Yerinde olsaydım Çeviri Portekizce
806 parallel translation
Yerinde olsaydım bir daha kaçmaya çalışmazdım.
Não o tentava de novo, se fosse tu.
Ben yerinde olsaydım, ona ağzıma geleni söylerdim.
Se fosse comigo ja teria aprendido a obedecer-me.
Yerinde olsaydım ve bir şeyler bulsaydım... - Onu bana ver!
No seu lugar não arriscaria, dê-me.
Yerinde olsaydım bunu yapmazdım.
No seu lugar, não faria isso.
Jekyll, senin yerinde olsaydım, bu teorilerden ulu orta bahsetmezdim.
Jekyll, no seu caso, não falaria dessas experiências muito abertamente.
- Keşke senin yerinde olsaydım.
- Gostaria de estar no teu lugar.
- Senin yerinde olsaydım...
- Bem, se fosse a si...
Senin yerinde olsaydım Harriet, gidip Bogey'le bir güzel oynardım.
Harriet, acho que está na altura de ires brincar com o Bogey.
Senin yerinde olsaydım ona dikkat ederdim.
Se fosse a ti não a perdia de vista.
Senin yerinde olsaydım onunla şimdilik tanışmazdım.
Se fosse a ti, não iria lá agora.
Şimdi senin yerinde olsaydım ne yapardım biliyor musun?
Só tenho um conselho a dar-lhe.
Yerinde olsaydım başka bir iş denerdim, şilte deneme işi falan!
Eu cá tentava outro tipo de trabalho, como testar colchões...
Belki, senin yerinde olsaydım böyle düşünmezdim.
Talvez não, mas não me arriscaria nenhuma um tostão nisso se fosse você.
Keşke senin yerinde olsaydım. Niçin dükkan almak istiyorsun?
Oxalá eu fosse como tu.
Eğer senin yerinde olsaydım Joe, bunun bir kaza olduğunu raporumda yazardım.
Se fosse a ti, Joe, descrevia isto como se fosse um acidente.
Evet, sanırım senin yerinde olsaydım güneye giderdim.
Sim, acredito que iria para o sul se estivesse no seu lugar.
Evet, eğer senin yerinde olsaydım orada beklerdim.
No seu lugar, eu esperava-o lá.
Siz ikinizin yerinde olsaydım, hangi tarafta yer alacağımı seçmeye başlardım.
No vosso caso, começava a decidir de que lado estava.
Senin yerinde olsaydım beklentilerimi bu kadar yüksek tutmazdım Bo.
Se fosse a ti não fazia castelos no ar. Bo.
Eğer onların yerinde olsaydım böyle bir bilgi için iyi bir miktar öderdim.
Se eu fosse a eles... estaria disposto a oferecer uma boa quantia por uma informação dessas.
Şimdi, eğer onun yerinde olsaydım, tek parça halinde beni bu kasabadan çıkaracak bir şansım olsun isterdim.
Agora, se estivesse no seu lugar, aproveitaria a oportunidade para sair vivo desta cidade.
Yerinde olsaydım buna güvenmezdim.
Eu não contava com isso se fosse a si.
Yerinde olsaydım onları durdururdum.
Eu parava se fosse a si.
Yerinde olsaydım, 12 kişi seçer, gerisini eve yollardım.
No seu lugar, eu escolheria 12 destes homens e mandava o resto para casa.
Senin yerinde olsaydım, Ne olduğunu bulurdum.
Se fosse a si, tratava de saber o que é.
Senin yerinde olsaydım ve de Marshallın...
Se fossem só você e o delegado...
Yerinde olsaydım başımı daha fazla belaya sokmazdım...
Se eu fosse a ti, não metia a cabeça lá muito para fora... -... ou alguém vai arrancar-ta.
Yerinde olsaydım, bu bileziği alır, yüzüne fırlatırdım.
Se fosse a ti, pegava na pulseira e atirava-lha à cara.
Eğer senin yerinde olsaydım Jacob, bunların hiçbirini yakacak odun olarak kullanmazdım.
No teu lugar, Jacob, não usava isto como lenha.
Yerinde olsaydım, oyalanmazdım.
Se fosse a ti, não me demorava.
"Senin yerinde olsaydım, kendimi başka şeylere verirdim."
"Se fosse a ti, escolhia era outro modo de agir."
Eğer senin yerinde olsaydım madam, şikayete tanrıyla başlardım.
Se eu fosse você, começaria com Deus!
Yerinde olsaydım her istediğimi yapmazdım.
Não faça nada que eu não faria.
Yerinde olsaydım dokunmazdım.
Eu não Ihe tocava. Não Ihe toque.
Senin yerinde olsaydım, altını daha iyi korurdum.
Se fosse a si eu o guardaria melhor que ao ouro.
Katelbach'ın yerinde olsaydım seni çoktan postalamıştım. İçmek istiyorum!
No lugar dele, já me tinha livrado de ti!
- Eşinin yerinde olsaydım...
- Se eu fosse seu marido, Sra. Grange... - Você não é meu marido.
Chata'nın yerinde olsaydım bu işi bitmiş sayardım.
No lugar de Chata, Consideraria que estávamos quites...
- Onların yerinde olsaydım, zamanım kalmasaydı tehlikeli büyüklüğe ulaşmadan gemiyi terk eder kalan zamanı kestirme yoldan kendimi dışarı atmakta kullanırdım.
- Se estivesse no lugar deles, ficando sem tempo, eu abandonaria o navio antes que começasse a crescer e usaria os minutos restantes para tentar sair pelo jeito mais rápido.
Onun yerinde olsaydım... o... ben geçirirdim.
Se eu fosse ela, passava.
- Yerinde olsaydım, öyle yapardım.
- Acho bem.
Yerinde olsaydım, Mendez köyüne giderdim.
Se fosse a ti ia para essa aldeia em Mendez.
Gitmeden önce dinle, şayet senin yerinde olsaydım tek bir şey yapardım.
Ouça, antes de ir, eu faria uma coisa se fosses tu.
Yerinde olsaydım fazla uzağa gitmezdim şayet zamanında cenazeye yetişmek istiyorsan.
Se fosse a ti, não me afastava muito... se quiseres ainda chegar a tempo do funeral dele.
Yerinde olsaydım, oraya gitmek için daha fazla endişe ederdim.
Se fosse a si, estaria muito mais ansioso para chegar.
Senin yerinde olsaydım, böyle bir salakla vakit harcamazdım.
Precisas de um homem a sério. Um homem... Um homem como eu.
Hayır, ben gelmesem! Yerinde olsaydım erken öten horozun akıbetini kaçırmazdım. Haydi.
Não te contei a verdadeira razão por que te convidei, Dale.
Keşke senin yerinde orada yatıyor olsaydım. Ve keşke bu kitabı ilk defa okuyor olsaydım.
Quase que desejava que fosse eu a estar aí deitado no teu lugar se isso significasse voltar a ler este livro pela primeira vez.
dünyada hiç kimse Peter'in iyiliğini benden daha fazla isteyemez... ama senin yerinde ben olsaydım - ve bana inan, senin iyiliğin için söylüyorum -
Agora, não há ninguém no mundo que goste mais do Peter que eu... mas se estivesse no teu lugar... e acredita-me, digo isto para teu próprio bem...
Eğer senin yerinde olsaydı, Sezar'ı burada mı bulurdum?
Se ele estivesse no teu lugar, encontraria César aqui?
Yerinde olsaydım bunu tercih ederdim.
É pena.