English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bağlantı yok

Bağlantı yok Çeviri Portekizce

967 parallel translation
Bilinen suçlarla bağlantı yok.
... nada de ligações com criminosos.
- Arada bağlantı yok.
- Não há ligação.
Bağlantı yok.
Não há contacto.
Bağlantı yok.
Sem conexão alguma.
Hiçbir bağlantı yok.
Não há nada que lhes conecte.
O şişko kafalarıyla şişko vücutları arasında bir bağlantı yok.
Pelo menos visível. Têm cabeças gordas em corpos gordos, sem ligação entre ambos.
Onun hangi derinlikte olduğunu anlayacak kadar iyi bağlantı yok.
A posição de nada serve sem saber a profundidade.
Hakikaten aralarında bağlantı yok...
Näo deve haver ligaçäo entre...
Bağlantı yok.
Ainda não há contacto.
- Olumsuz efendim. Bağlantı yok.
- Negativ o. Não houve contacto.
İkisi arasında doğrudan bağlantı yok ki?
Não há conexão direta entre as duas.
Haftada bir konsolosluğa muhafız posta gezisi dışında, karayla bağlantı yok.
Não se vai a terra salvo o correio ao consulado uma vez por semana.
Bağlantı yok.
Não temos contacto.
- Bağlantı yok, efendim.
- A linha está morta, senhor.
Anakaraya doğrudan bağlantı yok ama yerel bir telefon santralı tesis etmiş olabilirler.
Não há ligação direta com o continente devem ter instalado um terminal local.
25.000m içinde bağlantı yok.
Sem contactos dentro de 25.000 metros.
Bağlantı yok, sinyal yok.
Sem contactos, sem transmissões.
Bağlantı yok, telefon kapanmış.
Desligado. Perdi a chamada.
- Yapamam. 7 nano saniye içinde başka bağlantı yok.
A próxima junção fica a 7 ou 8 nano segundos.
Aslına bakarsanız, dış dünyayla bağlantı kurmak için herhangi bir teçhizatımız yok.
Na verdade, não temos forma de comunicar com o mundo exterior.
Böyle dağların arasına gizlenmiş, uygarlıkla bağlantısı yok.
Aqui escondidos, sem contacto com a civilização.
Ama benim... Astsubay Keith gibi bağlantılarım yok.
Mas... eu não tenho a influência do subtenente Keith.
Üzgünüm efendim, olanaksız. 35 saattir Birleşik Devletlerle bağlantımız yok.
Desculpe, não é possível. Perdemos contacto com os Estados Unidos há 35 horas.
Direkt radyo bağlantısı yok ama destroyerler birinci ve ikinci dalgalar plajda sıkışmış gibi.
"Não há contacto directo por rádio, mas contratorpedeiros informam..." "Que a primeira e a segunda vaga parecem estar presas na praia."
Seçme iradesiyle gerçek bir bağlantısı yok.
Nada a ver com uma verdadeira Consciência crítica, se quer realmente fazer algo polémico sobre a consciência católica em Itália.
Onunla bağlantıya geçen kimse yok mu?
Ninguém o conseguiu contactar?
Bir tepki yok. Bağlantıyı kes artık.
Contacte os restantes postos.
Seferlere mühendislik alanında tavsiyede bulunmak için katılmıştım. Bir yıldan fazla süredir Federasyon bağlantısı yok.
Eu mesmo fiz essa viagem como conselheiro da engenharia, sem contacto com a Federação por mais de um ano.
Uzayaltı müdahale bizi Yıldız filosuyla bağlantı kurmaktan alıkoyuyor. Onlara yok olan güneş sistemleri konusunda bilgi veremiyoruz.
A interferência subespacial impede-nos de contactar a Frota para os informar dos sistemas solares destruídos.
Kaptan bağlantı için neden yok.
Não há razão para contacto.
- Hiç sensör bağlantısı yok.
- Os sensores não registam nada.
Bağlantım yok bu... CROC ile.
Nunca tive contacto com esses combatentes... esse...
İpucu yok, diğer üçüyle bir bağlantısı yok.
Não há pistas nem ligação às outras três.
laboratuarla bir problem yok, ama dışarıyla bağlantı kuramıyorum.
Agora estamos a funcionar dentro do laboratório, mas não consigo falar com o exterior de forma alguma.
Bunun, Shirley Blane'nin ölümünün bir bağlantısı yok, değil mi?
Houve algo de anormal na morte dessa Shirley Blane?
Sayın Yargıç. Artık avukatlarımla bağlantım yok.
Já não me entendo com o meu advogado.
Ses düzenini kaybettik. Radyo bağlantısı yok.
Perdemos o equipamento de sonda, Não temos contacto via rádio,
Ve Fransız Bağlantısı vurgunuyla da hiçbir ilgim yok.
E também nada tive que ver com o roubo da Ligação Francesa.
Bildiğim kadarıyla Bilyarsk'taki bağlantılarınızın yok edildiğini bildiririm.
Tanto quanto pude apurar, os vossos contactos em Bilyarsk foram eliminados.
Bak, Kaptan Taksi ile bir bağlantım yok.
Eu não tenho ligação nenhuma com esse Capitão Táxi.
Ne bağlantım var ya da yok sormadım bile, adamım.
O que o meu contacto tem ou não tem, não é nada comigo, meu.
Belirtmiş olduğun spor araba ortadan kayboldu. Ve onların John Murray'in vurulmasıyla bağlantısı olduğuna dair somut bir delil yok.
Mas o carro que descreveste desapareceu e não temos nenhuma evidencia concreta que os ligue à tentantiva de assassinato do John Murray
Pekala, sizi temin ederim ki sual soran hiçkimseyle bir bağlantım yok.
Garanto-lhe que não tenho qualquer ligação com quem o tem questionado.
Dizler bana açıkça, saatlerce tünel kazdıklarını söylüyordu. Colburg meydanındaki kanalizasyon ile bağlantılı olduğuna hiç şüphe yok.
Eles indicavam claramente muitas horas de escavar túneis que faziam a ligação aos esgotos por baixo de Saxe-Coburg Square.
- Uyuyacak vakit yok! Waxflatter ile Rame Tep'ler arasındaki bağlantıyı bulmalıyız.
Todos morreram recentemente, fora Chester Cragwitch!
Burada, dış dünya ile pek bağlantımız yok.
Não temos muito contacto com o mundo moderno aqui.
Öncelik yok. Gelecek bağlantı 9 : 30'da.
Prioridade, termino.
- Siyasi bağlantılarınız var mı? - Yok.
- Envolvido na política?
Jack, olaydan sonra oraya gittim. Benimle bağlantı kurabilecekleri bazı şeyleri yok etmeliydim.
Eu fui ao apartamento dela depois... para apanhar umas coisas comprometedoras.
Şimdi, bugün meydana gelen faciayla, Junior'ın bağlantısı olduğuna dair bir delil kesinlikle yok.
Não há absolutamente nenhuma prova de que Júnior esteja de algum modo ligado à tragédia de hoje.
Bu suçlarla söylediğiniz klanın bağlantısı olduğuna dair elimizde herhangi kanıt yok.
Não há nada que ligue tal nome a estes incidentes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]