English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Ben ne

Ben ne Çeviri Portekizce

26,828 parallel translation
O kadına değer veriyorsan ben ne dersem onu yapacaksın.
Se te importas com aquela mulher... vais fazer tudo aquilo que eu mandar.
Ben ne yaptım?
E sabes o que eu fiz? Disse, " Claro.
Ve ben ne zaman sahip olacağım?
Quando recebo o meu?
Ben ne yapacağımı biliyorum.
Eu sei o que fazer.
Ya ben ne olacağım Mosby?
E eu, Mosby?
Bütün kahveyi içmişsin ben ne içeceğim su mu?
Tu bebeste todo o café, por isso, o que sou suposto de beber? Àgua?
Ben ne düşündüğümü söyleyeyim.
Deixa-me dizer-te o que eu acho.
Ne yaparsan yap ben senin babanım, sen de benim küçük kızımsın.
Faças o que fizeres, eu sou o teu pai, e tu és a minha menina.
Bak, dostum. İnsanlar size ne söylüyor bilmiyorum ama ben uyuşturucu satmıyorum. Gerçekten mi?
Meu, não sei o que lhe disseram, mas não vendo drogas.
Mm-hmm, onun hakkında diyebilceğin başka bir şey var mı evet adam kabanın tekiydi hayır cidden o en kaba müşterimizdi o her zaman beni kız olduğum için beni aşağılardı sanki ben çoklu yakıt enjektörlerini bilmiyorum tamam zaman ayırdığın için teşekkürler bekle bu ne böyle?
- Mais alguma coisa sobre ele? - Sim. O sujeito era tipo um major.
Angela telefonun kızarmış tosta döndüğünü söyledi bu yüzden ben de telefon kayıtları için izin çıkarttım evet güzel fikir en azından böylelikle kimle konuştuğumuzu biliriz evet nerdeyse unutuyordum senin için ufak bir şeyim var suna bak donutlar burda bir düzineden fazla var benim ne olduğumu sandın sen mi?
A Ângela disse que o telemóvel estava literalmente torrado. Para adiantar pedi um mandato e obtive os dados telefónicos. Boa ideia.
Emil'in hiç bir yere gitçeği yoktu Dr. Gould emil'in kullandığı kelimeler hakkında çok kesin konuştu evet peki o cümleleri size ben de söyleyebilirim çünkü onları ben yazdım emil'in söylemiş olduğu hatalarını görmek bu cümle ne zaman kızgın feministlerle tartışsak
O Emil não ia fazer nada. A Dra. Gould foi muito precisa a respeito do que o Emil disse. Posso citá-las também, porque fui eu que as escrevi.
tamam ne var biliyonuz mu avukatlarımız bunu halletsin ne var biliyor musun senin dışarda durman lazım bunlar avukatlar onlar kalabilir Paul... ben bunla ilgilenebilirim senin yapman gereken tek şey var o da ağzını kapalı tutmak
Nunca trairia o Paul. - Karen, nem mais uma palavra. - Está bem, sabe...
Ama adam çok ısrar etti ve parası da vardı, ben de "ne olacak ki" dedim.
O tipo ficou agressivo, tinha dinheiro, e pensei : "Que se lixe?".
Ben sadece... İlham perim olmadan ne hakkında yazabilirim, Beckett?
Como é que eu vou escrever sem a minha musa?
"Hey, ben ölmedim." demeye ne dersin?
Que tal "Olá, não estou morto".
Yerinde ben olsam ne yapardım deyip durdum.
Continuo a imaginar o que teria feito se fosse eu.
Galiba ben de hep onlar gibi olmak istedim ne olursa olsun.
Eu acho que sempre quis ser como elas, fosse como fosse.
Bauman Teknik Üniversitesi'ne gittim ben.
Eu andei na Universidade Técnica Bauman.
Ben de ne kadav yalnız olduğumdan bahsedeceğim.
Quero falar como também estou solitário. Kripke?
Ne olur ne olmaz acil servise gideyim ben.
Penso que vou às Urgências em todo o caso.
Ama senin aksine mevzu bilgisayarlar oldu mu Maxine, E. E. Cummings'ten ne kadar anlıyorsa ben de o kadar anlıyorum. - Duyduklarıma göre...
