English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hiçbirşey yok

Hiçbirşey yok Çeviri Portekizce

364 parallel translation
Orada korkacak hiçbirşey yok.
Ora, não há nada aí em cima que se deva recear.
Onlarda hiçbirşey yok.
Não há nada nelas.
Hiçbirşey olmadı, tatlım, ve endişelenecek hiçbirşey yok.
Não aconteceu nada meu bem, não fique nervosa.
Korkacak hiçbirşey yok bunda, O yarı insan.
Não tenha medo. Ela é meio humana.
Liege'de görülecek hiçbirşey yok.
Não tem nada para fazer em Liège.
Söyleyebileceğin hiçbirşey yok.
Não há nada que possa dizer.
Çünkü orada hiçbirşey yok.
Porque não há lá nada.
Annem... o gerçekten, çok acı çekmiş. çünkü başımı derde sokacağımdan falan emin ve bu konuda yapabileceğim hiçbirşey yok.
Como a minha mãe... ela sofre... achando que vou para o inferno.
Bir ikiyüzlüden daha sinir edici hiçbirşey yok.
Não há nada mais irritante do que a hipocrisia.
Bize ipucu verecek hiçbirşey yok.
Não há nada que nos dê uma pista.
Hiçbirşey yok elimizde.
Absolutamente nada.
Yüzme, yat gezileri, partiler,... ve bu tür şeyler dışında hiçbirşey yok.
Passa-se a vida a nadar, andar de iate, a ir a festas e por aí fora.
- Önümüzde hiçbirşey yok.
Não há nada à nossa frente...
Üzgünüm ama bazen, yapabileceğimiz hiçbirşey yok.
Sinto muito, mas tem vezes que não há nada que possamos fazer.
Burada 1920'den öncesine ait hiçbirşey yok.
Não há aqui nada anterior a 1920.
Hiçbirşey yok, Michael.
Não se passa nada, Michael.
Görüntü yok, ses yok. dokunmak, koklamak veya tatmak için hiçbirşey yok.
Não há visão, nem som... tacto, cheiro ou gosto.
Gerçekten hiçbirşey yok.
Eu disse que não há nada!
İtiraf etmeyeceğim hiçbirşey yok.
Não há nada que eu não vá confessar.
Hey, Hiçbirşey yok!
Ouve lá, ó ninguém.
Hiçbirşey yok!
Não foi nada.
Haydi Doktor, korkacak hiçbirşey yok.
Então, doutor, não há nada a temer.
Hiçbirşey yok.
- E então? - Nada.
Görecek hiçbirşey yok.
Não há nada para ver, Jacques.
Yapabileceğin hiçbirşey yok.
Nada mais.
Baba, yiyecek hiçbirşey yok.
Querido, nunca quis a tua vida. Só fiquei com ela porque estava ali.
Seni elektrikle idam edecekler ve bunu önlemek için yapabileceğim hiçbirşey yok.
Eles vão-te executar, e não há nada que eu possa fazer.
Bak. Hiçbirşey yok.
Vê, não tenho nada.
Elinde hiçbirşey yok mu?
Ainda não escreveu nada?
Hiçbirşey yok.
Não, não tenho nada.
Ama bu yağ konusunda yapabileceğim hiçbirşey yok.
Mas não quero ter nada a ver com este óleo.
Şey... Gitmekte olduğun yerde eğlenceli hiçbirşey yok.
O que vais fazer não tem graça nenhuma.
Söyleyecek hiçbirşey yok.
Não há nada para contar.
Burada The be Sharps ile ilgili hiçbirşey yok.
Aqui não fala dos Vozes Afinadas.
Bu gece hoşlukla ilgili hiçbirşey yok.
Esta noite não tem nada a ver com bonita.
Marge, bu işe bulaşmanı gerektirecek hiçbirşey yok.
- Marge, não te metas nisto.
Bak, Utanacak hiçbirşey yok.
Veja, não é nada para se envergonhar.
Darılmak yok, patron. Hiçbirşey için darılmak yok.
Não quis ofender.
Onların istediği hiçbirşey bizde yok öyle değil mi, Jesse?
Não temos nada que eles queiram. Não é verdade, Jesse?
Sakın unutmayın, hiçbirşey karıştırmak yok.
Lembrem-se, nada de bisbilhotar.
Hiçbirşey yok.
Nada.
Burada hiçbirşey yok.
Não há nada aqui.
Amerikalılardan Hiçbirşey Almak Yok! Anladın mı?
Ninguém compra nada aos americanos, entendido?
- Hiçbirşey, Paul McCane'le alıp veremediğim bir şey yok.
Antes de mais, paramos o comboio.
Bir sorun mu var? Hiç. Hiçbirşey yok!
O funcionário público não precisa de ti a vender cosméticos.
Başka eğlencemiz yok. Hiçbirşey.
Não temos mais nenhum entretenimento.
Hiçbirşey yok.
Padre, finalmente!
Sana bu lanetler için hiçbirşey ödemeyeceğim. İhtiyacım yok.
Não vou pagar por Bushmills de que não preciso.
Korkacak hiçbirşey yok.
Não há que ter medo.
- Burda hiçbirsey yok.
Não há nada aqui.
Elinizde bir kart yok, bayım, Hiçbirşey, en küçüğünde küçüğü.
Não tem um único trunfo, apenas cartas sem valor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]