Şenden Çeviri Portekizce
49,748 parallel translation
- Yalniz mi? Oglum, kendin varsin zaten. Senden sonsuz tane var.
Tens versões infinitas de ti próprio.
- Senden nefret ediyorum!
- Odeio-te!
Ayrıca evet. Senden daha iyiydi.
- Sim, ele era melhor que você!
Senden rica ediyorum lütfen bunu yapma.
Estou a pedir-te que... por favor... não faças isto.
Bunu direkt senden duymak isteyecektir.
Ela vai querer saber por ti.
Senden ayrılmanı rica edeceğim.
- Percebeste? - Vou ter que lhe pedir que saia.
Bu yüzden senden ve benden bu kadar korkuyorlar.
E é por isso que têm tanto medo de vós e de mim.
Kimse senden böyle bir şey istemedi.
Ninguém te pediu para o capturares.
Yoksa Jack'in timsahı bir ısırık alır senden.
O crocodilo do Jack vai dar-te uma dentada.
- Senden daha Marslıyım ben Hilly.
Sim, sou mais marciano que tu, Hilly.
Senden şüpheleniyorlar mı?
Suspeitam de si?
İtiraf ediyorum, senden haber aldığıma şaşırdım.
Admito, fiquei surpreendida ao ouvir-te.
Senden son bir şey istiyorum.
Então vou perguntar-te uma última coisa.
Senden haber bekledim.
Esperava ouvir isso de ti.
Senden haber almak istedim demedim.
Não disse que queria ouvir por ti.
Çünkü bu sabah giderken senden bunu istedim.
Porque, foi isso que te pedi para fazeres quando sai hoje de manhã.
Müdür Batı Şeria'ya yaptığın ziyaret hakkında senden bilgi almamı istedi.
O director pediu-me para recolher o seu depoimento sobre a sua recente visita à Cisjordânia.
Aslında senden fikir istemek için seni buraya çağırdım.
O facto é, que o chamei aqui para saber a sua opinião.
Yemin ederim, senden kaçmıyorum Saul.
Juro que não estou a evitar-te, Saul.
- David'le senden bahsediyorduk.
Eu e o David estávamos mesmo a falar sobre ti. A falar bem.
Babam senden köpekleri sessiz tutmanı istedi.
O meu pai pediu que silenciasses os cães.
Senden çocuğum olmasını istiyorum.
Quero ter um bebé contigo.
Senden Kurripa Hastanesini aramanı istiyorum.
Preciso que telefones ao Hospital Kurripa.
Senden sakin olmanı ve gördüğünü düşündüğün şeyi bir bir anlatmanı istiyorum.
Só preciso que te acalmes e expliques exactamente o que achas ter visto.
Senden ricam, beni gördüğünü kimseye söylememen.
Estou a pedir-lhe que não diga a ninguém que me viu aqui.
Senden pilotum olmanı istiyorum.
Estou a pedir-te que me leves lá.
Bunu öğrendiği zaman da hastalığı nüksetti, adam ta dünyanın öbür yarısına kaçtı. Senden kaçtığı çok açık!
E quando ele descobriu, teve uma recaída e correu para o outro lado do mundo provavelmente para fugir de ti.
Senden istenileni yapıyorsun sadece.
Só faz o que lhe dizem para fazer.
Bunu daha önce de duymuştum senden ama sen yine evini bırakıp buraya geldin.
É que... És conhecido por teres dito o mesmo antes mas continuaste a abandonar a casa e regressar aqui.
Buradaki insanlara senden bahsetmiyorum ve sen de oradakilere benden bahsetmiyorsun.
Não te falo das pessoas aqui e não falo de te às pessoas daqui.
Senden çok uzaktayım, beni neden arıyorsun?
Estou a meio mundo de distância... Por isso... por que razão me telefonaste?
Şu anda, senden istediğim şey, o korsanların.. .. başarılı bir şekilde transfer edilmeleri.
Por agora, o sucesso da transferência daqueles prisioneiros é o que eu preciso de vós.
Senden kaçındığımı düşünmeyesin diye.
É para que não pensem que tenho andado a evitar-vos...
Ben senden bahsetmiyorum.
Não estou a falar de ti.
Nassau'yu teslim edeyim diye korsanların bana önerdiği şey senden çaldıkları taşlar idi.
Os piratas ofereceram-me um tesouro de joias roubadas para me convencer a render-me.
Gezileri senden iyi bilirim.
Sei mais do que tu sobre cruzeiros.
Dionne Warwick'i ben senden iyi bilirim.
Acho que sei mais sobre ela do que tu!
Şimdi o senden bir şey istiyor, değil mi?
Mas agora ele quer algo de ti, certo?
- Dinle, senden bir iyilik isteyeceğim.
- Preciso de um favor.
Şu anda, senden başka bir şey istiyorum.
- Preciso que faças outra coisa.
Mullins'in senden kurtulmak istediğini düşündüğünü biliyorum.
Sei que achas que o Mullins quer livrar-se de ti.
Açıkçası, buraya ilk geldiğimde Mullins sen her çuvalladığında benden seni rapor etmemi istedi böylece senden kurtulabilirdi.
Quando eu vim para cá, o Mullins pediu-me que registasse todas as tuas asneiras para ter um motivo para te despedir.
Senden onunla konuşmanı rica ediyorum.
Eu estou a pedir-te que fales com ele.
Senden ne haber bakalım?
E tu?
Senden son kez rica ediyorum teröristleri bulmalarına yardım et.
Peço-te pela última vez. Ajuda-os a encontrar os terroristas.
Senden yok etmek için yardım istiyorum.
Estou a pedir-lhe que me ajude a destruí-la.
Birazdan senden küçük bir tüp kan alacak ve bir kaç teste tabir tutacak.
Ela vai tirar-lhe um pouco de sangue e fazer-lhe uns exames.
Eric, senden ne istedilerse sakın yapma.
Não faças nada do que ele está a pedir.
Senden onu yok etmede yardım etmeni istiyorum.
Quero que me ajude a destruí-la.
Senden mi duymak? Böylece beni ona işkence edilmesi için ikna mı edecektin?
Queres convencer-me a deixar que o tortures?
- Senden önce denedim. Ona ulaşamıyor.
Não consigo contactá-lo.
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
senden mi 32
senden başka 23
senden n 19
senden bıktım 26
senden değil 18
senden de 20
senden korkuyorum 17
senden korkmuyorum 105
senden bir iyilik istiyorum 18
senden mi 32
senden başka 23
senden n 19
senden bıktım 26
senden değil 18
senden de 20
senden korkuyorum 17
senden korkmuyorum 105
senden bir iyilik istiyorum 18