English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ş ] / Şanslıyız ki

Şanslıyız ki Çeviri Portekizce

235 parallel translation
Şanslıyız ki, giysileri tamamen eriyip gitmemiş.
Foi uma sorte não terem sido todas corroídas.
Vadimizde altın denilen bir madenden bolca var. Çok şanslıyız ki dış dünyada bu çok değerli bir şey.
O nosso vale é muito rico dum metal chamado ouro, que, infelizmente para nós, é muito valorizado no mundo exterior.
Şanslıyız ki İngiltere'de eğitimin hiçbir etkinliği yoktur.
Felizmente, em Inglaterra... a educação não produz efeitos.
Şanslıyız ki kurtuluşumuzu sağlayacak gemi bizi bekliyor.
Felizmente, o barco que nos levará a todos para sítio seguro está à nossa espera.
Şanslıyız ki, 150milyon kilometre uzakta....... güvenli bir yerdeyiz.
Felizmente para nós que está situado em segurança, a 150 milhões de quilómetros de distância.
Şanslıyız ki sevgili denizcim Paco bu tekila şişesini bırakmış.
Por sorte, meu querido marinheiro Paco... deixou esta garrafa de tequila.
Şanslıyız ki bu dökümana sahibiz.
Mas temos, afortunadamente, este documento.
Şanslıyız ki bazı dürüst insanlar bu ifadeleri bana yolladılar.
Temos a sorte que algumas pessoas honestas tenham... enviado estas declarações para mim.
Ne şanslıyız ki, oraya ilk ben vardım.
Felizmente, eu cheguei lá primeiro.
Orada pek çok kaza olmuştur. Şanslıyız ki, orada yaşayan köylüler üreme konusunda gayet iyiler.
É um sítio com tantos acidentes, que ainda bem que os camponeses de lá, não têm problemas a procriar.
Ama şanslıyız ki Marco hala ikinci hatta.
Mas sorte a tua, ainda temos o Marco na linha dois.
Şanslıyız ki, Jem'Hadar bizi Kuruculara teslim etti.
Tivemos sorte dos jem'hadar nos terem entregue aos Fundadores.
Şanslıyız ki olmamış. Ancak tetikte olmalıyız ve Cennet'te hiç sorun olmaması için dua etmeliyiz.
Felizmente, mas temos que nos manter vigilantes e suplicar a Deus para que não caia nenhuma sobre o Paraíso.
Şanslıyız ki Alfalfa, stüdyonun yetimhaneden aldığı bir çocuktu.
Sim. Felizmente, o Alfalfa era um órfão propriedade do estúdio.
Şanslıyız ki, burada harika bir Radyoaktif Serpinti Çocuğumuz var.
Felizmente temos aqui um Rapaz Chuva Radioactiva perfeito.
Şanslıyız ki, bu konuda deneyimim var.
Felizmente, tenho experiência nessa área.
Şanslıyız ki hayalet diye bir şey yok.
Por sorte, não existem fantasmas.
Şanslıyız ki, görsel teşhis yapma ustasıyım.
Por sorte, sou mestre em diagnóstico visual.
Şanslıyız ki, biz de bir zaman makinesi geliştirdik. Seni 60'lara geri göndermek için.
Felizmente, nós também criámos um engenho para viajar no tempo para o levar de volta aos anos 60.
Şanslıyız ki Zapp Brannigan yakınlarda.
Temos sorte em ter o Zapp Brannigan por perto.
- Şanslıyız ki, burbon dolu bir barın var.
Sorte nossa terem um bar cheio de bourbon.
Ne kadar şanslıyız ki, mesleğimiz sayesinde burada aklımızla konuşabiliyoruz.
Temos muita sorte em estar numa profissão onde podemos abrir as nossas mentes.
Bu bomba, ama şanslıyız ki birçok kişi şirketler arasında geçiş yapabilecek.
Mas... até tens sorte, muita gente... está a ser despedida, em todas as áreas da empresa.
"Şanslıyız ki aile babası var."
