Bu ne için Çeviri Portekizce
5,471 parallel translation
Bu ne için?
O que é isto?
Bu ne için?
- Isso é para quê?
Bu ne için?
Do que é que se trata? Senhora?
Ne kadar zamanım kaldı bilmiyorum, hatta bu mektubu yazmak için bile.
Não sei quanto tempo tenho, nem mesmo para escrever esta carta.
Bu isi duzeltmek icin her ne gerekiyorsa onu yapmak istiyorum.
Quero fazer aquilo que for necessário, Jess, para corrigir esta situação.
Bu borazan da ne için çalınıyor?
Para que é esse barulho?
Bu kadar sabit desteğim olduğu için ne kadar da şanslıyım.
Que afortunado sou de ter tal fiel apoio.
Bu kadar hoş bir kardeşin olduğu için ne kadar şanslısın. Onca yolu seni kurtarmak için gönüllü gelmesi.
Que sorte tendes em ter tão adorável irmã disposta a tanto para assegurar a sua libertação.
Ve ben, kendi adıma, ne gerekiyorsa yapmaya hazırım bu en doğal hakkı savunmak için gerekirse hayatımı veririm.
E eu estou disposto a fazer tudo o que for preciso até perder a vida, se necessário para preservar esse direito dado por Deus.
Eğer böyle şeylere ilgisi varsa, senin de olmalı. Kadınını memnun etmek için ne gerekiyorsa yap bu tip şeylere ilgin olmasa bile.
Se ela gosta destas coisas, então tens que fazer tudo que for necessário para agradar à tua mulher, mesmo que não gostes nada disto.
Ne zaman iyi bir şey yok oluyorsa benim için adil olmayanın tanımı bu.
Quando uma coisa boa é destruída, para mim, isso é a definição de injusto.
Elinizdekileri verin, ben de size bu davayı çözmeniz için federal kaynaklarda ne varsa onları vereyim.
Dá-me aquilo que tiveres e dar-te-ei os recursos federais que precisares.
Gece Kökü'ne korkunu durdurmak için çıktığın bu yolculukta karşılaşacağın korku için ihtiyacın olabilir.
Podes ter de usar a Raiz Nocturna para lidar com o medo de enfrentar o teu medo.
Asıl problem şu ki ne için kullanmayı planladığını bilmiyorum. Tam da bu yüzden onu alaşağı etmeliyim.
O problema é que... não sei o que planeia fazer com ele, é por isso que tenho de a eliminar.
İnsanlara bu kadar değer vermesi için onu ne kadar bozman gerekti?
O quanto teve de a quebrar para fazê-la importar-se tanto com as pessoas?
Ne zaman durması gerektiğini bilmeyen bir puşt olduğun için bacakların bu halde.
E as tuas pernas estão assim porque és um imbecil que não sabe quando deve parar.
Gözlerinizin oyularak çıkartıldığını düşünün, ne kadar acı verici olduğunu anlamanız için bu bile yetersiz.
Imagina como seria doloroso se te arrancassem os olhos.
Bu paraya inandığın için sahiden de parayı elde edebilirsen seni etkilememesini sağlamak için ne yapmayı düşünüyorsun?
E já que acreditam na moeda e querem mesmo apanhá-la, como planeia que ela não a afecte?
Söyle bakalım, bu yeri elimde tutmak için ne kadar kısmam gerek?
Vá, diz-me. Quanto tenho de poupar para ficar com esta casa?
- Ne? - Bu gece için.
- Hoje à noite.
Kardeşimi öldürmek için gönderdiğin Abaddon takipçilerini duyunca Dean bu ihanete ne diyecek?
E os apoiantes da Abaddon que tens estado a enviar para matar o meu irmão, como se sente o Dean com essa traição?
Bu bize tam olarak ne büyüklükte bir hız treni yaptırmamız için fikir verir.
Assim, podemos determinar, exactamente, o tamanho do carrinho da montanha-russa que precisamos de construir.
Bu gece, size uykusuz şekilde stres altında görevleriniz ne kadar iyi yerine getirebileceğinizi görmek için testler verilecek.
Hoje à noite, serão submetidas a uma série de testes para ver quão bem reagem sob stress decorrente de uma forte privação de sono.
Bu insanların, bu ülke için ve kişisel olarak benim için ne kadar önemli olduklarını anlatmama gerek yok.
Não preciso de vos explicar a importância que estes indivíduos têm para este país ou para mim, pessoalmente.
Ve film için bu sahnenin ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
E sabes quão importante esta cena é no filme, certo?
Senin için bu yayın anlaşmasının ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Sei quão importante é este acordo de TV, para ti. Temos de o fazer hoje.
Bu şehirdeki insanları korumak için ne gerekiyorsa onu yapacağım.
Para proteger o povo da cidade vou fazer o que for necessário.
Boynunda o şey varken bu konuşmayı ciddiye almanın benim için ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
Foi difícil levar esta conversa a sério quando usas isso ao pescoço.
- Ne için bu?
- Para que é isto?
