Dedi ki Çeviri Portekizce
5,845 parallel translation
Martin ayağa kalktı, bana baktı ve dedi ki ;
O Martin levanta-se, olha para mim e diz :
Barın öteki tarafında bir adam ayağa kalktı. Ve arkadaşlarına dedi ki ; "Döneceğim."
E, do outro lado da sala, um tipo levanta-se, olha para os amigos e diz : "Eu volto já."
Yüzüme baktı ve dedi ki :
Ele mete-se à minha frente e diz-me :
Adam elini omzuma atıp dedi ki "Beni zor bir durumda bıraktığını söylemeliyim."
O tipo põe a mão dele no meu ombro e diz : "Eu só tenho de dizer que me fizeste passar por uma dificuldade..."
Adam bana döndü ve dedi ki :
O tipo volta a virar-me e diz :
Dedi ki ; "Ya acil bir şey olursa?"
Ele diz : "E se houver uma emergência?"
Annesiyle konuştum. Frankie'nin annesiyle konuştum. Dedi ki, " Dinle.
Eu falei com a mãe dele e ela disse : "Ouve."
Kapattı ve dedi ki,
Depois, ela desliga o telefone e diz :
Dedi ki, "Niye sağında o oturuyor?"
E ela pergunta-me : "Porque se vai sentar ele à direita?"
Ward dedi ki, Kâhin doğru düğmelere basmayı biliyormuş.
E o Ward disse que o Vidente sabia como deixá-lo nervoso.
Dedi ki bakışlarını uzun süre senden ayırmayan bir kadınla asla evlenme çünkü başını ağrıtacağı kesindir.
Ele disse, nunca te cases com uma mulher que detém o seu olhar durante muito tempo, ela trará, sem dúvida, problemas.
" Dedi ki :'Merak etme...'... kafasında sağır olacak.
Ele dizia : " Não te preocupes... ela será surda na sua cabeça.
O'nun kendi oğlu dedi ki, " Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın.
O seu próprio filho disse : " Não pensem que vim trazer paz à Terra.
O'nun kendi oğlu dedi ki, " Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın.
Seu próprio filho disse : "Não pensem que vim trazer paz à Terra".
"İsa dedi ki ;" Barış değil, kılıç getirdim. " ... ama son kısmı dahil etmemiş...
"Jesus disse : não vim trazer paz, mas a espada", ele omitiu a última parte...
Shay'a sordum ve o da dedi ki : "kadınlar kötü çocukları sever".
Eu perguntei à Shay e ela disse-me, "as mulheres gostam dum tipo durão"
Tamam. Casey'nin telefonunu açtım ve bir kuyumcu bana dedi ki..
Ok, eu peguei no telefoone do Casey, e um joalheiro disse, e passo a citar,
Dedi ki... "Sesinden anlayabiliyorum."
Ela só... " Posso ouvir na tua voz.
Odette bana dedi ki, "Bridgit..."
A Odete disse-me : "Brigite..."
Dedi ki ; "Oğlum, kolonilerdeki en büyük liman olan New York'tasın".
Ele disse, " Filho, estás na cidade de New York, o maior porto das colónias.
O da dedi ki : "Baba, gelinlik çok güzel düğün de benim düğünüm."
E ela disse : "Pai, é tão lindo e é o meu casamento."
Dr. Murray dedi ki Bu yıl işin bir gün bile aksatmamış.
O Dr. Murray disse que ele não faltou dia nenhum este ano.
Dedi ki, "Bana yerini göster yeter."
Ele disse, "Não tens de... diz-me só onde ele está."
Hayır, Kitty dedi ki... Hani...
Não, a Kitty disse-me...
Sonra dedi ki... "Abinin yarısı kadar adam değilsin sen."
Depois disse : "Não vales nem metade do que o teu irmão vale."
- Sadece Daria'ya bakıp dedi ki...
- Só olhou para Daria e disse...
İntikam peşindeydim ve... Bana dedi ki...
Queria guerra, e ela disse-me...
Hasta... Hasta dedi ki...
O paciente...
Kurucu dedi ki senin kıskançlığın ailemizi mahvetmiş.
- O Fundador disse que a sua inveja destruiu a nossa família.
Kuzeydeki arkadaşlarından bahsetti ve dedi ki bizimkisi ders alması gereken tek devlet değilmiş.
Ele disse qualquer coisa sobre amigos no norte, e que o nosso não era o único governo que precisava aprender uma lição.
Şimdi, Catherine, Penelope bana dedi ki bu sıvıyı şarabıma dökmesini istemişsin.
Ora, Catarina, a Penélope disse-me que exigistes que ela pusesse isto no meu vinho.
Hava alanında bekliyorum ve bana dedi ki " Borulardan anlar mısın?
Estou sentado no aeroporto e ele diz-me : "sabes alguma coisa sobre instalação de canalizações?"
Sonra dedi ki ; "Evet bence de anlıyorsun."
Então ele disse : "Sim, acho que percebes."
Hizmetçisi Polly ile görüştüm, o da dedi ki...
Acabei de falar com a empregada, a Polly, e ela disse que...
Her neyse, Polly dedi ki Chelsea bakımevine girdikten sonra... oğullarıyla ve evin bütün çalışanlarıyla ayrı ayrı görüşmüş.
Bom... A Polly disse que a Chelsea reuniu individualmente com os filhos e com o pessoal, após iniciar os cuidados paliativos.
- Niye sahne arkamı dedi ki?
- Porque disse ele "meus bastidores"?
Bana dedi ki... Beni sevdiğini ve başarılarımdan grur duyduğunu söyledi.
Ele disse-me que... amava-me... e que estava orgulhoso dos meus feitos.
Ancak sonradan dedi ki...
Mas depois ele disse... que a Srta.
Ama kim yukarı çıkılacak dedi ki?
Mas quem falou em ir à superfície?
Stephen dedi ki...
O Stephen disse que eles estavam...
- John dedi ki...
- O John disse que...
Biliyorum. Baban dedi ki, merkezden ne kadar uzak olursak Luca o kadar emniyette olurmuş.
O teu pai disse que quanto mais longe estivermos do epicentro, mais seguro o Luca estará.
- Princeton mezunu biri güldü ve dedi ki...
- E um graduado em Princeton riu-se e disse...
- Bu kişi bana dedi ki... - Sloan mu dedi?
- Essa pessoa disse-me...
Üzerinde çalıştığın sistemle iletişimi olan herkes ya öldü ya da o kadar şey kaybetti ki keşke ölseydim dedi.
Sei que todos que tiveram contacto com o sistema em que trabalhou... acabaram mortos, ou perderam tanto que desejam que tivessem morrido.
Bulaşma hakkında kim bir şey dedi ki?
- Quem falou em envolver-se?
Pearl dedi ki...
E ela diz...
Ama dedi ki, saldırıya uğradığında kükürt kokusu almış. Kükürt mü?
Enxofre?
Beni yakalayan adam dedi ki...
Este homem que me raptou, disse que pessoas como eu são perigosas.
Gözümün içine baktı ve dedi ki...
Ele olhou-me e disse :
Bay Thorpe, Alison DiLaurentis içeride dedi tariften çıkardığıma göre varsaydım ki...
Mr. Esta é a minha amiga Hanna.