Oldu o zaman Çeviri Portekizce
1,597 parallel translation
Yazık oldu o zaman.
Bem... é uma pena.
Farz edelim ki Canavar Nagatacho yok oldu o zaman bu ülke yaşamak için daha güzel bir yer olacak.
Desde que a besta de Nagatacho desapareça... Este país pode tornar-se brevemente num lugar melhor para se viver.
Oldu o zaman..
Ora bem...
iyi, oldu o zaman.
Muito bem, então.
Glenn, Dışarı çıkmayalı o kadar uzun zaman oldu ki...
Glenn, não ponho os pés lá fora há imenso tempo.
İçinde bir şey göremiyorum. o evet. Uzun zaman oldu.
Já não vejo uma destas há... bem há muito tempo.
- Ne oldu? O zaman, bu herifle ilişkin önemli bir şey miydi?
E, uma aventura com este tipo é uma coisa importante?
Mumların yandığı, ya da örtü serili bir masada ya da güzel bir kadınla birlikte yemek yemeyeli uzun zaman oldu.
Sabes, já lá vai muito tempo desde que tive velas ao jantar, uma toalha de mesa ou uma bela mulher com quem o partilhar.
Bak. Ivy o zaman çok sarhoştu ve bu bir kere oldu. Fakat sen tüm hayatım boyunca neredeyse yaptığım en iyi ve tek seçim sensin.
Olha, Ivy isso foi uma coisa de bêbados, foi uma vez, mas tu... és praticamente a única escolha certa que fiz em toda a minha vida.
Çatıyı zamanında onarmadığımız için oldu tüm bunlar. Çünkü ödenekler her sene daha da düşüyor.
Castigo por não termos arrumado o telhado na hora certa, mas com as verbas diminuindo a cada ano...
O zaman nasıl oldu?
Então como aconteceu?
O kadar uzun zaman oldu ki.
Isso foi há muito tempo.
Kardeşimi arıyorum, Doktor. Arayan iki kişi oldu, o zaman.
Estou procurando pelo meu irmão, doutor.
Düşünecek yeterince zamanım oldu.Bir yıldır bunun olmasını bekliyorduk.
Já dei esse tempo. Passei um ano à espera de o ultrapassar.
10-15 saatlik zaman dilimi içinde Julio Diaz'ın süveterini kurbanın kanına batıracak vakti oldu. Bu şekilde suçu Bay Diaz veya uyuşturucu tüccarlarına yıkabilecekti.
O assassino teve 10 a 15 horas para embeber a camisola do Julio Diaz no sangue da vítima, para culpar o Sr. Diaz ou os fornecedores de droga.
Gerçekten çok kötü zaman geçiriyordum, ve Matthew bana bunu atlatmamda çok yardımcı oldu.
Durante o meu divórcio, passei um mau bocado.
Elbette burada birçok tuhaf anılarımız oldu ve ne zaman onları düşünsem, Fray çalmaya başlar.
Com certeza, houve vários momentos difíceis por aqui e por alguma razão, sempre que penso neles, O Fray está sempre tocando.
Bunu yapmayalı çok uzun bir zaman oldu.
Há muito que não o fazia.
Şimdi, bu gece boyunca birşeyler oldu... ve sen birşeyler yapıp kendi tarihinin akışını değiştirirek... senin kendi zaman çizginin saparak, senin Molly Ringwald ile... Quagmire'ın da Lois ile evlendiği zamana... teğet geçmesine sebep oldun... ve bir sebepten bizde salonda tahtaya tebeşirle birşeyler karalıyoruz.
Nalgum momento durante essa noite, fizeste algo que mudou o curso da história, causando um desvio na linha temporal para uma tangente alternativa, onde estás casada com a Molly Ringwald, o Quagmire casou-se com a Lois,
Her zaman büyük Adama için en kolayı neyse o oldu!
O que importava era o bem-estar do grande Adama!
Oldu o zaman ben dışarıya çıkacağım ve Monica'nın seni öldürdüğünü söyleyeceğim.
Fica com a vitória e vai para casa.
Pekala, o zaman, nasıl oldu da onlar sadece...
Então como podem eles...
Peki o zaman düğünden önceki son iki haftayı ayrı yataklarda geçirme planınıza ne oldu?
Então o que aconteceu ao vosso plano de passar as duas últimas semanas antes do vosso casamento a dormirem separados?
Ne oldu, sordun mu, büyük rahip ne zaman geliyormuş?
Que houve, já sabe quando é que o grande padre vem?
