Tüm gün Çeviri Portekizce
3,386 parallel translation
Tüm gün gerilip uyumaktansa sıçıp ağlamayı tercih ederim.
Prefiro cagar e chorar do que esforçar-me e dormir constantemente.
Tüm gün et kesip, rahat bırakılmak isteyen bir bankersin.
Não passa de um banqueiro que corta carne o dia todo e quer ser deixado em paz.
- Hayır, tüm gün yataktan çıkmayalım.
Não, estava a pensar que podíamos passar o dia inteiro na cama.
- Tüm gün uyanık mıydın?
Estiveste acordada o dia todo? Sim.
Tüm gün eğlendiniz sanırım.
Parece que vocês tiveram um dia em cheio.
Şükran Günü'ne sarhoş gelen ve..... tüm gün maç izleyen amcanmış gibi davran.
Faz de conta que é o tio que aparece bêbedo para a Ação de Graças, e que passa a tarde toda a ver futebol no sofá.
Mükemmel tüm gün boyunca yatağa uzanmak zorunda değilim
Ótimo, não tenho que estar deitado o dia todo.
Moz tüm gün boyunca orayı gözlüyor. Yakında öğreneceğiz.
O Moz tem andado a vasculhar o lugar o dia todo.
Bunu tüm gün yapabilirim. Zira tekrarlı davranış beni sakinleştirir!
Posso fazer isto todo o dia visto que o comportamento repetitivo me acalma tanto!
Ya da... Yarın tüm gün boşum sabahtan akşama kadar masaj ayarlayabilirsin.
Estou livre amanhã, marca massagens de manhã até à noite.
Buna tüm gün devam edebilirim.
Posso fazer isto todo o dia.
Tüm gün ve her gün kaçarak ve savaşarak.
A fugir e a lutar, todos os dias.
Tüm gün yoldaydık ve şimdi bu bürokrasi berbat bir durum oluşmasını sağlıyor.
Estivemos em viagem o dia todo e é algo rotineiro, só para ter a certeza de que está tudo em ordem.
Tüm gün bulutların üzerindeydim çünkü biri bana değer verdi. Ben de sana değer veriyorum.
Andei o dia todo nas nuvens, porque alguém me deu valor.
Tüm gün telefonlarını açmadım.
Tenho evitado os telefonemas dele. Depressa, Phil.
Tüm gün boyunca duyduğum en iyi şeydi bu.
- É a melhor notícia do dia.
Lucy, Jake tüm gün bu radyo istasyonuna ulaşmaya çalıştı.
- Lucy? O Jake tem tentado sintonizar esta estação o dia todo.
Tüm gün buradayız.
Vamos ficar aqui o dia todo.
Tüm gün boyunca oğlunu görmeyi bekledi!
Ele esperou o dia todo para vê-lo.
Tüm gün "bunu getir, şunu götür." havasındasınız.
Exato. Passam o dia a pedir-me coisas.
Sen güç gösterisi oyununu oynarken tüm gün oturamam.
Não posso ficar parada o dia todo enquanto anda a mostrar quem manda.
Tüm gün boyunca gösteri yapamadık.
Estivemos parados o dia todo.
- Evet. Ölmeden birkaç hafta önce, bir arabanın tüm gün onu takip ettiğini söyledi. Ama bir kere olmuştu.
Umas semanas antes de morrer, estava sempre a ver o mesmo carro no espelho retrovisor, mas só aconteceu uma vez, e a Polícia disse que não tinha nada a ver com o homicídio.
Tüm gün daireler çizebilirim!
Faço círculos nesta treta todos os dias!
Tüm gün gözünün onun üstünde olmasını istiyorum Avi.
- Vigia-o todo o dia.
Tüm gün tasiyorum onu ben be.
Se vi? Eu tenho que a carregar o dia inteiro.
Gerçekten mi? Tüm gün mesaj atıp durdu. "Lütfen, lütfen, lütfen" diye
Manda-me sms todo o dia a implorar.
Size bir sorun çıkartırsa tüm gün onu yatırımcı toplantısına sokabiliriz.
