English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yerini biliyorsun

Yerini biliyorsun Çeviri Portekizce

176 parallel translation
Bess, sen onun adamlarının yerini biliyorsun, değil mi?
Bess, sabes onde estão os homens dele, não sabes?
Yerini biliyorsun, Rathbing'in arka tarafı.
Sabe, por trás de Rathbeen.
İlaç çantamın yerini biliyorsun.
Sabes onde está o saco dos meus medicamentos.
Yerini biliyorsun.
Sabes onde está tudo.
Yerini biliyorsun, bayan. Arkadaşların yakalanıp tutuklanacak.
A água está na cozinha, e tenho certeza que já esteve em algumas cozinhas.
- Demek yerini biliyorsun ha?
- E sabes onde ele tem andado?
Onun zayıf yerini biliyorsun!
Conheces o seu ponto vulnerável!
Daha istersen yerini biliyorsun.
Sabe onde conseguir mais.
Masamın yerini biliyorsun.
Sabes onde é a minha secretária.
- Kahvenin yerini biliyorsun.
- Sabes onde está o café.
Şimdi yerini biliyorsun.
Agora, já sabes onde estás.
Yeşil odanın yerini biliyorsun, git bir fincan kahve iç.
Sabes onde é a sala de espera. Toma um café.
Ama sen her birinin yerini biliyorsun değil mi, Varyemez Amca?
E conhece cada um deles, não é, Tio Patinhas?
Banyonun yerini biliyorsun.
Já sabe onde fica a casa de banho.
- Çünkü Moco'nun yerini biliyorsun.
- Tu sabes onde fica o rancho do Moco.
Her şeyin yerini biliyorsun.
Sabes onde estão.
- Yangın söndürücünün yerini biliyorsun.
- Sabes onde está o extintor.
Yerini biliyorsun.
Sabes onde é.
Kalenin yerini biliyorsun.
Sabe onde é esse castelo. Leve-me lá.
- Her şeyin yerini biliyorsun.
- Sabes onde está.
İyi! O halde yerini biliyorsun.
Então, sabes onde ele está.
Emniyet ofisinin yerini biliyorsun herhalde.
Creio que conhece o caminho para o gabinete da Segurança.
Odamın yerini biliyorsun.
Conhece o caminho de meu escritório.
Peki, telefonun yerini biliyorsun.
Bem, sabes onde está o telefone.
Yerini biliyorsun.
Sabe onde é, certo?
İstediğin kadar kalabilirsin, herşeyin yerini biliyorsun.
Fica o tempo que quiseres. Sabes onde fica tudo.
Seni kıskanç alçak! Yerini biliyorsun!
Ciumento, você sabe onde ele está.
Yerini biliyorsun değil mi?
Sabe onde fica?
CTU'ya gel. Yerini biliyorsun değil mi?
Você sabe aonde é, certo?
Haydi, bul onu. Kapının yerini biliyorsun, değil mi Spike?
Conheces a saída, certo, Spike?
- Öyleyse sen diğer probların yerini biliyorsun.
Então, você sabe onde as outras sondas estão.
Yedek anahtarın yerini biliyorsun.
Sabes onde guardo a chave suplente.
Yerini biliyorsun.
oh você sabe onde é.
Yerini biliyorsun. Git! Sorunla yüzleş!
Bem, sabes onde ele está.
Kiernan'ın yerini biliyorsun değil mi?
Ora bem... Sabes onde fica a Pedreira Kiernan?
Sark konuştu, değil mi? Lauren'ın yerini biliyorsun.
O Sark falou, não falou, e sabes onde a Lauren está.
Çizmeye başladığını gördüm. Yani Rambaldi eserinin yerini biliyorsun.
Vi-te começar a desenhar, o que significa que sabes onde está o artefacto de Rambaldi
— Gözcü yerini terk etmez biliyorsun. Hele de siste.
- Já sabes não podes deixar a vigia, especialmente no nevoeiro.
Yerini tek sen biliyorsun.
Só você sabe onde ela está.
Yerini ve zamanını biliyorsun.
Acabaram de ganhar três dias de suspensão... Vocês sabem onde e quando...
Yerini biliyorsun.
Posso usar o banheiro?
- Yerini al... Bu mümkün değil, biliyorsun.
Sabes que é impossível.
Biliyorsun, artık mahkemeler görevini yerine getirmiyor olabilir ama insanlar birbirlerini filme çektikleri sürece adalet yerini bulacaktır.
Sabes, os tribunais podem já não funcionar mas enquanto as pessoas se filmarem umas às outras a justiça será feita.
Öyleyse, sanırım buranın her yerini gayet iyi biliyorsun.
Então eu acho que você conhece o terreno em volta.
Evin yerini bir tek sen biliyorsun.
Só tu conheces aquele sítio.
Biliyorsun... bu davayı kazanabilirsin... ve adalet yerini bulur.
Sabes, podes ganhar este caso... e a justiça prevalecerá.
Evet, yani, biliyorsun, horoz dövüşünün yerini bu aldı.
É, bem... Substituiu as brigas de galos
Biliyorsun Frank, senin yerini almaya çalışmadım.
Sabes, Frank, nunca te irei roubar o lugar em relação a ele.
- Ne demek istediğimi biliyorsun. - Öyleyse Rachel'ı git. Bundan sonra sütün yerini kalemle işaretlesin, sonra da senin bıraktığın yere geri koysun.
Podias treinar a Rachel a usar um marcador mágico, para marcar o sítio onde deixaste o leite.
Depomun yerini nereden biliyorsun?
Como sabes do meu esconderijo?
- Kocamın yerini ne biliyorsun?
- Como é que sabe onde está o meu marido?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]