Bu bir adamın taşıması için oldukça ağır bir yük. Ne dersiniz?
Isso é um peso muito pesado para um homem trazer atrás, não acham?
Bu nedenle, benim için geçtiğimiz haftanın ne kadar zor olduğunu hayal etmen gerek senin bebeğini taşıdığımı anladıktan sonra.
Por isso, hmmm... Preciso que imagines quando difícil tem sido esta última semana, desde que descobri que estou grávida dum filho teu.
Bu geri gitmek için istediğin şey mi? Ne?
Foi por isso que voltaste?
Bu işin için de ne kadar çok kalırsam senin ve benim için bu daha da kötüleşecek.
Quanto mais me envolver nisso, só vai ficar pior para ti e para mim.
Onu karavana götürüp ne olduğunu elimden geldiğince açıklamaya çalıştım. Ama onun kadar genç biri için bu kadar şeyi kavramak çok zor.
Levei-a à caravana, tentei explicar-Ihe o que ela é o melhor que pude, mas é muita coisa para assimilar para alguém tão nova como ela.
Jessica, bunun senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum ama miras, bu ilaç.
Jessica, eu entendo como isto deve ser difícil para ti.
Bu akşam için ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim.
Só queria dizer-te o quanto lamento por esta noite, e...
- Bu çığlıklar da ne için?
- Porque é que estás a gritar?
- Şu bahsettiğin Bay "Ben bu oyun için çok endişeliyim" e ne oldu?
O que é que aconteceu com o tipo "sou intelectual demais para este jogo?"
Hess öldürüldüğünde Fargo'nun bu iki adamı ne olduğunu öğrenmesi için yolladığını tahmin ediyorum.
Por isso quando o Hess é morto... Deduzo que talvez Fargo... Tenha enviado estes dois rapazes para perceber o que aconteceu.
- Bu alçı da ne için?
- Uma tala?
Resmim haberlerde olmamalıydı, ne böyle bir olay için, ne de bu kadar hızlı.
A minha foto não deveria estar nas noticias... não por isto, não tão rápido.
- Haley. İlgilendiğin için gerçekten teşekkür ederim ama bu ilişkiyi sekiz senedir bir küs bir barışık sürdürüyorum. Ne yaptığımın farkındayım yani, tamam mı?
Haley, agradeço a tua preocupação, a sério que sim, mas há oito anos que começo e acabo esta relação, portanto sei o que estou a fazer, está bem?
Bütçenize uyacak bir sürü fonksiyonel arabam var ama yeğeninizin güvenli, rahat bir arabası olsun her bindiğinde sizin için ne ifade ettiğini anlasın istiyorsanız bu o işi görecektir.
Tenho vários veículos ao seu alcance, veículos funcionais. Mas se quer que a sua sobrinha faça uma viagem segura e confortável, uma viagem que demonstre o quanto ela significa para si, isto vai fazer o efeito desejado.
Sağlık Bakanlığı'nın lisansını alması için bu sabıkalarının daha ne kadar uzaması gerekiyor bilmiyorum ama, gittikçe yaklaşıyorsun.
Não sei que tamanho o seu registo criminal precisa de ter antes da ordem dos médicos cancelar a sua licença, mas deve estar muito perto.
Bu ne için?
Isso é para quê?
Smithers, bu iki velede benim işime burunlarını soktukları için ne hakettiklerse onu ver.
Smithers, da a esses dois o que merecem por meterem o nariz nos meus negócios.
Mike, geçen hafta sahtekar olmayı bırakmak için ne olsa yapacağını söylemiştin bu yüzden benim tavsiyem kabul et.
- Mike, na semana passada disseste que farias de tudo para deixares de ser uma fraude. Aconselho-te a aceitares.
Ne yapacağını söylemek için Fury artık etrafta değil bu yüzden, neden buradasın?
O Fury já não está cá a dar ordens. O que faz aqui?
Elimizde tek fırsat olacak, bu yüzden ne yaptığımız konusunda kesin olarak emin olmak için planın üzerinden bir kez daha geçelim, tamam mı?
Só temos uma oportunidade. Vamos rever o plano de novo para termos a certeza do que vamos fazer, está bem?
Aynen, bu tarz bir adam, lobiye ne için iner?
O que faz um tipo daqueles entrar pelo átrio?
Ne? Güven bana, bu senin için en iyisi.
- Confia em mim, é o melhor que vais conseguir.
bu ne içindi 39
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne zaman oldu 63
bu ne kadar 45
bu nedenle 273
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne zaman oldu 63
bu ne kadar 45
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246
bu ne demek biliyor musun 70
bu ne peki 35
bu ne demek şimdi 65
bu ne cesaret 35
bu neydi 149
bu ne şimdi 51
bu ne tesadüf 30
bu ne cüret 298
bu ne anlama geliyor 246
bu ne demek biliyor musun 70
bu ne peki 35
bu ne demek şimdi 65
bu ne cesaret 35
bu neydi 149
bu ne şimdi 51
bu ne tesadüf 30
bu ne cüret 298