- Se ele der trabalho, faço-o atender investidores o dia todo.
Tek yaptığın tüm gün boyunca saçma saçma konuşmak... ve böylece en önemli şeyi unuttun...
Tudo o que você tem feito é falar bobagem o dia todo perdendo o que é realmente importante.
Aldırma onu. Tüm gün canı sıkkındı.
Ela tem estado mal disposta e o Luke ainda não chegou.
Tüm gün yaptığın şey, Küba ile ilgili kâğıt dağıtmak.
Tudo o que fazes durante o dia é distribuir papeis sobre Cuba.
Tüm gün ondan nefret ediyorum sarhoş olduğumda ise tek yaptığım, onu düşünmek.
Odeio-o todos os dias, e quando estou bêbada, só penso nele.
Kardeşim veteriner. Kısırlaştırılanlar önce kilo alıyorlarmış ve tüm gün uyuyorlarmış.
O meu irmão é veterinário... e diz que a primeira coisa que acontece é ganharem peso e que dormem o dia todo.
Hayır, tüm gün buradaydım. Bilmiyorum. Bu arabadan çıkmama nasıl yardımcı olacak bilmiyorum.
Não... estive aqui o dia todo... não sei como é que isto vai ajudar-me a sair do carro.
Aslında neredeyse tüm gün bekledim.
Na verdade, esperei quase o dia todo.
Amanda, başkan tüm gün Beyaz Saray'da olacak.
Amanda, a Presidente está na Casa Branca todo o dia.
- Tüm gün Grayson Global'daydım.
- Estive na empresa o dia todo.
Tüm gün cezalısın unuttun mu?
Porquê? Estás de detenção, lembraste?
Tüm gün kavurucu sıcak.
Dia quente e tal.
Hepimizin tüm gün çalışması gerekti, eve gidemedik.
Mas nós os dois tivemos de trabalhar nesse dia. Não pudemos ir a casa.
Aman ne güzel şimdi tüm gün bu şarkı aklımdan çıkmayacak.
Boa. Agora essa canção vai andar o dia todo na minha cabeça.
Tüm gün o sandalyede oturmaktan sırtın ağrıyordur.
As costas devem doer-te por estares no computador todo o dia.
Bir gün bir adam gelir, kapının önüne bir kutu bırakır sonra tüm hayatının amına koyar.
Um dia és uma pessoa normal, até que recebes uma caixa à tua porta, e a tua vida acaba.
Bradshaw tutuklandı, fakat birkaç gün sonra, bilinmeyen birisi İçişlerini arayıp tüm olan biteni anlattı.
O Bradshaw foi preso, mas, alguns dias mais tarde, alguém fez uma chamada anónima e contou tudo aos Assuntos Internos.
Softbol galibiyetinden sonraki gün tüm Cuppers takımı işe 2 saat geç gider.
Todos os Cuppers tem de atrasar duas horas, depois de vencer no softball.
Birkaç gün önce Avupa'dan döndüm ve öğrendim ki gezegendeki tüm büyük kurumlar tarafından aranıyorum.
Há alguns dias atrás, eu regressei da Europa para descobrir que estava a ser procurado por todas as agências de segurança do planeta.
Senin yanında dava üzerinde çalışacağını söylemişti bana. Martha, tüm gün boyunca onu görmedim.
Martha, eu não o vi o dia inteiro.
Önümüzdeki üç gün için tüm sosyal durumumu iptal edeceğim, bir itfaiyeci ile geçirecek olacağım..... üç gün var.
Vou cancelar todos os eventos sociais dos próximos três dias, incluindo um encontro com um bombeiro.
Aynı gün bu şirket tarafından verilen diğer tüm kartları da kontrol ettim.
Verifiquei todos os outros cartões emitidos naquele dia.
Bu lanet olası cehennem çukurunda sıradan bir gün diyorum ve sizden tüm saygımla gitmenizi rica ediyorum.
Eu chamo-o de mais um dia neste raio de inferno. E peço respeitosamente que se vá embora.
Tanrı o gün tüm numaralarla seslendi.
NUNCA ESQUECEREMOS - Deus cantou os números naquele dia.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192