Merak Çeviri Portekizce
43,302 parallel translation
Eğer sıkıldıysanız hiç merak etmeyin çünkü bu Noel'de her yer bileğinizi kırmak için özellikle tasarlanmış ürünlerle dolu.
Sim? Bem, não se preocupe se você é, Porque neste Natal, o Mercado está inundado de produtos
Sizi Mykapo'ya geri döndüren nedir merak ettim.
Pergunto-me o que motivaria o seu regresso a Mykapo.
Merak ediyordum da... acaba bu sene, şapkayı ben takabilir miyim?
Eu estava a pensar se... talvez este ano eu poderia usar o chapéu?
Çok üzgünüm, haklısın orada olmalıydım, merak etme artık hep yanında olacağım.
Desculpa. Devia ter estado presente. Agora, vou estar.
Ve ne zaman siyah bir adamla tanışsam, onun benim babam olup olmadığını merak ederdim hep.
E sempre que conhecia um homem negro, pensava se ele poderia ser o meu pai.
Çok fazla olmaz ama, merak etme. Tabi, elbette.
- É coisa pouca, não se preocupe.
Ama küçük olan, merak etme.
Mas foi pequena.
Merak etme.
- Quê? - Não te preocupes.
Arkadaşların başaracak mı merak ediyorum.
Será que os teus amigos vão conseguir?
Hayatta mısın diye merak ediyorduk.
Andávamos a pensar se tinhas sobrevivido.
Merak ettim, o da şişman mıydı, yoksa sonradan mı kilo vermişti? Kötü birisi miydi?
Eu questionei-me sobre se ela seria gorda e depois ficou magra e se era uma pessoa horrível.
Ve her tanıştığım siyahi bir adamı merak ederdim, acaba, bu adam benim babam olabilir mi diye.
E sempre que conhecia um homem negro, pensava se seria possível ele ser o meu pai.
Merak etme, işim bitince seni geri vereceğim.
Vou devolver-te quando acabar.
Bu zombilerin bizi siklemeyip sadece postacıyı istemelerinin sebebini benden başka merak eden var mı?
Alguém sabe porque é que estes Zs não ligam a nós? - Só querem o carteiro.
Merak etme, silahını geri alacaksın.
Não se preocupe. Terá a sua arma de volta.
Sanırım merak etmeye devam etmek zorundasın.
Acho que vais ter de continuar a perguntar-te...
Merak etme. Düzeltmesi ne kadar zor olabilir ki, değil mi?
Não te preocupes, é fácil de resolver, não?
Sadece merak ediyorum...
Estava a modos de imaginar... Como o dizer educadamente?
Yani, kesinlikle. Çocukluğumdan beri merak ederdim onu.
Sabes que eu tinha curiosidade quanto a ele desde miúdo.
Tek merakım nasıl patlatacaksınız?
Apenas... Como é que vais furar isso?
O zamanlar arkadaş olup olmadıklarını merak ettim.
Pergunto-me se os dois eram amigos na época.
Kalıp kalmama hakkında ne düşündüğünü merak etmiştim.
Na verdade estava a perguntar o que achas sobre ficar.
Yaşadığını öğrendikten sonra sana nasıl bir dövme yapacağını merak ediyorum.
Pergunto-me que tatuagem ele te vai dar quando descobrir que estás viva.
Merak ediyordum da...
- Pois. Quando é que te vais embora?
Ben olsaydım en azından azıcık nereye gittiğimizi merak ederdim.
Se fosse eu estaria, pelo menos, um bocadinho curiosa sobre o sítio onde vamos.
Biliyor musunuz, merak ediyorum da... acaba Lucy bu işi alsın diye birileri devreye girmiş midir?
Faz-me pensar se não terão puxado uns cordelinhos para ser a Lucy.
Ayrıca şunu da merak ediyorum, bunun için kim devreye girmiştir. - Ve neden...
E também me faz pensar quem poderá ter puxado esses cordelinhos e porquê?
Herhangi bir şey gerçek miydi merak ediyorum..
Pergunto-me se alguma coisa foi verdade. Qualquer coisa.
Ne zaman sohbete gireceğini merak ediyordum ben de.
Perguntava-me quando é que ia iniciar uma conversa.
Merak etme dostum.
- Não te preocupes.
Çünkü hala yapabiliyor musun merak ediyorum.
Foste tu que a deixaste cair. Começo a perguntar-me se ainda és capaz.
Henry! - Merak etme anne.
- Tudo bem, mãe.
- Merak etme. Zamanla unutulur.
O presidente não pode colocar-me à frente.
Bu durumun onu nasıl etkilediğini merak ediyorum.
Temos que pensar no efeito que estar a ter nele.
- Merak etme döndüğünde tüm parmakları yerinde olacak.
Não te preocupes, quando voltares, ele vai ter os dedos todos.
Kumpanyanızdaki yetenekli tek kişiyi lezbiyen merakın yüzünden mahvettin.
É a única na tua companhia que tem algum talento, e tu obliteraste isso pela curiosidade lésbica.
Ama merak etme, senin için de yer var.
Mas não te preocupes. Também há lá espaço para ti.
Ayağını kırdığın zamanı hatırlıyor musun? Çok merak uyandırıcı.
Lembraste quando partiste o teu pé?
Zamanın başlangıcından beri biz insanlar nasıl oluştuğunu merak ediyoruz.
Desde o inicio dos tempos, perguntamo-nos como é que surgiu.
Merak etmeyin.
Não se preocupem.
Şimdi merak ettim.
Agora estou preocupado.
Beni merak etme.
Não te preocupes.
Sadece ayrıntıları merak ediyoruz. Hepsi bu.
Só queremos os detalhes, mais nada.
Ama açıkçası, sonraki hamleni çok merak ediyorum.
Mas sinceramente... Estou curioso para saber que vais fazer a seguir.
- Sen merak etme, ben bir şeyler düşünürüm.
- Não te preocupes, pensarei em algo.
Gerçekten Frank Morris olup olmadığını merak ediyorum.
Faz-me pensar se... não és o Frank Morris.
Merak etme, 2 koltuğu da satın aldım.
Não se preocupe, comprei ambos estes lugares.
Merak etme.
Não se preocupe.
Merak etme evlat.
O que fazemos?
Merak etmeyin.
Não te preocupes.
Merak etme ama, kimseye bir şey olmadı ve olmayacak.
relaxa, ninguém se feriu, e nem se irão ferir.
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak etmiyor musun 21
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak etmiyor musun 21