English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Polis memuru

Polis memuru Çeviri Portekizce

1,366 parallel translation
Bir polis memuru öldürüldü, şu an onunla uğraşmam gerek.
Foi morto um agente, e eu preciso de dar uma vista de olhos nisso agora. Olá.
Dışarıda yardıma muhtaç bir polis memuru var...
Agente em perigo! Lá fora! Agente em perigo!
Bir kaç hafta önce, bir polis memuru, bu bölgede vurulmuştu,.
Um agente foi alvejado neste bairro há duas semanas.
Kendimi bir polis memuru olarak ifade edemiyorum.
Não me identifiquei devidamente como agente de polícia.
Onu yakalayan polis memuru Jesse'ymiş.
A Jesse foi a agente que o prendeu.
Bay Ramos, Pita kaçırılırken iki polis memuru öldürüldü.
Señor Ramos, dois agentes da polícia foram assassinados no rapto da sua filha.
Herneyse, bu bu polis memuru bana doğru geldi. Huzuru bozduğumu söyledi.
De qualquer forma, um... polícia veio até mim... e disse que eu estava perturbando a paz.
Bugün erken saatlerde, bir polis memuru vuruldu ve öldürüldü.
Uma agente da policia foi atingida e morta, à algumas horas atrás...
Sadece şu zavallı dava. Ve bir polis memuru. Keşlerden çaldığı parayla kurtuluş satın alabilinir mi?
Só com esta pobre maluca... e um policia... que acha que pode comprar a salvação... com o dinheiro que tira dos traficantes.
Bir polis memuru gibi atış çalışması yapıyor olabilir diye düşünüyorum.
Eu acho que ele pode ter tido treino policial.
Küçük polis memuru olarak ek iş yapıyor.
Tem outro emprego como rufia de segunda.
Birkaç polis memuru, New York'a geri dönebilmemiz için oradan sağ çıkmamızı sağlamaya çalışıyorlardı.
Estavam lá os rapazes para assegurar que saíamos de vivos dali e que chegávamos a tempo de apanhar o voo para Nova Iorque.
Pekala. Müfettiş Tarcon, neden kendinizi bir polis memuru olarak tanıtmadınız?
Muito bem, então, diga-me lá outra vez, Inspector Tarconi... por que não se identificou logo como agente da polícia?
Aynı gün içinde Siegfried Yemini ediyorum bir polis memuru, bir denizci ve aşırı derecede samimi bir Kızılderili ile konga dansı yapıyorum.
No mesmo dia, faço o Juramento Siegfried danço a Conga com um polícia, um marinheiro e um extremamente amigável índio cherokee.
Anne Ateş Böceği olarak bilinen bir kadın bugün polis gözetimine alındı. Silahlı çatışmada dört polis memuru öldü, yedisi de yaralandı.
Uma mulher conhecida como "Mãe Firefly" foi levada hoje sob custódia policial, depois de um violento tiroteio que levou à morte de quatro policias e ferimentos em outros sete.
Polis memuru vuruldu!
Agente ferido!
Tekrarlıyorum, polis memuru vuruldu!
Repito, agente ferido!
Tamam, şikayetçi değilim ama şu polis memuru çok ayartıcı.
Bem, não estou a queixar-me. Mas aquele agente foi muito abusivo.
Baskın, domuz, popo, polis memuru, onları yakalayacak olan gizli ajan.
- O chulo, o porco, o bófia. O agente disfarçado que finalmente os vai prender.
Polis memuru muhtemelen çarpma anında öldüğünü söyledi.
O polícia disse-me que provavelmente ele tinha morrido com o impacto.
Senin gibi güzel bir polis memuru... nasıl olur da Jack Tuliver gibi pis bir banka soyguncusunu umursar?
Como é que uma polícia tão bonita como você, se importa com um reles ladrão de bancos como o Jack Tuliver?
20 Ocak 1968'de Askerlik çağrısı için tıbbi muayeneye girmeyince bir polis memuru evinize geldi.
Em 20 de janeiro de 1968 um oficial de polícia foi a sua casa depois de você não ter comparecido no exame médico da convocação
Polis memuru destek kuvvetleriyle geri geldiği zaman, ortadan kaybolmuştun.
Quando o policia voltou com reforços Você tinha desaparecido.
Polis memuru Lefévre.
Oficial Lefévre.
Ama bir de polis memuru var.
Mas e a polícia.
Dışarıda bir polis memuru vardı.
- Havia um polícia lá fora.
Yasir dışarıda bir polis memuru gördü.
O Yasir viu um polícia lá fora.
