Istediğin benim Çeviri Portekizce
441 parallel translation
Tek istediğin benim param.
Só queres o meu dinheiro.
Demek istediğin benim yanımda kalacağın mı?
Estás a dizer que vais estar comigo?
Senin istediğin benim!
É a mim que queres!
Sen istediğin kadar alay edebilirsin. Ama Pindar benim için her şeyden daha önemli. Bu benim için savaştan, hatta hayatımdan da önemli.
Brinca á vontade, mas, para mim, conta mais do que a própria vida, do que a guerra, do que a minha vida!
- Kıskandım. Sana benim veremediğim hayatı sunduğu için kırgındım. - İstediğin bu, hayatım.
Porque tinha ciúmes e também porque não podia oferecer-te o tipo de vida que tu mereces e que é a que tu queres.
benim yapmamı istediğin bir iş var mı?
Quer-me nesse serviço?
Tek istediğin bu mu? Benim tek istediğim bu değil!
Isso é tudo que queres?
Bundan böyle benim çatım altında istediğin kadar kalabilirsin.
E pode ficar sob meu teto todo o tempo que queira.
Senin çok istediğin... İsviçre'deki o kız okulu benim kafama pek yatmadı.
Não estou muito convencido com aquele... colégio feminino na Suíça pelo qual te interessaste.
İstediğin zaman benim için şarkı söyleyebilirsin.
- Canta para mím, Tracy.
Ağzımı kapalı tutacağım, tam senin istediğin gibi. Sen de ağzını benim istediğim gibi açarsan her şey iyi olur.
Eu não abro a boca, como a senhora quer, e a senhora abre a sua, com eu quero, e não vai haver problema.
İstediğin bütün seyahat anlaşmalarını onunla yap, John, fakat senin zengin, yaşlı Bliss'ine benim balayımı işe karıştırmamasını söyle.
Faz os negócios que quiseres com ele, John, mas diz ao teu rico e velho S.r Bliss que pare de corporativar a minha lua-de-mel.
Galiba, benim de sana istediğin gemi ve tayfayı vermem gerek.
Em troca, devo fornecer o navio e os marinheiros que deseja?
Demek istediğin Raymond gibi davranmak benim kabahatim sayılmaz.
Então não tenho culpa de me comportar como o Raymond?
Sadece istediğin yerde duramazsın, hele burası benim kasabamsa.
Só que não pára onde quer, se for na minha cidade!
Benim zamanım bol, istediğin kadar.
Tenho muito tempo. Todo o que quiser.
"eğer kalsaydın bu, senin de... " hayat arkadaşı olarak... " benim seni istediğim kadar beni istediğin...
Que você... que você me quer tanto quanto eu a si... como parceira para toda a vida.
Senin de benim evime girip istediğin her şeyi almaya hakkın yoktu.
E você não tinha direito a tirar nada da minha casa!
Yine de benim değil, senin istediğin olsun.
Todavia não se faça o que quero, mas sim o que tu queres.
Dikkatli olmalarını istediğin şu iki adam var ya, eğer sen eski dostlarının hatırına,... aniden fikrini değiştirseydin, ellerini kirletmeden benim boynuma idam halatını geçirdikten sonra, sana olduça zor zamanlar yaşatacaklardı.
Esses dois que tu queres que eu trate Devem ter-te feito passar um mau bocado... e antes de tu meteres a corda no meu pescoço, com essas mãos sujas de repente mudas de ideias, Tudo em nome da velha amizade, dizes tu...
Benim şirin, küçük denizcim nerede? Çok heyecanlandım, doğru düzgün düşünemiyorum! İstediğin birini al.
Muito bem, para um marinheiro! Todos prontos?
Senin istediğin, benim.
É a mim que tu queres.
Dinle dostum, kendine istediğin ölümü seçebilirsin ama benim de yaşamaya hakkım var biliyor musun?
Você tem o direito de ser morto, eu tenho o direito de viver.
Demek istediğin bu en kritik anda..... Humphrey'nin değil de benim tarafımda olduğunu mu söylüyorsun?
Isso significa que fica do meu lado e não do Humphrey se a coisa fica feia?
