English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Particular

Particular Çeviri Portekizce

5,155 parallel translation
Özellikle... bu durum... insan tarafından icat edilmiş her türlü sonardan daha etkili olan... ekolokasyon sistemine sahip olmasını sağlıyor.
Em particular, isto permite-lhe ter um sistema de ecolocalização mais eficiente do que qualquer sonar inventado pelo Homem.
Bu gezegende yaşayan her insanın, kendisine özgü eşsiz bir çift gözü vardır.
Cada ser humano do planeta tem um par de olhos único. Cada um, o seu universo particular.
Özel bir şey mi gerekiyor?
Necessitas de algo em particular?
Burada olmanızın... -... özel bir nedeni var mı?
Há alguma razão particular para estar aqui?
Yalnız görüşebilir miyiz lütfen?
Podemos conversar em particular, por favor?
Bizim özel sığınağımız gibi.
É como se fosse o nosso santuário particular.
Özel olarak görüşebilir miyiz?
Posso falar consigo em particular?
Özellikle de, bugün buradaki kutlamalara iştirak etmek için New York'tan gelen Sayın Vali Berto Mercado'ya.
Em particular a, Viceroy Berto Mercado, que fez uma longa viagem de Nova York para comemorar conosco hoje.
Birthday Party'nin sonlarına doğru artık olayın müzikle pek alakası kalmadığını insanların konserde ne olacak diye gelmeye başladığını hissediyorduk.
Pareceu-nos, no final dos "The Birthday Party", muito pouco tínhamos a ver com música, e apenas as pessoas que vinham era para ver o que iria acontecer naquele espectáculo particular e... estávamos a obter algum tipo de alegria,
Şarkıyla "Top Of The Pops" a çıktık. Ama Kylie ile olayımız adeta garip bir kabarcık içinde yaşandı o kısa süre içinde hayat farklıydı çünkü birdenbire kendimizi hit bir albüm yapmış olarak bulduk.
E acabámos no "Top Of The Pops" E todo aquele evento em torno da Kylie, com um certo tipo de vida, nesta particular e estranha bolha, onde a vida por aquele breve momento foi um pouco diferente,
Uygun bir takım elbiseniz var mı?
Estás a pensar em algum fato em particular para a cerimónia?
Özel odasinda uyandim.
Acordei no seu quarto particular.
Ciddi şekilde hoşlanmadığım bir kelime yok sanırım.
Não desgosto de nenhuma palavra em particular.
Eğer sakıncası yoksa, belki bir saniye teyp kaydedicisini kapatır mısın? .. Özel bir görüşme yaparken!
Talvez possam desligar o gravador... enquanto tenho uma conversa particular!
Belirli bir özelliği mi?
Algum aspecto em particular?
Beyaz ayı ise başarıya ulaşır ve kendine mahsus gen dizilerini aktarabilir.
O urso branco prospera e passa o seu muito particular conjunto de genes.
Bana özel hattı bağlayın lütfen.
Dê-me uma linha particular, por favor.
Bak, özel bir yerde konuşmalıyız,... işleri yoluna koymak için.
Olha, acho melhor conversarmos em particular e alinharmos os nossos suspeitos.
Belirli bir inancınız var mı?
Tem alguma fé em particular?
Ama eğer bu ulaşımların gereksiz yere kapanmasından ve polislerin gereksiz yere insanların üstlerini arayıp sorular sormasının sorumlusu ben olsaydım beni kandıran o orospu çocuğunu buraya getirirdim.
Mas, se eu for responsável por esta acção em particular, e por fechar todo o sistema de trânsito, e polícias a revistar pessoas e a fazer perguntas depois... eu teria que apanhar o filho da mãe que me fez de idiota.
- Ortadoğu'yla özel ilgileniyorum.
Interesso-me em particular pelo Médio Oriente.
Belirli biri mi?
Alguém em particular?
Yani parlayıp önemli biri olmanı sağlayacak içindeki ışığı kastettim.
Estou a falar da luz dentro de ti que te torna particular.
Özel bir yere mi?
A algum sítio em particular?