Bu şu an rahmetli olmuş olan polis memuru Bell'in yeleğinden çıkarılan mermi
Esta bala foi recolhida do colete à prova de balas do agente Bell, que faleceu.
Bıraktığın izleri silmeye çalışıyorsun. Ve bir polis memuru hastanede.
Está a tentar apagar os vestígios e agora está um polícia no hospital.
Şu polis memuru sizi evinize bırakacak.
Bem, este agente vai dar-lhe uma boleia para casa.
Gizli görevdeki polis memuru 3. kademedeki dedektif Rodney Minhas.
O agente à paisana era o Detective Rodney Minhas.
New York polis memuru Rodney Minhas olduğunu sonradan öğrendin.
Posteriormente identificado como Agente Rodney Minhas.
Polis memuru olduğunu bilmiyordum.
Eu não sabia que ele era agente da Polícia.
İlk polis memuru 10 : 17'de gelmiş.
O primeiro agente chegou às 22h17.
Sen iki kararlı KLK leri yönlendirme konusunda uzman olabilirsin fakat, yanından bir polis memuru yürüp geçtiğinde bilemezsin.
Pode ser perito na manipulação de cristais líquidos colestéricos biestáveis, mas não reconhece um polícia se ele passa por si.
Polis memuru olmak mı istiyor?
Ele quer tornar-se polícia?
San Fransisco polis memuru olmak için özel ve gururla seçildiniz.
Escolheram tornar-se um dos poucos e orgulhosos. Um agente da Polícia de São Francisco.
- Olayda tutuklamayı yapan polis memuru kimdi peki?
Testemunhei no seu julgamento por violação. E quem foi o agente desse caso?
Koridorda nöbetçi polis memuru varken hem de? İlaç firması niye dosyalarınızı şimdi çalsın ki? Yani hem Dr. Rainey'i öldürdüler, hem de bu önemli dosyaları o anda almadılar?
Porque haveria a firma de roubar os seus arquivos, mas matar o Dr. Rainey e não tocar nos arquivos dele?
Ya acemi polis memuru ya da amir yardımcısı olacak. Arası yoktur.
Ela começa como agente novata ou como subchefe, não há nada pelo meio.
Bir zamanlar ya da halen polis memuru olduğunu söylüyoruz.
Estamos a dizer que foi ou é um oficial da polícia.
Cookie? Dört ya da beş polis memuru. Ha?
Cookie, quatro, talvez cinco polícias.
Hakimin bu silahı onaylanabilir bir kanıt olarak kabul etmesi kadar, onun onuruna en fazla saygım varken, bunu jüriye sorması kadar benim müvekkilimin nişan verilmiş bir polis memuru ve bir arkadaşının mezarını bozduğuna inanması kadar ve her nasılsa iki gün boyunca bütün ailesinin ve arkadaşlarının gözü önünde, açık kalmış bir tabuta silah saklaması kadar beni şaşırtabilecek bir şey yok.
Estou abismado com a decisão do juiz de aceitar esta arma como prova do crime... e com todo o respeito por Sua Excelência, pedir ao júri... que acredite que o meu cliente arrombou o túmulo de um polícia condecorado e um amigo... e de alguma forma conseguiu esconder esta arma num caixão que ficou aberto... à família e aos amigos por dois dias...
O yürürken düşündüm, ne çeşit bir polis memuru spor ayakkabı giyer diye.
E enquanto ele ia embora, eu comecei a pensar, "Que tipo de policia uniformizado usaria ténis?"
Çekici bir bayan polis memuru ile çalıştığın zaman kinematik eşitliklerin büyüleyiciliğini anlayabilirim, ama... tüm bu bahçe aletleri neden?
Certo. Ninguém toca na carrinha.
Ama polis memuru dedi ki görüldüğü bir yer bulunmuş, onu kıstırmışsınız.
O homem que fugiu com McDowd disse que ele está atrás de alguém. Mas o polícia disse que o localizaram, que o tinham apanhado.
Şimdi, erkekler tuvaletinin muhteşem açılışı yanında daha çok polis memuru göreve alacağım.
Para além da grande reabertura da casa de banho dos homens, vou contratar mais polícias.
Bir polis memuru sana bir şey söylerse, dinleyeceksin.
Quando um agente te dá uma instrução, obedeces.
Polis memuru olduğumu unuttun mu?
Esqueceste-te que sou polícia?
New York polis teşkilatından bir memuru vurdun.
Matou um agente da Polícia de Nova Iorque.
Polis Memuru Adams, Kaybınız için üzgünüm.
Agente Adams, lamento a sua perda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]