English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ G ] / Gereği yok

Gereği yok Çeviri Portekizce

292 parallel translation
Kabalaşmanın gereği yok. Hiçbir işe yaramaz. Elimizde mektuplar var.
Não se arme em teso, não lucra nada com isso.
Hiç gereği yok.
Não precisa disso.
Gereği yok.
Não vale a pena.
- Hiç gereği yok.
- Não se incomode.
Bence daha fazla soru sormanın gereği yok, efendim.
Creio que não é necessário fazer mais perguntas, Dr. Juiz.
Bence gereği yok.
Não vejo razão.
Ancak acele etmenin hiç gereği yok.
Mas não há por que ter pressa.
İkinizden birinin ölmesinin gereği yok.
Não há necessidade de qualquer um de vós morrer.
Tekrar ediyorum. Paniğe kapılmanın gereği yok.
Não existe motivo de alarme.
Bu içten pazarlıklı, sinsi Buckingham'la düşüncelerimi paylaşmanın gereği yok artık.
O hábil e astuto Buckingham não mais será vizinho para meus conselhos.
- Hiç gereği yok.
Não é necessário.
Şey, o tutumu takınmanın gereği yok.
Não precisa de adoptar essa atitude.
Gereği yok.
O seguinte!
Sanırım bunu tartışmamızın gereği yok... çünkü tüm cevapları bilmiyorum.
Penso que não deveríamos discutir isso... porque eu não tenho todas as respostas.
Hayır, Bay Logan, gerçekten, gereği yok.
Não, Sr. Logan, a sério, isso não é necessário.
Ve bu şişeye gelince... Daha fazla sorgulamanın da gereği yok.
E quanto a garrafa, não penso em fazer averiguações.
- Gereği yok.
- De nada!
Sanırım seni tanımıyormuşum gibi davranmanın bir gereği yok artık.
Presumo que é inútil fazer de conta que não o conheço. Miss Carla Vesari, Mr.
Aptalca bir sözdü. Gereği yok.
Foi um comentário estúpido.
Ancak kayıplarımıza ağlamanın gereği yok.
Mas não vale a pena lamentarmo-nos do prejuízo.
Hiç gereği yok.
Não é necessário.
Seni tehlikeye sürüklememin bir gereği yok
Não sei porque te deveria levar ao meio do perigo.
- Kırıcı olmanın bir gereği yok.
Não precisa ser grosseiro.
Onu şimdi kullanırsan vurulacaksın ve bunun da hiç gereği yok.
Se a usar, agora, será abatido e não há necessidade disso.
Bu konuda konuşmanın gereği yok.
Não adianta falar sobre isso.
Riske girmenin hiç gereği yok.
Não vale a pena correr riscos.
Buna kanıt göstermemizin ya da seni sorguya çekmemizin gereği yok.
Paul, é inútil apresentarmos provas ou fazermos-lhe perguntas.
Gereği yok.
- Não é necessário.
- Alaycılığın gereği yok.
- Não precisas de ser sarcástica.
İsterseniz kontrol edebilirsiniz. Ama bence gereği yok.
Se quiserem confirmem.
Elbette böyle basit bir kaçakçılık olayını bölümümüze getirmenin gereği yok.
Acho desnecessário meter o nosso departamento num simples caso de contrabando.
Bir diş için böyle surat asmanın gereği yok.
Não é preciso fazer essa cara por causa de um dente.
Masumu oynamanın gereği yok.
Não vale a pena fazer-se de inocente.
Ağlamanın hiç gereği yok. Kahretsin.
Não adianta começar a chorar.
- Saldırgan olmanın gereği yok.
- Não precisa de ser tão ofensivo. Por favor, meus senhores...
Hiç gereği yok.
Não será necessário.
Hayır, gerçekten. Gereği yok.
Não, isso não é preciso.
- Kabalığın gereği yok. - Hadi.
- Não precisa ser grosseiro.
Ama Kurul'a söylemenin bir gereği yok. Bunu unutmaktan yanayım.
Talvez seja melhor eu cuidar dele pessoalmente.
Rüyanın isabetliliğinden şüphe etmenin gereği yok, Müfettiş.
Nada me faz duvidar da precisão do sonho premonitório.
Seviyesiz konuşmanın gereği yok.
Não é preciso ser ordinária.
- Sevgili Mary, hiç gereği yok.
- Minha cara Mary, não tem nada a ver com o assunto.
Gayet güzel bir otobüse binebilecekken araba almanın gereği yok.
Olha, esquece o carro. Não há motivo para um quando há autocarros.
Ama resmî sıfatım gereği suçlamasını dinlemekten başka seçeneğim yok.
Mas na minha condição oficial, não tenho alternativa a não ser averiguar a acusação.
Görevim gereği, size küçük bir sır vereceğim. Bu toplumun çalışanlarının para çılgını korsanlar tarafından soyulmadığını görmek bana mutluluk verir. ... onların çıkarlarını kollayan yok diye soyulmalarına seyirci kalamam.
Esse é o meu dever, e vou te contar um segredo... também quero que os trabalhadores decentes não sejam roubados... por um bando de piratas loucos por dinheiro, porque... eles não têm quem defenda seus interesses.
Burada oyalanmanın gereği yok.
Não vale a pena continuar por aqui.
Paniğe kapılmanın gereği yok.
Repito.
- Hayir, geregi yok.
- Não, não é preciso.
Gereği de yok.
Não é preciso.
Sertligin geregi yok...
Não precisa armar-se em dura comigo...
Hepimiz piyasadayız... tüm farklılıklar unutuldu... savaşı anımsatmanın gereği de yok.
- Estamos juntos no mercado. Todas as diferenças foram esquecidas e não precisamos de falar na guerra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]