Yalnız olmayı tercih ederim.
Isto é algo particular.
Bunu söyleme, bu bir sır!
Não digas isso, isso é particular.
Bir türlü aklımdan çıkaramadığım bir dava var.
Há este caso em particular que não consigo tirar da minha cabeça.
Tam olarak neyden korkacakmışım?
Do quê em particular?
Özellikle de belli bir tanesini.
Pelo menos uma delas em particular.
Özel jetimi de.
E o meu jacto particular.
Oteliniz hayranlık uyandıracak şekilde başkentin tam merkezinde ama tarihi hakkında hiçbir fikriniz yok. Özellikle de bu suit hakkında.
O seu hotel está admiravelmente localizado no coração de Paris, mas... ignora a sua história e a desta suite em particular
Seninle özel olarak konuşmayı bekliyordum, Daniel.
Esperava poder conversar consigo em particular, Daniel.
Başkan'ın ve Başkan Yardımcısı'nın özel olarak konuşması gereken sorunlar olabilir.
O Presidente e o Vice-Presidente têm assuntos a discutir em particular.
Collier özel bir kolej olduğu için bunu her sene yapıyor. Her yıl körfez kıyısındaki en iyi atletleri getirtiyorlar.
A Collier ganha os estaduais todos os anos, porque é uma escola particular que consegue os melhores atletas da Costa do Golfo.
En çok da annesinin yaz başında onu ve babasını terk ederek Kaliforniya'ya gittiğinden ve sadece Facebook vasıtasıyla haberleştiklerinden söz etmek isterdi.
Em particular, o facto da mãe dele tê-lo trocado e ao pai dele pela Califórnia no início do verão e tendo-se mantido em contacto sobretudo pelo Facebook.
Özel kurgucum olursun.
Podias ser o meu técnico de montagem particular.
Belirli bir fotoğraf mı?
Havia alguma fotografia em particular? - Prestamos conta aos anunciantes e eles não gostam de arriscar. - Porque seria...
Açtıkları kasada özel bir şey var mıydı?
Alguma coisa de especial sobre o cofre em particular que eles abriram?
Başlangıç olarak Bogota'ya özel bir uçak istiyorum.
Quero um voo particular para Bogotá, para começar.
Kusura bakmayın ama bu özel bir toplantı.
Peço desculpa. Isto é uma reunião particular.
Senin, Joe Carroll'un, onun ucagina binmeye calistigina ikna oldugunu soyleyen ozel bir pilotla gorustum.
Entrevistei um piloto particular que alega que estás convencido que o Joe Carroll tentou embarcar no avião dele.
Bu ozel.
É particular.
Özellikle o karşılaşmada onlara korku aşılayabilecek bir şeye ihtiyacımızın olduğunu hissediyorduk.
Naquela partida em particular sentíamos que precisávamos de algo que os deixaria com medo.
Dizinin herhangi bir zamanda geçtiğinden söz etmiyoruz.
Não estamos a dizer que a série se passa num momento particular no tempo.
Tamamen odaklanmanın yani bizim dünyaya bakış açımızın sorunu da bu.
É o problema do excesso de concentração. A nossa forma particular de ver o mundo.
Bana özel hattan Raymond'ı bağla.
Liga-me ao Raymond na linha particular.
Bak bakalım bire bir konuşmaya niyetli mi.
Veja se ele quer ter uma conversa particular.
Şimdi Federal Havacılık İdaresi uçuş kayıtlarına bakıyorum da sahip olduğu özel uçağı Kansas City'ye sayısızca ziyarette bulundu.
Estou a ver os registos de vôo da FAA que mostram que um avião particular dele fez várias viagens para Kansas City.
Sultanın oğlunun, Lorenzo de Medici'nin değerli metresiyle ne şahsi meselesi olacak?
Que assunto particular o filho do Sultão teria com a preciosa amante de Lorenzo di Medici,
Özel okula giden bir çocuğun var ve muhtemelen bir ipoteğin mi var?
Tens uma filha numa escola particular... e deves ter uma hipoteca.
Pek değil.
Não em particular.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]