Felizmente que há um homem de família
Çok şanslıyız ki, bu sömestr dersimizde özel bir konuğumuz var, ve bu kişi Borg'un kitabını yazmış olan
Este semestre, estamos muito afortunados por ter um convidado especial lecionando. A mulher que, literalmente, escreveu o livro sobre os Borg.
Şanslıyız ki içerken filtreyi ıslatanlardan.
Felizmente para nós ele é daqueles fumadores de lábios molhados.
Şanslıyız ki, X serilerinin çoğu dünyaya dağıldı.
Felizmente para nós, a maioria da X-série foi distribuída por todo o mundo.
Şanslıyız ki homo çocuklarla dolu bir gemi tarafından kurtarıldık.
Foi sorte sermos recolhidas por um barco cheio de homossexuais.
Şanslıyız ki gidiyorlar.
Temos muita sorte deles irem embora.
Şanslıyız ki polisler alarmı duyar duymaz geleceklerdir
Felizmente a polícia virá Imediatamente após soar o alarme.
Şanslıyız ki ciddi değildi.
Felizmente não aconteceu nada grave.
Ne şanslıyız ki bütün akşam için izin aldım.
Felizmente eu tirei a tarde de folga.
- Şanslıyız ki bizim öyle bir problemimiz yok.
- É bom não termos esse problema.
Şanslıyız ki bazı insanlar soyunuyor, değil mi?
Felizmente para nós, há quem o faça, certo?
Ne kadar şanslıyız ki efendim, Amerika'nın çöplüğünde oluyor.
Que prazer estar aqui na parte campónia da América.
Şanslıyız ki, durum bu değil.
Para sorte de nós todos, esse não foi o caso.
Neyse ki şanslıyız.
Nascemos com sorte.
Fark şu ki biz O'nu tanıyoruz, diğerleri tanımıyor. İşte bu yüzden biz şanslıyız.
A diferença é que nós sabemos e os outros näo.
Ne şanslıyız ki biz de size katıldık.
vou perguntar quanto fica.
Ülkeniz İngiltere hakkında o kadar az şey biliyorum ki... tabii dünyanın en cesur milleti olduğunuz dışında. Böyle müttefiklerimiz olduğu için çok şanslıyız.
Pouco sei do vosso país, a Inglaterra... só que é a mais valente nação da terra... e que é uma sorte tê-la por aliada.
Seninle o kadar güzel, o kadar yoğun bir hayat yaşadık ki. Çok şanslıyım. Artık bırakmalıyız.
Vivemos uma vida tão bela, tão intensa, tão felizarda mas agora tens de libertá-la.
- Şanslıyız ki avlanmış.
Sorte nossa.
O kadar da değil. Başımıza öyle bir uğursuzluk sardı ki atlatabilirsek şanslıyız.
Lançou-nos uma maldição e temos muita sorte se sobrevivermos a ela.
Şanslıyız ki, arkaya yük almamışız.
Que sorte não termos recuado mais!
Şanslıyım'ki. Burada yalnız değilim.
Felizmente, eu não estava sozinho aqui no bairro.
- Şanslıyız ki, eldiven kullanmamış.
Temos sorte.
Ama neyse ki şanslıyız, elimizde son kayıtları var.
Mas, por sorte, temos as suas últimas gravações.
Şanslıyım ki kız ortadan kaybolmadan önce birkaç şey almama izin verdi.
Ainda bem que o deixou antes de desaparecer misteriosamente.
Ev o kadar büyük ki sıradan insanlarla aynı anda birbirlerini fark etmeden çıkabiliyoruz. - Çok şanslıyız.
Estava a pensar em 20 homens encorpados com pernas musculadas que não tenham medo de suar.
Neyse, süper heyecanlıyım çünkü çok şanslıyız ve öyle çok, çok, çok şeyimiz var ki.
De qualquer maneira, estou muito entusiasmada por termos muita sorte e por termos tanto, tanto.
Demek ki şanslıyız.
- Acho que isso faz de nós sortudos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]