Şunu bil ki Çeviri Portekizce
527 parallel translation
Eğer ayrılmamız gerekirse, seni nereye koysalar, nerede olursam olayım, şunu bil ki, ben- -
Se algo nos separar aonde quer que te levem e onde quer que eu esteja, quero que saibas que eu...
Şunu bil ki bu işe yaramaz, Phil.
E não ia ser bom, Phil.
Ama şunu bil ki soylu oğlum benim, babanın canına kıyan yılan, onun tacını giyiyor şimdi.
Mas sabe, nobre moço, que a víbora cuja mordedura tirou a vida a teu pai, usa agora a sua coroa.
Sen de şunu bil ki pazarlıkçı papaz, kardeşim koruyucu meleklere katılırken sen böğüreceksin cehennemin dibinde.
Afirmo-te, padre grosseiro, que minha irmã será um anjo, e tu irás para o Inferno.
Şunu bil ki, buradaki tüm yollar Kraliçe'nin yoludur.
Todos os caminhos aqui, sabe, são os caminhos da Rainha.
Ama şunu bil ki, bir hapishaneydi!
Era uma prisão!
Sadece şunu bil ki, bunu unutacağımı hiç sanmıyorum.
Só quero que saiba que jamais o esquecerei.
Şunu bil ki benimle çıktığın gün beni yalnız bırakıyorsun.
Se queres saber, tens de sair só comigo.
Ama şunu bil ki, asılışını görmek için yaşayacağım.
Mas aviso-te que viverei para te ver enforcado.
Şunu bil ki, kararιn ne olursa olsun... yanιndayιz.
Só queremos que saiba que seja o que for que decida, nós apoiamos.
Ama her şey için şunu bil ki Tanrı'ya hesap vereceksin.
"sabe, porém, que, por todas estas coisas, " te levará Deus a juízo...
"Ama şunu bil ki, İsa her erkeğin üstü..."
" que Cristo é a cabeça de todo o varão,
Şunu bil ki, bana her zaman güvenebilirsin. Hiç çekinme.
Mas quero que saibas que podes contar comigo, não tenhas problemas.
Yine de şunu bil ki... eğitimine devam etmek ve şirketin sorunlarıyla ilgilenmek için... dilediğin kadar zamanın var önünde.
Contudo, achamos... que deverás ter todo o tempo para continuar os estudos... e tomar conta dos problemas da firma.
- Şunu bil ki, biz hariç herkes durmadan öpüşüyor.
Talvaz tambám saibas que toda a gente, excepto nós, levam a vida a beijar a torto e a direito o tempo todo.
Yalnız şunu bil ki, yaptıklarının karşılığını asla ödeyemem.
Só me resta dizer que vos devemos mais do que podemos dizer.
Shelly ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Şunu bil ki ona büyük bir iyilik yapıyorum.
Não devo nada a Shelhy e faço-lhe um grande favor.
Benim hakkımda hüküm vermeden önce şunu bil ki Fraser'ı açıkta yakalamak için başka seçeneğim yoktu.
Antes de formarem algum juízo de valor sobre mim... foi a única forma de apanhar o Fraser desprevenido.
Şunu bil ki çok iyi bir şarap olmayacak.
Agora, tens de perceber que não vai ser um vinho de qualidade.
Ama şunu bil ki sen çok kirli bir durumdasın... ve ben sabırlı değilim.
Mas o senhor está marcado e eu sou paciente.
Ama şunu bil ki bu bittiğinde sen ölü olacaksın.
Mas entende isto... Quando isto acabar, estás morto.
Mac, şunu bil ki elinde çoklu bir cinayet vakası olduğunun farkındayız.
Mac, quero que saiba que estamos a par do homicídio múltiplo que tem de resolver e Deus sabe a responsabilidade que incute.
Ama şunu bil ki şayet Polonyalıları buraya getirirlerse o bayrak sahnesini teğmenle birlikte oynayabilirsin!
Mas sabes o que te digo? Se eles realmente trouxerem os polacos ao teatro, esta canalhice da bandeira, vais fazê-la tu com o Tenente!
Şunu bil ki, ömrün boyunca çalışabileceğin bir işin var.
- Tens emprego para a vida. - Não só para mim.
Şunu bil ki, kontrolüm dışına hiçbir şeyin çıkmasına izin vermem.
Saber que posso controlar algo que está fora de controlo.
Şunu bil ki... Bugün, kıçına tekmeyi basacağım!
