Bakın işte Çeviri Portekizce
749 parallel translation
Teğmen, bakın işte orada!
Ela está ali, meu Tenente!
Bakın işte!
Aqui o tem. Aqui está ele.
Bakın, konuşuyorum işte. İş birliği yapıyorum.
Olhe, eu estou a falar, a cooperar.
Bakın, işte buradayım, beynimi patlatıyorum, o yüzük hakkında bir şeyler bulmağa çalışıyorum, oysa sizler bunu hep biliyordunuz.
Aqui estou eu, a derreter o cérebro a tentar perceber a história do anel e vocês já sabiam isso desde sempre.
Bu vatan için yaptıklarınıza bakıp, işte sizin için büyük şans diyorum.
É a sua chance, quando penso no que tem feito por este país.
Palace Otel'in önünde dikiliyordum, anlarsınız. Özel birşey yapmıyordum bilirsin işte, hapishaneden yeni çıkmışım ve parasızım... sadece biri gelir de laflarım diye herkes gibi etrafa bakınıyordum.
Eu estava em frente do hotel Palace, não fazia nada porque... bem, sabe, saí da cadeia e estava sem dinheiro.
Ah, bak, işte bu o kamerayı sehpasında bıraktığım zaman, hatırladın mı?
Olhe, foi quando deixei a câmara ligada no tripé, lembras-te?
Tanıştınız işte,... dikkatli bakın. - Bakmaya değer bir şey yok.
Bem, você os encontrou, dê uma boa olhadela.
İşte bakın, geliyor!
Cala-te! Olha, Voltou outra vez.
Bakın geliyor işte dertli dertli zavallı, kitaba dalmış.
Vede, ali vem o pobre lendo com séria atenção.
Bakın, işte geliyor!
Vê, lá vem ela!
İşte böyle bakın.
Assim!
Bakın işte böyle.
Como queres que o faça?
Bakın, işte geliyor.
Aí vem ela.
Tanrının onlara dediği gibi "işte size kolay bir lokma" "Diana'ı yolda kaybetmiş olabilirsin ama... bak" hendekte bir Afrodit var "
Ele pode ter perdido Diana no caminho principal, mas encontrou Afrodite na vala.
Bakın, Bayım, her kimseniz işte, müsaade edin de kendi sonuçlarımı ben düşüneyim.
Nâo-sei-quantos, que tiro as minhas concIusôes.
Bakın, işte çorabın öteki teki.
Vejam, é a outra meia.
Şuna bakın, işte gerçek sanat değil mi?
Olha para isto. É pura arte, não é?
İşte orada duruyordu, gözünde bir bakış, altın rengi ruj cebinde ve sandalyeyi boylayacak.
Lá estava ele, com aquele olhar, batom dourado no bolso e vai parar à cadeira elétrica.
İşte bakın, zengin drahoması olan bir adam.
Aí estás tu, um homem ricamente dotado.
Bakın teğmen, işte burada.
Olhe, aqui está Tenente.
İşte, bakın!
Daquele lado!
İşte bakın!
Não, não, não!
İşte dönme dolap. Bakın, nasıl dönüyor!
Ali está a roda Ferris.
Ona ve bana bir bak, işte sana cevabın.
Olhe para ela e para mim, aqui está a sua resposta
Bak bu faydalı işte, ne soyarsın?
Isso é muito útil. Que costuma esfolar?
İşte bakın.
Pois disse.
Bakın komutanım... - Tamam işte!
"Herr" Major, veja isto.
Bakın, işte.
Vejam, lá está!
İşte bu Frances, bakın.
O nome é Frances.
İşte bakın şuna!
Olhe para isto.
İşte bakın, hepsi kadın kozmetik ürünleri.
É o meu ramo de trabalho. É tudo coisas de senhora.
İşte bakın, hepsi aynı.
Escancarada. Aqui tem.
İşte, bakın. Gördünüz mü?
Olhe, veja!
Bakın, işte bu biraz açıklama isteyebilir.
Isso pediria uma explicação.
Bakın. Patlamadan hemen önce yıldız düzeninin tekrarı işte burada. - Yerlerinde değişiklik var.
A vossa Federação deve saber da nossa grande tradição de isolamento de qualquer contacto contaminador com a natureza violenta de planetas de outros sistemas solares.
İşte burada, bakın.
Sim, aqui está.
Şunlara bir bak hele, bütün şu arabalar, helikopterden öyle gözüküyor, yolların kenarlarına saçılmışlar ve, değişik açılarda... anlarsın işte, ortalığa rastgele dağılmış bir görüntü sergiliyorlar.
Parecem ter sido deitados fora... vistos de cima. Vê esses carros? Em ângulos diferentes, como jogo de mikado.
Anlarsınız işte, diğer bakış açıları.
De todos os lados.
Bakın, işte ağlıyor. Ama bu uydurma ve kurnazlık.
Agora chora mas não passa tudo de manha e velhacaria.
- İşte bakın.
Veja.
- Bakın, işte orada!
- Está ali! - Não fui eu!
İşte bakın, her yerinde. Daha ilk parçayı kesmeden önce yanıtınız oradaydı.
Lá estava ela, bem à vista, mesmo antes de eu fazer a primeira incisão.
İşte. Şuna bakın. Harikulade değil mi?
Olhem que maravilha.
İşte bu iyi bir çocuk. Bakın!
Bravo fofinho.
Hey, buraya bakın, işte gerçek bir ödül.
Olhem, aqui está um autêntico prémio.
İşte bakın.
Aí está.
İşte bakın.
Voilà!
Şimdi, söz gelimi, işte bir tane daha. Bakın bakalım bundan ne çıkarabiliyorsun.
Por exemplo, cá está outra, vejamos o que me diz desta.
İşte bakın.
Cá estão.
- Evet, işte bakın bunlar sallanan kapılar.
São portas de balanço. - Eu recordo-me.
işte 8558
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117