Mas ao contrário de ti, no que respeita a computadores, percebo tanto disso como aqui a Maxine percebe E. E. Cummings, por isso quando ouvi...
Ne yaptım ben?
Que faço agora?
Bilgisayarını ben kullandım. Ne istersen anlat.
Usei o teu computador, por isso diz o que quiseres.
O kay * * ken ben ölürsem, onu avlamazsam ne olayım.
Se morrer enquanto ele dá uma, volto para o assombrar.
- Ne bileyim ben.
Não sei.
Ne dedim ben? - Ne dedim ben sana ulan?
O que é que eu disse?
Ama ben değildim. Ne Mobley, ne Trenton, ne de Romero.
Mas não era eu, o Mobley, a Trenton ou o Romero.
Şimdi ben, davar güdücü rolü oynayınca ne olacağını görelim.
Veremos agora o que acontece quando eu interpretar o papel de pastor.
Neyse ne, Ben onu almalı. Neden?
Seja o que for, deve ter sido o Ben que o levou.
Belki de ben bulurum onları. Ne kadar öderler görelim.
Talvez eu os encontre e descubra quanto é que eles me pagam.
Ben sadece onunla konuşmak istemiştim ama bazen ne kadar öfkeli biri olabileceğini sen de biliyorsun, değil mi?
Só queria falar com ele, mas sabe o cabrão raivoso que ele consegue ser, certo?
- Ne bileyim ben?
Não é óbvio?
Cinsel hayatınızın konusu ne zaman açılacak diyordum ben de.
Giro. Já esperava que a tua vida sexual viesse à baila.
Gerçi ben Kadim Torf olarak Büyük Yıldız Patlaması'ndan Yedi Ay Birleşmesi'ne kadar her şeyi gördüm.
Mas, sendo o Torf, o Ancião, já vi de tudo desde a Grande Explosão Estelar até à Aliança das Sete Luas.
Toplantıya geç kaldığım için Haley'nin Corolla'sını aldım ben de. - Ne güzel.
Estava atrasada para uma reunião, por isso peguei no Corolla da Haley.
Ne öğrettim ben sana? Ne kadar hijyenik.
Muito higiénico.
Ne yapıyorum ben yahu?
O que estou a fazer?
Birlikte olmamız çok hoşuma gidiyor fakat hayallerindeki kariyer fırsatından vazgeçme sebebin ben olursam çok üzülürüm. Çünkü açıkçası burada ne gibi bir geleceğin olur bilemiyorum.
Agrada-me pensar em nós os dois juntos, mas ia despedaçar-me o coração eu ser a razão por que renuncias a uma carreira de sonho, porque, honestamente, não sei qual o nosso futuro.
Ne olursa olsun, ben demeden çıkma.
Independentemente daquilo que aconteça, não saia até que eu lhe diga.
"ÖImesini istemem." Ne sen söyle, ne de ben duyayım.
"Não a quero morta." É a coisa mais simpática que te ouvi dizer.
Ne diyorum ben?
O que estou a dizer?
Ben'le birlikte teslim olan diğer asiler ne olacak?
E os outros rebeldes que se renderam com o Ben?
Ne! Ben mi?
O quê?
Ama Marcus ve ben Bayan Graham'in artrit ilacıyla değiştirilen gizemli hapların ne olduğunu bulduk.
Mas o Marcus e eu conseguimos identificar os misteriosos comprimidos que substituíram os da artrite.
Ben ne olacağım?
E quanto a mim?
Biraz hava almak için şans için minnettar değil ı'm değil, Ama tam olarak ne yapıyorum ben?
Não é que não esteja grata por poder apanhar ar, mas o que é que estou aqui a fazer?
Ben onun annesiyim ne de olsa.
Sou a mãe dele.
- Ne yapıyorsun sen? - Ben de sana aynı şeyi soruyorum.
- O que estás a fazer?
Tamam, ben de ne yaptığımı biliyorum!
Eu sei o que estou a fazer!
Ben ölürsem bu çiftliğe ne olur sence?
O que aconteceria a esta quinta, se eu morresse?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]