Apenas quero que saiba... que eu hoje irei dar um pontapé no seu traseiro.
babana karşı yas ödevini böyle yerine getirmen... senin için güzel ve övgüye değer ama şunu bil ki baban da babasını kaybetmişti. Babasıda kendi babasını.
Bela e recomendável atitude render a seu pai esse tributo... mas seu pai perdeu um pai... e este perdeu o seu.
Şunu bil ki bir kadın böyle ağlıyorsa, hiç eğlenmiyor demektir.
No futuro, quando uma mulher chorar assim, ela não se está a divertir.
İlk olarak şunu bil ki, seni suçlamıyorum.
Bem, primeiro deixa-me dizer que te não culpo.
Kırsaç, ölmeden önce şunu bil ki, çocuklarını er ya da geç bıçağımın altına yatıracağım ve tohumun bu dünya üzerinde sonsuza dek kurumuş olacak.
Cabelo Cinzento, antes de morreres, quero que saibas que matarei as tuas filhas... e acabarei com a tua semente para sempre.
Şunu bil ki herkes hoş karşılanmaz burada.
Não é qualquer um que vem aqui.
Ama şunu bil ki seni acıdığım için alıyorum.
Aceito-te, mas tão-somente por piedade.
Seni reddetmiyorum. Ama şunu bil ki hem hatır için hem de hayatını kurtarmak için yapıyorum. Yemeden içmeden kesildiğini söylemişlerdi.
Não vos recuso, mas apenas porque a insistência foi muita e para vos salvar a vida, pois disseram-me que definháveis.
Cevabını vermeden önce, şunu bil ki eğer reddedersen aylarca şöyle yaparız :
Antes de responderes, fica sabendo que uma recusa da tua parte iria resultar em meses e meses de :
Şunu bil ki burayı terk edersek her şey değişecek.
Sabes que no fundo, assim que partíssemos daqui, tudo mudaria.
Şunu bil ki, özür dilemene gerek yok.
Quero que saibas que não tens de te desculpar.
Eğer gerçekten çok yönlü kişilik bozukluğu var ise, şunu bil ki içindeki diğer... Kişiliğin onun ne yaptığından haberi bile yoktur.
Se ele sofre mesmo de SPM... uma personalidade não faz ideia do que as outras fazem.
Ama şunu bil ki : başarısızlık kabul edilemez
Mas presta atenção. Falhar agora é inaceitável.
Ama şunu bil ki soylu oğlum benim babanın canını kıyan yılan onun tacını giyiyor şimdi.
Fica sabendo, nobre jovem, que a serpente que matou teu pai agora usa a sua coroa!
Ve şunu bil ki pazarlıkçı papaz kardeşim koruyucu meleklere katılırken sen böğüreceksin cehennemin dibinde.
Ouve-me, padre simplório! Minha irmã será um anjo, enquanto tu ficarás a uivar!
- Şunu bil ki, Buddy'ye bir türlü ısınamadım?
- Não suportava uma coisa no Buddy.
Şunu bil ki :
Saiba uma coisa :
Bu geceden sonra asla konuşmasak bile şunu bil ki senin bu halin ve sana verdiğim önem yüzünden sonsuza kadar değiştim.
Ainda que não voltemos a falar depois desta noite, quero que saibas que eu mudei para sempre... por causa de quem tu és e do que significaste para mim.
Ve şunu da bil ki, fazla sabırlı biri değilimdir.
E como sabe, não tenho muita paciência.
Ama şunu da bil ki bu genç adamla âdil bir dövüş yaptık.
Mas quero que saibas que aquele rapaz lutou dignamente.
Sana yüzde 10 veririm ama şunu bil ki ; benim için çalışıyorsun.
Trabalhas para mim.
Güzel. Çünkü ben... Şunu açıkça bil ki, sana kesinlikle bir şey söylemek niyetinde değilim.
Se estou, que fique desde já muito claro que direi absolutamente tudo!
Şunu bil ki buna karşı varlığımın tüm kıl kökleriyle savaşacağım!
Digo-te uma coisa.
Ve şunu iyi bil ki askeri mahkemeler yumuşaktır.
E podes ficar a saber que os tribunais militares são notoriamente brandos.
sunu bil ki geçen yil 300 bin dolarin üzerinde kazanç sagladim.
Para que você saiba, o ano passado fiz mais de 300 mil dólares.
Şunu da bil ki kızım, sen gelmeden önce herşey yolundaydı.
Tenho novidades para ti, rapariga. Antes de apareceres, estava tudo bem.
şunu biliyor musun 19
şunu bilmeni isterim ki 17
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19
şunu bilmeni isterim ki 17
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19