English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yok artık

Yok artık Çeviri Portekizce

13,200 parallel translation
- Yok artık.
- Merda.
Yok artık şuna bak be.
Olha para aquilo.
- Yok artık amına koyayım.
- C'um caraças.
- Yok artık önce işini yap.
Concentra-te no trabalho.
Yok artık.
Por favor...
Yok artık daha neler!
Santo Deus, o que é isto?
- Hayır, bir anlamı yok artık.
Alguém? Não. Agora não adianta.
Yok artık, gerçekten mi?
Não. A sério?
Yok artık!
Cruzes!
Geçmişin önemi yok artık.
O passado deixou de ter importância.
- Yok artık.
- Isso é de loucos.
Beş kuruş paran yok artık.
Está completamente abandonado.
Yok artık.
Ele é o maior!
Adam sistemde yok artık.
Ele já não está no sistema.
- Yok artık.
- Não...
Yok artık!
Boa!
Yok artık.
Xander Paulson. Nem pensar.
Çocuğun annesi de babası da geliyor, o yüzden sen de burada olmak zorundasın. Yok artık ya.
Já é mau o suficiente hoje em dia as crianças terem de marcar encontros para brincarem.
Thomas ve labaratuvar fareleri, yok artık.
Ratos de laboratório.
O zaman belki bizimki çalışabilir. Yok artık.
- e o nosso poderá voltar a funcionar.
Hayatımın senin içinde olmadığın, bir versiyonu yok artık.
Não há nenhuma versão da minha vida... em que tu não estejas presente.
Hayatımın, senin içinde olmadığın bir versiyonu yok artık.
- Não há nenhuma versão da minha vida em que não estejas presente.
Dünyayı yönetmeme gerek yok artık.
Não preciso mais governar o mundo.
- Yok artık.
- Claro.
- Yok artık.
- Deus do céu.
Artık oyalanma lüksün yok. Ok yaydan çıktı. Bunu çalışacaksın.
Não pode dar-se ao luxo de brincar agora que sabe.
Artık onlara aitsin. Sorun yok.
Não faz mal.
Artık sütyen yok!
Basta de sutiãs!
Artık yok.
Já não.
Artık bir önemi yok anlaşılan. - Ne?
- Mas agora já não importa.
Artık bir önemi de yok gerçi.
Mas já não importa.
Artık gerek yok.
Não são necessárias.
Artık başka seçenek yok.
Agora não temos mais nenhuma escolha.
Artık yönetim konseyi yok mu?
E não há mais um Conselho?
Artık Ayna'yı da Otto'yu da kaybettim, ve Otto yoksa George da yok.
Agora eu nunca vai conseguir Lookinglass ou Otto, e sem Otto, voce não pode ter George.
Narcisse naip olduğu sürece arkanda artık Fransa yok.
Com Narcisse como regente, a França não voltará a apoiar-vos.
O artık yok.
Ele não existe!
Benim bildiğim Ghost artık yok.
- O Ghost que eu conhecia acabou.
Rahmimi de aldılar yani artık orada hiçbir şey yok.
E tiraram o meu útero também, então agora não há aqui nada.
Ned, artık bundan kaçış yok, o yüzden... yap, gitsin.
Ned, não podemos adiar mais... Avança.
Artık hastane masrafı falan yok. Ne diye hâlâ yarışıyorsun?
Agora já não tens contas para pagar, porque é que continuas?
Gizli tutmamıza... -... artık imkân yok.
Não há forma de podermos encobrir isto agora.
Eğlenceliydi falan ama artık yok o.
Foi divertido, mas ele agora foi-se.
Artık burada bir hayatın yok.
- Já não tens uma vida.
Artık çift vardiya yok, bu yüzden daha boş zamanım olacak. Eğer daha fazla takılmak istersen.
Não vou dobrar mais o meu turno, então vou ter mais tempo livre para sair-mos mais.
- Yok, kaçtı artık.
Se sairmos já...
Artık Zoom yok.
Não há mais Zoom.
Üzgünüm evlat, ama artık erişimin yok.
Peço desculpa, rapaz, mas ficaste sem autorização.
- Artık burada bir hayatın yok.
- Já não tens vida aqui.
Oculus'u yok ettiğimiz için Zaman Efendileri artık bir tehlike oluşturmuyor.
Os Mestres do Tempo já não são uma grande preocupação, devido à destruição do Oculus pela nossa parte.
Endişelenmene gerek yok, artık ben varım.
Não te preocupes. Estou aqui agora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]