Bununla Çeviri Portekizce
19,303 parallel translation
Ben... Bununla... Bunu...
Eu não posso...
Şimdi bununla uğraşamam.
Não posso fazer isso.
Bu nedenle hakikat ve haysiyet komisyonu kuruyorum. Bununla öç yerine iyileşme intikam yerine uzlaşma vaadi sunuyorum.
E por isso vou instituir a criação da Comissão de Verdade e Dignidade, e, com ela, a promessa de cura ao invés de retaliação, reconciliação ao invés de vingança.
Bununla ilgili bir sorun mu var?
Tem algum problema com isso, também?
Bununla gurur duyuyorum.
Tenho orgulho disso.
Conway'in bununla neler yapabileceğini bir hayal edin.
Imaginem o que o Conway pode fazer com isso.
Amerika'nın vaktini bir krizin orta yerindeyken neden bununla harcıyorsun?
Porque está a desperdiçar o tempo da América com isto? No meio de uma crise.
Evet, bununla ilgili bir broşür var, buralarda bir yerde.
Temos um panfleto sobre isso algures aqui.
Bununla beraber hemen eklemeliyim, kendisi şu an açık farkla önde.
Posto isto, logo à partida, ele vai à frente com uma grande vantagem.
Kevin'ın bir sorunu var ve bununla yüzleşmek zorunda.
O Kevin tem um problema e tem de o enfrentar.
Bütün bunlar bununla ilgili değil mi?
É disso que se trata?
Hayır, komiserin bir ekibi bununla ilgileniyor. Ama Zolotov hakkında epey bilgi buldum.
Não, o capitão tem uma equipa a tratar disso, mas, por outro lado, encontrei imensas informações sobre o Zolotov.
Bununla ilgili şüphelerin varsa, kendine başka bir ortak bulsan iyi edersin.
E se não concordas, podes procurar outro parceiro.
Bununla alakası yok.
- Não é disso que se trata.
Ve en kötüsü... hep bununla ilgili konuştum.
E a pior parte é que falei sobre isso.
niye burda olduğunuzu unutmayın, bunun gibi kitleleri hedef alan olaylar olacaktır ve kısa bir süre sonra hepiniz bununla, ilgili birşeyler yapabilecek duruma geleceksiniz.
Lembrem-se porque estão aqui, porque a horrível realidade é que haverá outro tiroteio, e vocês vão ser capazes de fazer alguma coisa.
Bununla ilgili suçlayacak elimizde birşey yok, ama herşey bitti, Caleb.
Não há nada que possamos fazer, mas está tudo bem, Caleb.
Tanrım bununla uğraşmak istemiyorum.
- Não quero lidar com isto!
Bununla ilgili bir şey biliyor musun?
Sabes alguma coisa acerca disto?
- Bununla ne yapacaksın? Öyle mi? Anlamıyor musun?
- O que é que vais fazer com isso? Será que não percebes?
Bununla mı yoksa diğer şeyle mi?
Nesta porcaria ou outra porcaria?
Bununla da bitmiyor.
E não é só isso.
Ama bununla yalnız yüzleşsem daha iyi olur.
Mas é melhor eu fazer isto sozinha.
- Bununla ne yapman lazım?
O que tens de apanhar com isso?
Ve bununla bir sorun yaşıyorsanız, üstesinden gelmenizi tavsiye ederim.
E se têm algum problema com isso, sugiro que lidem com ele.
Bununla baş etmek zorunda değilsin.
Tu não tens de fazer isto.
Bununla birlikte, oldukça ihtilaflı bir müzakereden sonra Cartagena'da bunlar masada kaldı bende hepsini aldım.
No entanto, depois de uma controversa e confusa negociação em Cartagena, isto foi o que me restou, então eu trouxe.
Bununla yaşayabilirim.
Sei viver assim.
İşte bununla meşguldüm.
É onde tenho estado.
Fanlar bununla ilgili hiçbir şey demediler sanırım.
Aposto que esta teoria não chegou aos fóruns.
Bununla nasıl yaşayabiliyorsun?
Como é que vives com isso?
Keskin nişancının NZT'nin etkisinde olması, senatörün etkileyici refleksleri ve NZT'nin bununla ilgisinin olup olmaması.
O facto de que o sniper estava sob NZT, os reflexos incríveis do Senador, a possibilidade do NZT estar relacionado ou não.
Gerçekten mi? Bununla başa çıkabileceğini mi düşünüyorsun?
Achas que vais fazer com que "isso" resulte?
Biraz kafayı bozmuşsun bununla dostum.
És um bocado obcecado, meu. Senhor.
Bununla birlikte ödeşiyoruz.
DEPOIS DESTA, FICAMOS QUITES.
Bununla kötü ev güvenliğini bağdaştırmak?
Quer ligar isto à sua fraca segurança em casa?
- Bununla ilgili ne anlatabilirsin?
- O que me podes dizer acerca disto?
Bununla bir şey yapabilir misin?
Consegues alguma coisa disto?
Eğer seni bununla doğramaya karar versem, sonuç biraz farklı olurdu.
Sabes, se eu decidisse cortar-te em pedaços com isto, o resultado seria diferente.
Bak... sana birşey olursa, bununla yaşayamam.
Ouve se te acontecesse alguma coisa, ficaria de consciência pesada.
Bununla yüzleşmem bile çok uzun zaman aldı ama... -... bu gece hazırım sanırım.
Demorei muito tempo a encará-lo, mas esta noite, acho que estou pronta.
Şansın bununla bir ilgisi yok. - Yok mu?
- Isto não tem nada a ver com sorte.
Bununla ne yapacağım ben?
Mas que raios faço com isto?
Ve sana bununla ilgili şeyler söylüyorlar öyle mi?
E estão a dizer-te coisas por causa disso, não estão?
"Faturalarımı vergilerimi zamanında ve kuruşuna dek ödedim, bununla da gurur duyuyorum."
Paguei sempre o que devi, até ao último cêntimo, e orgulho-me disso.
Bununla alakalı bir sıkıntın varsa, beni kovabilirsin.
E, se tens algum problema com isso, é melhor despedires-me.
Emme'nin bununla bir ilgisi yok.
A Emme não tem nada a ver com isto.
- Bununla ben ilgilenirim.
Eu trato do assunto.
Bununla baş edebilirim.
Eu controlo-o.
Bununla mı uğraşacağız şimdi?
Podemos tratar disto, agora?
Bununla mı?
Com isto?
bununla birlikte 245
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bununla ne ilgisi var 23
bununla ne yapacaksın 16
bununla ne yapacağım 18
bununla ben ilgilenirim 32
bununla yaşayabilirim 22
bununla ilgileneceğim 21
bununla mı 30
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bununla ne ilgisi var 23
bununla ne yapacaksın 16
bununla ne yapacağım 18
bununla ben ilgilenirim 32
bununla yaşayabilirim 22
bununla ilgileneceğim 21
bununla mı 30
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bunun anlamı 121
bunun yanında 90
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bunun anlamı 121
bunun yanında 90