei por olhar.
Sonra bir gün, altı yaşımdayken, baktım.'
Uma vez, quando eu tinha seis anos, acabei por olhar.
Gözetim altında tutulması için 15 gün sonraya bir rapor hazırlanacak.
Um relatório de suspensäo de pena apresentado em 15 dias.
Medeniyetim her gün, altı milyar izotonun üzerinde endüstriyel atık madde ortaya çıkarıyor.
Minha civilização produz mais de 6 bilhões de isótons de subprodutos industriais todos os dias.
Ölmesi altı gün sürdü.
Demorou seis dias para morrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]