English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne iyi

Ne iyi Çeviri Portekizce

13,892 parallel translation
Öyle olmasa ne iyi olurdu ki?
De que serviriam, se não tivessem?
Annem ölür ölmez beni arkadaşlarımdan ayırıp taşındırıyorsun. Ne iyi bir fikir ama değil mi?
Então, talvez afastar-me de todos os meus amigos... logo após a mãe ter morrido, não tenha sido lá grande ideia, huh?
Ne yaptığının farkında değil ama, size şunu söyleyebilirim ki... Siz, iyi bir insansınız.
Agora eu posso dizer... que és um bom homem.
- Ne? - İyi iş çıkardın.
- Fizeste um bom trabalho.
Yarın sabah 09 : 00'da ne kadar iyi olduğunu göreceğiz.
Amanhã às 9, veremos o quão bom és.
Birbirimizi ne kadar zamandır tanıyoruz? Daha iyi bilmene yetecek kadar uzun bir süre.
- O suficiente para saberes melhor.
Bak bu onu ne kadar iyi yaptı.
Bem, veja lá o bem que isso lhe fez.
Bakın ne diyeceğim hanımlar iyi kızlar ve sürtükler arasında yıllarca süre gelen bir savaş var ve bu savaşı resmen sürtükler kazandı.
Querem saber, meninas? Há anos que existe uma guerra entre as boas meninas e as putas, e as putas, oficialmente, ganharam.
Fallikler ne yapacaklarını ve ne zaman yapacaklarını iyi biliyorlar!
Elas sabem o que fazer e quando!
İyi bir anne olacağını düşündüren şey ne?
Porque serias uma boa mãe?
Ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
Tu sabes bem o que isto é.
Yeniden evlensem, ne derdin? İyi düşün.
O que dirias se voltasse a casar?
Dindar katolik George Leblanc'ı bu duruma ne getirdi? İyi bir koca ve baba böyle canavarca duygusuz davranmaya ne itti?
O que levou Georges Leblanc, católico praticante, um marido e pai atencioso, a cometer tais actos monstruosos e irracionais?
- İyi de ne?
Tonta!
- Ne oldu? - İyi misin?
O que aconteceu?
İyi, ne olmuş?
Fantástico. E depois?
Star ne oldu iyi misin?
Foda-se, Star, estás bem?
İyi bir polis buna bakıp ne yapacağını anlar.
Tu sabes, um bom polícia vai olhar para isto e sabe exatamente o que fazer.
Sanırım ne demek istediğimi çok iyi anlıyorsun.
Acho que sabe exatamente aonde quero chegar.
Ne diyelim, iyi eğlenceler.
Bom, diverte-te.
Senin ne kadar iyi olduğu anladılar.
Sabem como és boa.
- Ne demek, iyi günler hocam.
Bom dia, senhor.
Tek bildiğim, Çok iyi hissedeceğim bu gece kendimi Anlamıyor musun, Ne kadar iyi hissettiğimi
Só sei que me sinto bem Não sabes que me sinto bem?
Tek bildiğim, Bu gece çok iyi hissedeceğim kendimi Anlamıyor musun, Ne kadar iyi hissettiğimi
Só sei que me sinto bem Não sabes que me sinto bem?
Ne kadar erken, o kadar iyi.
Quanto mais rápido melhor
- İyi misin? Ne oldu?
Bem, o que é isso?
- Ne demek istiyorsun? Hadi, bilirsin Sizin için daha kolay Randy için olduğundan daha iyi kaçmalısın.
Vamos, sabes que é mais fácil saires do que o Randy.
Bak ne diyeceğim, çok iyi bir örümcek ağı temizleme yöntemiymiş bu.
- Até as teias de aranha foram pelo ares.
Onlar ne yapacağını iyi bilir.
Eles é que sabem.
- Ne kadar az iyi biliyorum.
Quanto menos souberes, melhor.
If o o ne yaptığını çok iyi O size uğramak için geri gelebilir.
Se ele for tão bom no que faz, pode voltar para te caçar.
Daha ne isterim ki ; hem replikleri benden iyi seslendiriyor hem de benden ucuza çalışıyor.
Só me faltava essa, ele a dizer as deixas melhor e a ganhar menos do que eu.
Ve... onun iyi olması için ne gerekiyorsa yapmak zorundayım.
E... Terei de fazer o que for preciso para garantir que ele esteja bem.
Ne kadar iyi oldugunu görmen için bir sans.
Irás ver se és bom o suficiente.
Bundan daha iyi ne olabilir?
Há alguma coisa melhor do que isto?
Şu anda yapabileceğin en iyi anlaşma ne?
Qual é o maior negócio que podias fazer neste momento?
Dinle, yarın ne olursa olsun iyi olacaksın.
Ouve, aconteça o que acontecer amanhã vais ficar bem.
Biliyor musun, ne zaman onun hakkında konuşsan hemen hemen her defasında iyi mizah duygusundan bahsediyorsun.
Sabe, quando fala dele, menciona quase sempre o seu grande sentido de humor.
Seçmişsiniz, o halde iyi bir eşe sahip olmak ne kadar güzel bir şey, anlarsınız.
Ai sim, então deve saber a sorte que tem por ter uma esposa.
Bence ne düşündüğümü çok iyi biliyorsun.
Eu acho que sabes exatamente o que eu estou a pensar.
İyi ne var ne yoksa hepsini aldıklarını düşünüyorum.
Penso que eles ficaram com todas as cenas boas.
Ne yaptığını da gayet iyi biliyordu.
Ela sabia o que estava a fazer.
Ne yaptığını gayet iyi biliyor.
Ela sabe o que está a fazer.
Nasıl olurdu onu bilemem ama ne diyeceğim Caitlin'le karşılaşma konusunu annene söylemesek iyi olur.
Não sei o que eu teria feito, mas, sabes, acho melhor não contar á mãe sobre o encontro com a Caitlin.
İyi de bu anlattıklarının Hamsterlar ile ne ilgisi var?
O que é que isso tem a ver com os hamsters?
Kazanın ne demek olduğunu iyi bilirim.
Eu entendo de acidentes.
Seçilecek en iyi kişi olacak. Ne olursa olsun benimle baban arasında kalsan kimi seçerdin?
Ia fazer do mundo um lugar feliz, na ilha, ia manter-te feliz, tendo a certeza que era o melhor homem para a tarefa, entre mim e o teu pai, quem escolherias?
Joe ne durumda? İyi mi?
Vai ficar bem?
- Ne oldu, iyi misin?
- Que aconteceu? Estás bem?
Suç oranındaki düşüş, ne olursa olsun iyi bir gelişme, değil mi?
Uma descida no crime, seja por que razão for, tem que ser algo bom, certo?
İyi haber şu ki onların hikayesinin ne olduğunu duyana kadar kendimizinki söylemeyeceğiz.
O bom disto é que podemos ouvir a história deles antes de contarmos a nossa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]