English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sakıncası yok

Sakıncası yok Çeviri Portekizce

853 parallel translation
Senin için sakıncası yok, değil mi?
Näo te incomoda, pois näo?
Bunu yapmayı uzun zamandır istediğimi söylememin sakıncası yok.
Não me importo de dizer que há muito que tinha vontade de fazer isto.
Bunu almamın bir sakıncası yok, değil mi?
- Importa-se que leve isto?
Sakıncası yok, değil mi?
- Importa-se?
Benim için hiçbir sakıncası yok.
Comigo não há problema.
Bir dakika Bay Grover. Halam korumam olmasını istiyorsa bence bir sakıncası yok.
Se a minha tia quer que seja meu guarda-costas por mim não há problema.
Onunla kalmamın sakıncası yok değil mi?
Alguma objeção a eu ficar aqui com ela?
- Hayır, gitmenizin hiç bir sakıncası yok.
- Não, está correcto ir.
Benim için sakıncası yok.
Não me importo.
Tamam, söylememin sakıncası yok. Joe Brody'nin kızı için.
Pronto, até posso dizer que o fiz para a miúda do Brody.
İyice kararana kadar bekle bence sakıncası yok.
Por mim, é como se tudo tivesse às escuras.
Bence hiç sakıncası yok.
Não me importo nada.
Artık ailene söylememizin sakıncası yok değil mi?
Podemos dizer às pessoas?
Söylememin sakıncası yok.
Não me importo de lhe contar.
Sen gitmek istersen, benim için sakıncası yok ; ama onun eşeklerini de al.
Se quiseres continuar está bem, mas leva os burros dele contigo.
Benim içmemin sakıncası yok değil mi?
Importas-te que eu beba?
- Sakıncası yok.
- Mal não fará.
Senin için sakıncası yok, değil mi?
Não se importa, certo?
Sakat olmanın bence bir sakıncası yok.
Não me faz diferença nenhuma que seja deficiente.
Bence sakıncası yok, Michaleen!
Por mim tudo bem, Michaleen!
Unutma, düğün gününde evet demenin sakıncası yok.
Lembra-te : No dia do casamento, podemos dizer "sim".
Ben de bunu kastetmedim, ama sakıncası yok.
Também não foi a minha intenção, lá atrás.
Bence sakıncası yok.
Por mim, tudo bem.
Bence sakıncası yok.
E, tu que sabes? Pois sim.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
Não me importo nada.
Bence sakıncası yok.
Parece-me bem.
- Elbette anne, benim için sakıncası yok.
Por mim, tudo bem, mãe.
Yargıç Benson sizin için bir dilekçe yazar. Bence sakıncası yok.
O Juiz Benson prepara-vos um mandato e eu entrarei em ação.
Her nereye gidiyorsanız size eşlik etmemin bir sakıncası yok değil mi?
Não sei onde vai, mas acompanho-o.
Tamam, nasıl düşündüğümü bilmek istiyorsanız, bence sakıncası yok, anlatabilirim.
Bem, se querem que eu lhes diga o que sinto sobre isto, por mim não há problema.
Çok bitkinim. Sana söylenimin sakıncası yok.
Estou feita num trapo, devo confessar.
Hayır, sakıncası yok, Bay Garson.
Não, eu não me importo, Sr. Garson.
Şey, zahmete girmek istiyorsan, benim için sakıncası yok.
Bem, se quer ter esse trabalho, por mim está tudo bem.
Benim için bir sakıncası yok.
Por mim, está bem.
Her neyse, vakit de epey geç oldu. Bir gece daha beklemenin sakıncası yok.
De qualquer forma já é tarde, não vai doer esperar até amanhã.
Bence sakıncası yok.
Tenho. Até gostaria.
Eğer onların hiçbir sakıncası yoksa neden yok edilmelerini istiyorsunuz?
Se eles não têm nada de errado por que queria vê-los destruídos?
Bir sakıncası yok ya?
Não se importa, pois não?
Hayır, hiç sakıncası yok.
Não, de maneira alguma.
Hiç sakıncası yok.
De maneira nenhuma.
Sakıncası yok.
Importas-te? - Pode ser.
Konuşmanın sakıncası yok.
Não me importo de falar.
Evet, sakıncası yok dediler.
Eles disseram que não havia problema.
Paranın beşe bölünmesinin bence sakıncası yok.
Podemos discutir em cinco.
Bence bi sakıncası yok.
Com todo o prazer.
- Yemek ısmarlamanın bence hiç sakıncası yok.
- Não me importei de pagar o almoço.
Hayır. Sakıncası yok.
Não, não me importo.
Yeniden kamarana gelmemin bir sakıncası yok, değil mi?
Importa-se que eu vá mais tarde à sua cabina?
Bir sakıncası yok ya?
Importa-se?
Sakıncası yok, değil mi?
Não se importa, pois não?
- Sakıncası yok, değil mi?
- Com certeza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]