English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sanşlı

Sanşlı Çeviri Portekizce

21,195 parallel translation
Evet, şanslı hergele seni.
Sim, seu filho da mãe sortudo.
Şanslısınız.
Têm sorte.
Zehiri tat. Şanslı cazibeler.
Saboreia o veneno Sabe a rebuçados
- Çok şanslıyım.
- Tenho cá uma sorte.
Ne kadar şanslısın ki bu kez son.
Bem, sorte a sua, porque esta é a última.
Sana sahip olduğu için çok şanslı.
- Bem, ela tem muita sorte em tê-la.
Şanslısın.
Sorte a tua.
Görünüşe göre şanslı günün, mahkum.
Parece que é o teu dia de sorte, reclusa.
Burada olduğu için şanslıyız.
É uma sorte tê-lo no mesmo edifício.
Birinin bagajında olmadığın için şanslısın.
Tens sorte em não estar na bagageira de nenhum deles.
Şanslı adamsın.
És um homem de sorte.
Çok şanslıyım.
Que sorte.
Dennis, Kevin sana sahip olduğu için çok şanslı.
Dennis, o Kevin tem muita sorte em tê-lo.
Şanslısın Danıel.
É um homem de sorte, Daniel.
Şanslıysan düzeltebilirim. - Kovulmadığın için şanslısın.
Tens sorte por eu poder resolver isto e por não teres sido expulso.
Şanslı herifler.
Sortudos.
Görünüşe bakılırsa şanslı bir orospu çocuğusun.
És um sortudo do caralho.
Çok şanslısınız.
Estão com sorte.
Sonunda hapishaneyi boylamazsak şanslıyız.
Teremos sorte se não formos presos.
Ama çok şanslısın.
Mas você está muito feliz.
Eminim kendini Paris'teki en şanslı kadın hissedecektir.
Penso que ela vai achar-se na mulher mais sortuda de Paris.
Yasmine senin gibi bir ablası olduğu için çok şanslı.
A Yasmine tem muita sorte em ter uma irmã mais velha como tu.
Ne kadar şanslısınız, biliyor musunuz?
Fazem ideia da sorte que têm?
Şanslı günün.
Está com sorte.
Ve tekrar hazır olduğunda, bütün erkekler seninle olduğu için şanslı hissedecek.
E quando estiveres pronta, qualquer homem teria sorte em ter-te e encher-te de mimos.
Seni şanslı pislik.
Seu maldito sortudo.
- Şanslıydım.
- Eu tive sorte.
- Şanslı bir adamsınız.
Senhor, você é um homem de sorte.
- Vay be. Kimmiş bu şanslı?
- Quem é a sortuda?
Senin kadar şanslı değilmiş.
Tiveste mais sorte que ele.
Bugün şanslı günün.
Hoje é o teu dia de sorte.
- Bu kadar uzağa getirdiğim için kendini şanslı say.
Tens sorte que eu te tenha trazido até aqui!
Belli ki bunu sizden almış. Bu durumda babası şanslı biri.
É óbvio que ele herdou isso de si, o que faz do pai dele um homem de sorte.
Lommers o kadar şanslı ki kendisi yerine bunu yapabilecek, seninki gibi dürüst bir yüz bulmuş.
Bem, sem dúvida, foi uma sorte a Lommers ter encontrado um rosto tão honesto para mentir por ela.
Luke ne kadar şanslı bir piç olduğunun farkında değil.
O Luke não tem noção da sorte que tem.
Böyle iyi bir cerrahın olduğu için şanslısın, Frank.
És sortudo em ter uma cirurgiã tão boa, Frank.
Malik'te kullanılan gazı bulma konusunda daha şanslıydık.
Tivemos mais sorte ao investigar o gás que foi usado no Malik.
Lisa da... O da çok şanslı bir kadın. Onlar gelmeden söyleyeyim ;
Antes de eles chegarem, prometes-me que não pagas a conta?
Namını duyduğum şanslı koca nerede bakalım?
Menos mal. É mesmo velho.
Ne kadar şanslılar.
Têm sorte.
Ne kadar şanslı.
Bem, tem sorte.
Geldiğin için çok şanslıyım.
Ainda bem que chegaste.
Bu Raymond'la Kendra'nın şanslı vazosu mu?
Esse é o vaso da sorte do Raymond e da Kendra?
Silahlarınızla gitmenize izin verirsek şanslısınız.
Terão sorte se vos deixarmos ir com as vossas armas.
Şanslıydık.
Tivemos sorte.
O Brennanlı çocuklar, senin gibi bir arkadaşları olduğu için şanslılar.
Aqueles miúdos de Brennan têm sorte em ter uma amiga como tu.
Şanslı çocuklardan biri olduğumu biliyorum.
- Sei que tive muita sorte.
Şanslıysanız tabii.
Se tiver sorte.
John Mbgede, boğazı kesildi Roma Bragg, göğsüne mızrak yedi benim kadar şanslı değildi.
John Mbege, degolado. Roma Bragg, lança no peito. Não teve a minha sorte.
Geçen sefer çok şanslıydık.
Desta vez tivemos muita sorte.
Bazılarımız o kadar şanslı değildi.
Alguns não tiveram tanta sorte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]