Bak ne diyeceğim Çeviri Portekizce
5,022 parallel translation
Bunun hayatının hatası olacağını garanti ederim. Bak ne diyeceğim.
Garanto-te que será o maior erro da tua vida.
Bak ne diyeceğim.
Deixa-me dizer-te uma coisa.
Beni canavar yaptın, bak ne diyeceğim...
Transformaste-me num monstro.
- Bak ne diyeceğim...
- Pois é. - 97 %.
Bak ne diyeceğim. Olimpos hakkında ikna etmeye çalışmayacağım sen de gerçek bu mu, merak etmek zorunda kalma.
Olha, eu não tento convencer-te da existência de Olympus e tu não de preocupas com se é verdade ou não.
Bak ne diyeceğim...
Fazemos o seguinte...
- Bak ne diyeceğim, bende de bunlard- -
Os computadores são dos anos 80. - Se eu tivesse...
Pekala, bak ne diyeceğim.
E tu sabes quem és? Quer saber uma?
Bak ne diyeceğim.
Certo, sabes uma coisa?
Bak ne diyeceğim... Buraya seni öldürmeye geldim.
Sabes vim até cá para te matar.
Bak ne diyeceğim...
Pois, sabes que mais?
Bak ne diyeceğim?
Tenho uma ideia.
Bak ne diyeceğim Doktor...
Sabe uma coisa, doutor?
Bak ne diyeceğim.
Pois, sabes que mais?
Bak ne diyeceğim.
Sabem que mais?
- Bak ne diyeceğim.
Digo-te uma coisa.
Bak ne diyeceğim.
Queres saber uma?
Bak ne diyeceğim...
Mata-me!
Bak ne diyeceğim...
Sabes que mais?
Bak ne diyeceğim Ray ; sikinde olduğum zaman ararsın.
Liga-me quando te importares.
Bak ne diyeceğim, kendimi 40 yıl daha genç hissediyorum.
Digo-te uma coisa... sinto-me 40 anos mais jovem.
Bak ne diyeceğim, ne olur ne olmaz diye seninle gideceğin yere kadar yürümeme ne dersin?
Para sua segurança, deixe-me acompanhá-la para onde vai.
Bak ne diyeceğim.
Sabes que mais?
Bak ne diyeceğim? Belki ben korkuyorum, peki ya sana ne demeli?
Talvez eu tenha medo, mas e tu?
Bak ne diyeceğim ; filmi boş ver.
Sabes que mais? Esquece o filme.
Tamam, bak ne diyeceğim, boşver.
Esquece. Esquece.
Bak ne diyeceğim. Kalırsak sana pamuk şeker ve koca kafalı figürlerden alırım.
Que tal isso : se ficarmos, compro-te algodão doce e um boneco que balança a cabeça.
Bak ne diyeceğim, ameliyata bir hafta var.
A cirurgia é daqui a uma semana, vou pensar no assunto.
Bak ne diyeceğim?
- Sabes que mais?
- Hal, ben hiç... - Bak ne diyeceğim, Ben?
- Hal, eu nunca...
Bak ne diyeceğim, ben bu takım oyunu saçmalığından sıkıldım.
Estou farto desta equipa de merda.
Bak ne diyeceğim...
Bem... Vou dizer-te uma coisa...
Bak ne diyeceğim Doktor.
Sabes que mais, Doutor?
Bak ne diyeceğim? Ben meşgulmüş gibi görünüp arkadaşın ilgisini çekeyim, -... sen de gidip kendini tanıt.
É o seguinte, eu vou distrair-me, mantê-lo interessado, enquanto vais lá fora dar-lhe um "olá".
Bak ne diyeceğim?
Foi só um acaso.
Bak, ne diyeceğim. Sen karısıyla konuş.
Fazemos assim, tu vais falar com a mulher.
Bak, ne diyeceğim.
Sabes que mais?
Bakın ne diyeceğim...
sabem que mais?
Bak sana ne diyeceğim, iyi birine benziyorsun.
Eu digo-te mais - tu pareces ser um tipo porreiro.
Bak ne diyeceğim?
Sabes de uma coisa?
- Bakın size ne diyeceğim Bay Lasenthal.
- Eu digo-lhe uma coisa, Sr. Lasenthal.
Bak ne diyeceğim.
Sabes?
- Bakın ne diyeceğim.
- Sabem? Que se lixe.
Bak ne diyeceğim.
Sabe que mais?
Bak sana ne diyeceğim.
Tenho novidades para ti.
Bakın ne diyeceğim. Neden dördümüz Çarşamba günü yemeğe gitmiyoruz?
Digo-vos mais, por que não vamos os quatro almoçar na quarta?
Bakın ne diyeceğim.
Que tal isto...
Tamam, bak ne diyeceğim.
Fazemos assim.
- Bakın ne diyeceğim.
- Vou lhe dizer uma coisa.
Ne diyeceğim bak.
Queres saber?
Bakın size ne diyeceğim.
Façam assim.