Soygun benim mıntıkamda oldu Güzel, her şey tamam o zaman.
Estes homens cometeram um crime no meu distrito.
4 yıIda 10 milyon dolar oldu. Sanırım tetiği çekme zamanımız geldi. Ne düşünüyorsunuz?
Acho que está na hora de arriscar, o que acham?
Seyahat etmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki.
Passou tanto tempo desde que viajámos juntos.
Ne zaman cus D'Amato, öldü New York oldu.
Já não precisamos dele para o jantar de hoje.
Evde yemeyeli o kadar zaman oldu ki 5 kilo vermişim.
Não como em casa há tanto tempo que já perdi cinco quilos.
Evet, ben Johnston Green, burada olanlarla ilgili bir şey söylemeyeli uzun zaman oldu diye düşündüm.
Pois, pensei... que já passou muito tempo, desde que o Johnston Green... tinha alguma coisa a dizer, acerca da forma como as coisas se passam por aqui.
Ne oldu, o zaman?
Então, como foi?
O zaman görüşürüz oldu mu?
E depois logo se vê, está bem?
Para bizim için her zaman sorun oldu, haklısın.
Eu admito que o dinheiro foi sempre um dos nossos problemas.
Oldu o zaman.
Muito bem.
Peki, tabi... uzun zaman oldu, Mikey, ama bilirsin, bisiklete binmek gibidir..
Já não o faço há algum tempo, Mikey, mas é como andar de bicicleta.
- O zaman neden evlenemiyorsun? Çünkü kanunlara aykırı, oldu mu?
Porque é contra a lei, está bem?
Oldu, bu böyle kalsın o zaman.
Tudo bem, é bom que continue assim.
Oldu, peki, eğer bu işi yapacaksak, o zaman neresi olduğunu bilmeliyim. mallar nereye gidecekler, tamam mı?
Pronto, se vamos fazer isto, tenho de saber para onde é que esta cena vai.
O kadar uzun zaman oldu ki. Onu gerektiğinden fazla düşünmüyorum.
Foi-se faz tanto tempo que não penso muito nela, sabes?
Dans etmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki.
Não danço há muito tempo.
Birbirinize ihtiyaç duyduğunuz zaman oldu, ama o bunu aştı ve sende aynısını yapmalısın.
Houve o tempo em que vocês precisavam um do outro. Mas ela seguiu em frente, e tu deves fazer o mesmo.
McSquizzy ne zaman senin en iyi arkadaşın oldu?
Quando é que o McSquizzy passou a ser o teu melhor amigo?
Bak, o zaman biriktirdiğin tüm o paraya ne oldu?
O que é feito de todo aquele dinheiro que poupaste?
İsimlerimizi ışıklarda görmeyeli uzun zaman oldu.
Há muito que não víamos o nosso nome escrito a luzes!
Saldırı tahminen ne zaman oldu?
Aproximadamente quando aconteceu o ataque?
Geleneksel şekilde suyla ilgili gereksinmelerimizin değişimi 20. yüzyılda oldu, ne zamanki daha büyük altyapılar kurduk, daha büyük barajlar yaptık, işte o zaman nehirlerin akışını değiştirdik.
Esta forma tradicional de suprir as necessidades foi subtituida no século 20 por querer construir grandes infra-estruturas. Podiamos construímos grandes barragens, podiamos desviar rios.
Oldu. O zaman hadi, olsun artık.
- Então faz com que aconteça.
O ne zaman oldu?
Quando aconteceu isso?
Tins ne zaman o kadar zeki oldu?
Quando é que o Tins ficou tão inteligente?
Randy, o suyu içtiğim zaman. Bir şeyler oldu.
Aconteceu qualquer coisa, quando bebi aquela água.
Meydana çıkan bir zaman tüneli oldu, Sonraki 14 gün içinde Nereye yolculuk ediyorsan oraya geri döneceksin
Nesse local, elevar-se-á um portal temporal, pelo qual podem voltar para o local donde vieram, dentro de 14 dias.
öldü o 32
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman neden 38
o zaman tamam 23
o zamana kadar 114
o zaman ne olacak 49
o zaman ne 51
o zaman başlayalım 18
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman neden 38
o zaman tamam 23
o zamana kadar 114
o zaman ne olacak 49
o zaman ne 51
o zaman başlayalım 18
o zaman sorun ne 36
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman acele et 18
o zaman ne yapacağız 24
o zamana değin 24
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman acele et 18
o zaman ne yapacağız 24
o zamana değin 24
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92