Paramız var Çeviri Portekizce
425 parallel translation
Yeterince paramız var.
Temos dinheiro suficiente.
Pierre'in o sıçanla işini görmesine yetecek paramız var artık.
Já temos o suficiente para o Pierre tratar daquela cobra.
Wall Street bankerleriyiz biz Bir sürü paramız var
Banqueiros de Wall Street somos E muita moeda temos
Artık paramız var, öyle değil mi?
É o que temos, não é?
Eğer sıkıntın buysa, bizim paramız var.
Temos dinheiro, se é isso que a preocupa.
Bir torba dolusu paramız var, ama fareler gibi bir delikte yaşıyoruz.
Temos um saco cheio de massa e escondemo-nos como uns ratos.
Şimdi harcayacak çok paramız var.
Neste momento temos muito dinheiro para gastar.
Zosh, hiç paramız var mı?
Zosch, tens dinheiro?
Bir sonraki tekne dönünceye değin sadece kendimizi kurtaracak kadar paramız var.
Só tenho dinheiro suficiente para aguentar até ao próximo barco de regresso.
- Kaç paramız var?
- Quanto conseguimos?
Saraghina bak, paramız var.
Saraghina, olha, temos o dinheiro.
Saraghina, paramız var. Para.
- Saraghina, temos o dinheiro.
Paramız var!
Temos dinheiro.
Güzel, o zaman paramız var.
Então, ainda tínhamos dinheiro.
Emir emirdir! Birikmiş paramız var.
Temos algumas poupanças.
Pasaport ve paramız var. Ofisimize gelin.
Temos passaportes e dinheiro.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
Temos dinheiro suficiente para gastar e nenhuma preocupação.
Unutma, artık paramız var. İkimiz için bu.
Não te esqueças, a nota é para os dois.
Paramız var.
Temos dinheiro.
- Taksiye verecek paramız var mı?
- Podíamos pagar um táxi?
10.000 tane bakımlı sığırımız bir dolu toprağımız ve bankada tonla paramız var.
Temos 10.000 cabeças de gado bom... um vale de bom pasto e dinheiro no banco.
Şimdi, 200 işçiyle, üretip satmak için yeterli paramız var.
Temos dinheiro suficiente para fazer e vender com 200 trabalhadores.
- Ne kadar paramız var?
- Quanto há na caixa?
- Ne kadar paramız var?
- Quanto dinheiro temos?
Sadece bizi Pittsburgh'a götürecek kadar paramız var.
Temos dinheiro suficiente para chegar a Pittsburgh.
Araba ve bir sürü paramız var...
Com o carro e montes de dinheiro...
Biliyorum, çok pahalıya çıkacak bu ama, bir sürü paramız var.
Bem sei que custará bastante dinheiro, mas isso é coisa que não falta.
Tabii. Sadece kaç paramız var bilmek istiyorum.
- Claro, só quero saber quanto temos.
Ne kadar paramız var?
Quanto dinheiro temos?
Bir sürü nakit paramız var.
Temos muito dinheiro.
Dinle Sally, paramız var.
Olhe, Sally, temos dinheiro.
Arabalarımız, paramız var.
A casa, carros, dinheiro.
Paramız var, hepsini ödeyeceğiz, şimdi bizi rahat bırak.
Nós temos dinheiro, concordamos em pagar os seus preços, agora deixe-nos em paz.
Üstelik hala nakit paramız var, hem de çok.
E ainda temos muito dinheiro.
Kenarda sakladığımız bir yığın paramız var.
Temos muito dinheiro de lado.
Kenarda ne kadar paramız var?
Quanto dinheiro temos junto?
Paramız var...
Temos dinheiro.
Bizim paramız var, ufaklık.
Nós temos dinheiro, pequena.
Bir sürü paramız var nasılsa.
Temos muito dinheiro.
Daha çok yiyeceğe ihtiyacımız var ama paramız kalmadı.
Podíamos ter mais comida, mas não há dinheiro.
Öyleyse hiç paramız yok, değil mi? Şu anda var.
Não tínhamos dinheiro e agora temos.
Çok paramız var.
Temos muito dinheiro.
Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var.
Lutaremos pelos nossos direitos e temos dinheiro para isso.
Korkarım paramız hakkında kötü haberlerim var.
Tenho más notícias, sobre dinheiro.
Daha çok bizim paramız, ama Don Calogero iyi işletti ve Tancredi'nin buna ihtiyacı var.
Dinheiro que é na maior pane nosso mas bem administrado por Don Calogero. E Tancredi precisa de dinheiro.
Paramızı da aldı, ama adam ve silaha sahip bir tek ben varım.
Ele também tem o nosso dinheiro. Mas sou o único que tem os homens e as armas.
Bize yetecek kadar paramız her zaman var.
E, para isso, até temos suficiente.
- Ne kadar paramız var?
- Sim, claro...
Paramızın karşılığında alabileceğimiz bir şey var en azından.
Certo. Pelo menos obter alguma coisa em troca do nosso dinheiro.
Gagadan suni teneffüse ihtiyacı var! Kermit. Şovumuzu değil, paramızı istiyormuş.
Ele não queria o show, só queria o nosso dinheiro.
Yalnız Memphis'e gidecek param var.
Só tenho dinheiro para irmos para Memphis.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
param 46
paramount 22
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
param 46
paramount 22
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33