Neredeyse hiç Çeviri Rusça
805 parallel translation
Seni neredeyse hiç duyamıyorum, alo.
Я могу едва слышать тебя, алло.
Onu neredeyse hiç tanımazdı.
Он едва ее знал.
- Jean'i neredeyse hiç tanımazdı.
- Он плохо знал Джин.
- Rahatlayın. Size yarın neredeyse hiç dokunmayacağız.
Расслабьтесь, у вас будет больше тестов завтра.
Neredeyse hiç iz kalmadı.
Почти не осталось следа.
Bir gün erken, bir gün geç neredeyse hiç fark yok.
Днём раньше, позже - все равно Всем умереть им суждено. ( Перевод А.Зорина )
Amerika neredeyse hiç değişmemiş.
Американский почти такой же.
Hava akımı mükemmeldi ve sadece çok zayıf olanları vadide yer alıyordu, neredeyse hiç yoktu.
Воздушные потоки там, конечно, ну просто... несравненные. А вот в низинах экземпляры гортензии если и попадались, то выглядели весьма жалко.
Hikâye, dünün ve yarının neredeyse hiç olmadığı bir yerde günümüzde, sadece günümüzde başlıyor.
Эта история начинается сегодня. Но там, где не существует прошлого и будущего, есть только настоящее.
Suya neredeyse hiç dokunmamışsın.
Ты почти не пил.
Bu test neredeyse hiç şaşmaz.
Это самый надежный тест.
Gözlerine bak. Neredeyse hiç kırpmıyorlar.
Они почти не моргают.
Dr Hasslein'in ışık hızına yakın seyahat eden bir aracın zaman teorisine göre, dünya biz gittiğimizden beri 700 sene yaşlandı, ve biz neredeyse hiç değişmedik.
Пo тeopии д-pa Xacслaйнa, вpeмя в кocмичecкoм кopaблe, лeтящeм пoчти co cкopocтью cвeтa, тeчeт тaк, чтo нa Зeмлe пpoшлo oкoлo 700 лeт c тex пop, кaк мы ee пoкинyли, a мы, мoжнo cкaзaть, нe cocтapилиcь.
Ya da neredeyse hiç bir şey.
Или почти впустую.
Hayır. Onu pek görmem, neredeyse hiç görüşmeyiz
Нет, я давно у него не была.
Biz parlamenterler ülke yönetiminden kazanç sağlamazsak burada bulunmamızın neredeyse hiç anlamı yok.
По моему мнению, если наша ситуация нам ничего не приносит,... то нам нет смысла здесь находиться.
Çünkü artık siyasi ve siyasi olmayan suçlar arasında neredeyse hiç fark yok.
Почти растворилась разница между обычными и политическими преступлениями.
Ya da neredeyse hiç bir şekilde.
Насколько оно велико, это "почти"?
Neredeyse hiç ürün yok.
Плохой был урожай.
Bu sabır oyununda, şansın neredeyse hiç rolü yok.
По сути, в этом пасьянсе почти нет места случайностям.
Neredeyse hiç kimse dans etmiyor?
Никто не танцует?
- Neredeyse hiç kimse. Houston gerçek uçuşu gözlemliyor.
В Хьюстоне ведется мониторинг реального полета.
Neredeyse hiç şüpheye düşmedim.
Я и не сомневался почти.
Neredeyse hiç ozon yoktu ;
Там почти нет озона.
Neredeyse hiç birisi astrolojiye haftalık olarak yer vermez.
И почти ни в одной нет хотя бы еженедельной астрономической.
Dünyanın düşük çekim gücü sebebiyle gaz hidrojenimiz, uzaya sızıp gitmiş, neredeyse hiç kalmamış.
Из-за низкой гравитации Земли почти весь газообразный водород рассеялся в космосе. Не осталось почти ничего.
Babam neredeyse hiç konuşmazdı.
Мой отец почти не разговаривает.
Bu iki kelime, onunla neredeyse hiç bağdaşmıyor gibi.
Два слова, что едва ли достаточно против него!
Güneyde neredeyse hiç kar yağmaz.
На юге почти никогда не идет снег.
Onu artık neredeyse hiç görmüyorum.
Я его почти не вижу.
Neredeyse hiç hatırlamıyorum.. Nasıl olur?
ƒа € вообще-то почти ничего не помню... ак же так?
Cinsiyet yoluyla benliğin kaybı bizi neredeyse hiç tatmin etmiyor.
Потеря себя в сексе дает нам мало удовлетворения.
Bir Nestle Crunch, neredeyse hiç dokunulmamış.
Батончик Нестле, почти целый.
Amerika'da neredeyse hiç işim yok.
В Нью-Йорке у меня двухкомнатная квартира.
Etek uzunluğunu bir kenara bırakırsak, neredeyse hiç değişmemizsin Prudence teyze.
Если бы не твоя юбка. А вы, тетя Пруденс, ни капли не изменились.
- Neredeyse hiç.
- Ну, немного, на самом деле.
- Neredeyse hiç tabii.
- Ну хорошо.
Boş bir odam var, neredeyse hiç kullanmadım.
У меня есть свободная комната, и она редко когда занята.
O kadar iyi öğrendim ki, 20 yıldır neredeyse hiç konuşmadık!
Я это так хорошо усвоил, что мы не разговаривали 20 лет!
Neredeyse hiç değişmemişsin.
Совсем не изменилась.
Neredeyse hiç insan yok. Bir sürü koyun var. Çok seversin.
Там мало людей, но зато полно овец, которых ты так любишь.
Neredeyse hiç konuşmadık.
Я имею в виду, мы почти не разговаривали.
Neredeyse ablamı hiç tanımadığımı düşüneceğim.
Такое впечатление, что я никогда не знала свою сестру.
Ve neredeyse üç gündür onunla hiç konuşmadın.
А ты, за три дня, не сказала ей почти ни одного слова.
Babamı neredeyse hiç görmezdim, onu tanımazdım bile.
Он мало со мной занимался.
Neredeyse hiç. Bir kabarcık.
Кое-что, пупочка.
Matsu yüzünden neredeyse ölesiye çalıştık! Bunu hiç unutamayız!
Из-за Мацу мы чуть не подохли, забыли.
Şimdi neredeyse hiç açlık hissetmiyorum.
Я почти не чувствую голода!
Belki karındır. Boşanma davası açtığından beri hiç aramıyor neredeyse.
- Я развожусь, она мне не звонит.
Demek istediğim... Neredeyse tanımadığım bir babam ve hiç tanımadığım bir annem vardı.
У меня был отец, которого я едва знал, мать, которую я вообще не знал.
Hiç kimse geçmiyordu. Birisi beni görüp, çözdüğünde saat neredeyse dokuz olmuştu.
Как только деньги оказались у него в руках, он заставил меня встать к телеграфному столбу.
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey olmadı 177