John Çeviri Portekizce
34,057 parallel translation
John Cougar Mellencamp'ın şarkısı gibi olmayan başka tavsiyen var mı?
Tens algum conselho que não pareça com uma música do John Cougar Mellencamp?
Güzel filmdir.
Bom filme. John Travolta.
İnsanlar, John Troavolta'nın Kotter'daki oyunuculuk yeteneğine hiç saygı duymadılar ama adam ciddi bir yetenek sergiledi orda.
Ninguém respeitava o seu estilo de representar à Kotter, mas ele actuou muito bem nesse.
Sıradaki ise "Papa John kaşlarını boyuyor mu?".
A seguir : anda o Papa John a tingir as suas sobrancelhas?
- Aziz John ve Paul. - Bizim için niyaz edin.
São João e São Paulo.
Genç John'u duvarın altından çıkardığın için müteşekkirim.
Obrigado por ter tirado o John de debaixo da parede.
John, kapıyı gözetle.
- John, vigia a porta.
Sen John Smith misin yoksa?
Por acaso não és o John Smith? O mensageiro do Travis?
John Smith, San Antoio'nun ilk belediye başkanı.
O John Smith será o primeiro presidente de San Antonio.
Astsubay John Denton.
O Suboficial John Denton.
- Astsubay John Denton.
O Suboficial John Denton.
Müşterinin parasını çalmak diyelim. Çünkü bu onu delirtiyor.
Vamos apenas dizer que nós gostamos de roubar um John de vez enquando, porque isso o deixa louco porra.
Bir işaret, bir müşteri ya da para çalmak?
Uma marca, um cliente, um John a ser roubado?
Bu oyunda oynayabilmek, John Dillinger'i Sikago'da vurulup öldürüldügü yerde canlandirmak çok büyük bir onur ve bildiginiz gibi...
Poder atuar nesta peça e fazer de John Dillinger em Chicago, onde foi alvejado e assassinado, é uma grande honra e...
Öyleydi ta ki John Hudges film gecesi için beni iki defa ekene kadar.
Sim, estavam. Até que ela me deixou sozinho na noite de cinema de John Hughes. Duas vezes.
Evet, ve tüm parasını John DeLorean denen torbacıya vermişti.
Sim, e então ele deu todo o seu dinheiro para um traficante chamado John DeLorean.
Sırada, John Travolta vardı.
Em seguida, foi a vez de John Travolta.
Sonunda, Sir John Blashford-Hammond.
JAMES : Finalmente, Sir John Blashford-Hammond.
Cam silecekleri olan bir John Terry gibiydi.
! " Era apenas John Terry, realmente, Com limpa pára-brisas.
Dünyanın tartışmasız en hızlı pilotu Formula 1 dünya şampiyonu John Surtees.
O indiscutível O motorista o mais rápido no planeta, Campeão Mundial de Fórmula 1 John Surtees.
Bana gelip " John... Ford'ları yenmemiz lazım.
Ele veio até mim e disse : " John... nós temos Para vencer o Fords.
"John Surtees ve Enzo boşandı."
" O divórcio de John Surtees E Enzo.
Ama biz L.A.'de John David Bates vakasına bakarken Tırmık yeniden ortaya çıkmış, hem de Jack'in okulunda.
Mas quando estivemos em LA, no caso do John David Bates, o Scratch apareceu de novo, desta vez, na escola do Jack.
John Wick filminin ismi var cismi yok karaterini canlandırıyorum.
Sou o protagonista do filme "John Wick"
Karısının zamansız ölümünden sonra bile John Wick karakterinin bu alyansı takmaya devam ettiğini fark edebildin demek.
Fez bem em reparar que esta aliança foi utilizada pela personagem John Wick mesmo após a morte prematura da esposa dele.
- Doktor John Rexroth.
Dr. John Rexroth.
Çünkü arkanda İç İşler Müdürü John Foerstel var.
- Sabe porquê? - É uma investigação interna.
Konuşalım mı? Adı Gabriel Thompson.
Vem aí o Director dos Assuntos Internos, o John Foerstel.
Görüşmeyeli epey olmuştu. Senin alanında bu iyi bir şey olsa gerek, John.
- Temos de tratar disto rapidamente.
Kişisel hayatım hep açık olmuştur. Küçüklüğümden beri John F. Kennedy'nin vatana hizmet çağrısını benimsemişimdir.
Desde miúdo que quero servir o país como John F. Kennedy solicitou.
- Ajan Ritter, ben John Foerstel.
- Agente Ritter, fala John Foerstel.
Bir John Decker buldum.
Tenho um John Decker.
Eyvah. John Decker Hakiki İnananlar üyesi.
O John Decker é membro dos Verdadeiros Crentes.
Durun. John Decker 5 yıl önce ortadan kaybolmuş.
Esperem, o John Decker desapareceu do mapa há 5 anos.
John Harplin.
Ao John Harplen.
John Cena da burada çalışıyormuş.
O John Cena também trabalha aqui.
John gergin.
John está nervoso.
İlk korkularını yenen John çekim yapmaya başlıyor.
Superando os seus medos iniciais, John começa a filmar.
İkili uçuş, John'a, Aaron'un solo uçuşunda yakalayamadığı çekimleri yapma olanağı tanıyor.
O voo em tandem permite a John obter as filmagens que Aaron não conseguiu obter sózinho.
John Glenn bilgisayarlara güvenmiyordu bile.
O John Glenn não confiava nos computadores.
- John.
John.
- Baban burada mı John?
O teu pai está cá, John?
Bunu babanla konuşmalıyız John.
Isso é uma conversa para o teu pai, John.
Sen neye inanıyorsun John?
E no que é que acreditas, John?
John arkadaşlarıma senden bahsediyordu.
O John estava a falar de si aos meus amigos.
John, dünyayı gerçekten olduğu gibi görmen konusunda ne demiştim?
- John, que foi que eu disse sobre ver o mundo tal como ele é realmente?
John?
John?
John!
John!
John Galliano ve ben düşmüştüm Evet
Eu fui empurrada na frente do John Galliano. - E caí.
Adım, Üçüncü John Clayton.
É John Clayton III.
John ve Alice Clayton'un oğlu.
Filho de John e Lady Alice Clayton.
johnny 1837
johnson 283
johnnie 138
john wayne 49
john smith 17
john f 20
john lennon 16
john henry 29
john carter 19
john amca 17
johnson 283
johnnie 138
john wayne 49
john smith 17
john f 20
john lennon 16
john henry 29
john carter 19
john amca 17