English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Parti zamanı

Parti zamanı Çeviri Portekizce

466 parallel translation
Şimdi parti zamanı.
Isto é uma festa.
Parti zamanında gitti.
Foi bom ele ter saído da cidade!
Hey, hey, tam parti zamanı.
Ora viva! Vamos fazer uma festa.
Parti zamanı
É tempo de festa
Parti zamanı Parti zamanı
É tempo de festa Tempo de festa
Parti zamanı.
Vamos à festa.
Parti zamanı, Ricky.
Festeja, Ricky.
Hadi Bennett, parti zamanı.
Vamos, Bennett. Vamos à festa.
Parti zamanı!
Hora da festa!
- Parti zamanı!
- A festa pode começar.
Los Angeles'ta saat 22.00, parti zamanı.
Em Los Angeles são 10 horas. Hora da festa!
Ben, Parti Zamanı Eğlenceleri'nden geliyorum.
Sou da "Party Time" Entretenimentos.
Parti zamanı!
Chegou a hora da festa!
- Parti zamanı!
- Reúnam-se já!
Parti zamanı!
Está na hora da festa!
Gerçek bir parti zamanı.
Tempo para uma verdadeira festa!
Parti zamanı. Gidelim. - Tamam.
Tudo bem, estamos nessa.
Parti zamanı çocuklar!
É hora da festa, rapazes!
Parti zamanı bitti.
Acabou-se a festa.
Parti zamanı geldi
É altura de festa
Parti Zamanı!
- O que é que vos ensinei? - Ir para a festa?
Parti zamanı!
È a alegria!
Parti için hazırlanmış yaladerma balıklarını yediğiniz zamanı unutmadım.
Não me esqueço da vez que comeram o pampo para a festa.
- O halde, bu durumda ufak bir parti için zamanımız olacaktır.
- Por agora. - Bem, nesse caso... teremos tempo para uma pequena reunião.
Evlendiğim zaman bir sürü parti vereceğim, bir sürü.
Quando me casar... vou dar montes de festas.
Büyük bir parti vermek biraz zaman alır, biliyorsun.
Sabes que leva tempo preparar uma grande festa.
Ama çok uzun zaman uzakta kaldım.
Mas já parti há muito tempo.
Bildiğim kadarıyla efendim, Kontes hiçbir zaman ülkelerden, siyasi parti ya da gruplardan bahsetmezdi.
A condessa nunca falou de países, partidos políticos ou grupos.
O nedenle, kırdığımız zaman canını yakmamalıyız.
Por isso, ao parti-Io evitemos atormentá-Io.
Ben viski şişesini kırdığım zaman herifin yüzü nasıl oldu gördünüz mü?
Viu a cara do velho hipócrita quando parti a garrafa de uísque?
Misinayı sabitleyebilirim. "diye düşündü ; " Fakat o zaman ipi koparabilir.
"Eu poderia soltar a linha", ele | pensou, "mas ele poderia parti-la".
Kocanızın birliği buraya geldiği zaman... Bay Quill subaylar ve eşleri için bir kokteyl parti vermedi mi?
Quando a unidade dele se mudou para lá, o Sr. Quill não ofereceu uma festa aos oficiais e suas mulheres?
Ayrılırken annemle vedalaşmaya zamanım olmadı.
Quando parti não tive tempo de dizer adeus à minha mãe.
Konuşmamım başında da size hayatım boyunca tümüyle tarafsız biri olduğunu söyledim. Siyasi bir parti ile hiçbir zaman bir alakam olmadı.
Bom, num princípio eu disse para o senhor que eu fui uma pessoa perfeitamente apolítica toda a minha vida, nunca teve nada a ver com partido político nenhum.
O zaman parti verebiliriz.
Então fazemos uma festa.
Brittany'ye ne zaman gelirsin, parti vereceğim de.
Quando o Stephen for a Bretanha, darei uma enorme festa.
Yeni parti mallar ne zaman geliyordu?
Quando chega o próximo carregamento?
Hiçbir zaman parti üyesi olmadım.
Nunca fui membro do partido.
Eh, ben, eh... Sadece raporuma almak için, eh, bana söyleyebilir misiniz, parti ne zaman başladı?
Para o meu relatório, pode dizer-me a que horas começou a festa?
Prenses Dala Roma'da bir kostüm parti verdiği zaman,... Clouseau adamlarıyla beraber oradaydı.
Quando a Princesa Dala deu um baile de máscaras numa villa em Roma, o Clouseau estava lá com os homens dele.
Daha parti yeni başladı, zamanımız var.
Eu vou, mas a festa mal começou.
Dahası, Parti'deki ayrıcalıklı pozisyonumu her zaman gerçeği saptırmak ve ihanet etmek için kullandım. Her fırsatta geleneksel Doğuasya'daki ittifaklarımızın, aslında ölümcül düşmanlarımız olduğunu önerdim.
Além disso, usei a minha posição privilegiada dentro do Partido Interno para perverter e trair constantemente e sugerir, sempre que possível, que os nossos aliados tradicionais em Lestásia eram os nossos inimigos letais.
Randevu için ofisimden zamanında ayrıldım ancak evi bulmakta zorluk çektim. Eve vardığımda saat neredeyse 9 buçuk olmuştu.
Parti a horas para o encontro, mas tive dificuldade em encontrar a casa, e, por isso, eram quase 9h30 quando eu lá cheguei.
Terkettim çünkü gitme zamanıydı.
- Parti porque estava na hora. - Quando o pai morreu, você estava lá.
Bak, çok eğlendik ama zaman doldu ve parti sona erdi.
Ouve, divertimo-nos muito, mas acabou o tempo e a festa terminou.
Boynunu kırdığım zaman kardeşinin ciyaklamasını duymalıydın!
Devias ter ouvido o teu irmão guinchar quando lhe parti o pescoço.
Parti zamanı.
A festa vai começar.
Parti zamanı, aşağılık herif!
É a minha vez, filhos da puta!
Hayatımda, arabamda, evimde kimse için zamanım yok sadece a ) Bir Polis ya da b ) Parti Sapığı için var. Anladın mı?
Percebeste?
daha önce böyle bir parti vermemiştik şimdi bizi davet edenlerle ödeşme zamanı geldi ya o şatafatlı partimize ne oldu?
Homer, por favor! Nós nunca demos uma festa. Agora vamos retribuir a todos aqueles que nos convidaram.
Zaman, saglam parti yapma zamaniydi.
É a sua hora de celebrar em alto estilo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]