Benim ve diğerleri için istediğin buysa kabul ederiz.
Quanto a mim e aos outros, concordamos, se for esse o teu desejo.
İstediğin şey benim gücümü aşar.
O que pedes está além do meu poder.
İstediğin kişi benim o değil.
É a mim que queres, não ela.
Artık olgun bir kadın oldun. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Ama sadece benim için önemli olduğunu bilmeni isterim.
Agora já és adulta, podes fazer o que quiseres, mas só quero que saibas que me preocupo contigo e que estou cá se precisares de mim, está bem?
İstediğin benim.
Tu consegues bater-me.
Bende senin istediğin bir şey var, sende benim istediğim bir şey var.
Eu tenho algo que tu queres, tu tens algo que eu quero.
İstediğin benim, hatırladın mı!
Sou eu que tu queres, vá!
İstediğin tek kişi benim.
É a mim quem tu queres.
Benim söylediğim, küçük aptal... birkaç basit önlem almak şartıyla... bu işi... istediğin kadar adamla... istediğin kadar çok... ve istediğin kadar farklı şekilde yapabileceğin.
Quero dizer, minha tolinha, que, desde que tomeis alguns cuidados elementares... podereis fazê-lo ou não... com quantos homens quiserdes, sempre que o desejeis... e de todas as formas que preferis.
İstediğin benim, hatırladın mı?
É a mim que queres, lembras-te?
Gördün mü baba? Bunu anlatıyorum işte. Ne zaman Pino'ya bir şey yapmasını söylesen, istediğin şeyi benim yapmamı söylüyor.
Toda vez que manda Pino fazer algo... ele me manda fazer o que você pediu.
Hayatım, sanırım anlayacaksın. Tüm mesele neye inanamak istediğin ve bu gibi konularda benim senden daha fazla deneyimim var.
Bem, minha querida, eu acho que você irá descobrir que tudo é uma questão do que do que você quer acreditar e neste caso eu tenho mais experiência nestes assuntos do que você imagina.
Ama kendi seçimlerimi yapmama, benim için istediğin hayatı değil, kendi hayatımı yaşamama izin vermelisin.
Mas tens que me deixar fazer as minhas escolhas, viver a minha vida, e não a vida que tu escolheres para mim.
- Benim istediğim... eve gitmek. - İstediğin bu değil miydi?
- É isso que quer?
Becermek istediğin birini görürsün ama beynin şöyle demelidir " benim bir ilişkim var, bir karım var.
Vêem alguém que querem comer, mas devem pensar
Benim hakkımda istediğin şeyi söyleyebilirsin ama burada dikilip diş fırçama hakaret etmene izin vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
Podes dizer o que quiseres de mim, mas raios me partam se fico aqui a ouvir-te insultar a minha escova de dentes.
İstediğin benim.
É a mim que você quer.
İstediğin herşeye sahipsin ve benim telefon numaramı mı istiyorsun?
Podes pedir aquilo que quiseres e pedes o meu número?
Yani söylemek istediğin, bu küçük sarışın kız benim.
Portanto o que está a dizer é que a menina loura sou eu.
İstediğin benim seni aşağılık yaratık!
Sou eu que queres, filho da puta verde.
Senin sorunların, senin soruların bunlar benim işim değil ve istediğin cevaplar bende değil. ... bunlar benim işim değil ve istediğin cevaplar bende değil.
Por frio que possa parecer, suas questões não são problema meu.
Yani, benim hasta bakmamı istediğin için, .. bana hasta baktırmıyorsun?
Então, como queres que eu trate doentes, não me deixas tratar doentes.
Havuzda yeterli ördek yok. Sahada istediğin kişi benim.
Eu é que devia estar á frente da operação.
İstediğin benim arabam olduğuna göre, olmalı.
- Mas deviam interessar, porque queres o meu carro.
İstediğin şey benim.
Eu sou aquilo que tu queres.
Sana istediğin şeyi söyledikten sonra... benim istediklerimi yapacağını nereden bileyim?
Como sei se ao dizer-lhe o que quer, fará o que eu preciso que se faça?
İstediğin benim!
Sou eu que você quer!
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benimle dalga geçme 73
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benimle dalga geçme 73