English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ Ş ] / Şana

Şana Çeviri Rusça

252,091 parallel translation
Eğer potansiyel bir çalışana "domuz suratlı, sikik burunlu" diyorsa ben bunu "ihtiyacınız olan benim" olarak duyuyorum.
И когда он говорит о потенциальном сотруднике "свиное рыло", я слышу : "Я хочу быть нужным".
Bana başlamam için 20 dakika ver, böylece sana da bir şey olmayacak, başın derde girmeyecek.
"олько дай мне 20 минут форы. " ак ты обезопасишь себ € от непри € тностей.
Benim Amy için sana gelmem gibi mi?
ак € пришла по поводу Ёми?
Wyatt'ın sana haber vermeden makineyi çalmasına hiç şaşırmadım.
ћен € не удивл € ет, что ¬ айет решил украсть "Ўлюпку" тайком.
Sana güvenmem için bana tek bir neden söyle.
ѕочему € вообще должна вам довер € ть?
Özel Kuvvetlerde sana kibar olmayı öğretirler.
Ќу, в спецназе нас учат быть вежливыми.
Sana geldim çünkü bunu nasıl sona erdireceğini bildiğini söyledin.
я пришла, потому что ¬ ы сказали, что можете положить этому конец.
Bu yüzden sanırım sana güvenmek zorundayım.
ѕридЄтс € доверитьс € ¬ ам.
Sana soran olmadı... dostum.
ј теб € никто не спрашивал, при € тель.
Sana bir şey yapmayacağım, sadece yolculuğa çıkacağız.
я теб € не трону, мы просто проедемс €.
Sorun yok, bak sana bir şey yapmayacağım, tamam mı?
Ќе бойс €, € не причиню тебе вреда.
Sana haberlerim var canım benim sen de onun bir parçasısın.
"мен € дл € теб € есть новости. " ы тоже еЄ член.
Bebeğim, sana içecek aldım.
Малыш, я принесла тебе смузи.
Sana bir dans ısmarlayayım.
Позволь мне купить тебе танец.
Sırf malın saf diye sana geliyorum ama sen bana düşük kaliteli, etkisiz, boktan bir şey veriyorsun.
Я имею ввиду, я прихожу к тебе, потому что твой продукт должен быть чистым, а в итоге ты даешь мне эту разбавленную, неэффективную фигню.
Sana güveniyorum.
Э – э... я доверяю тебе.
Aslında o cihazı tercih ettiğin için sana iltifat etmişti.
- Вообще-то, да. Она одобрила твой выбор.
Seni övdüğünü neden sana söyleyeyim?
- Я не должен тебе докладывать о ее похвалах в твой адрес.
Sana hayatının palapasını alacağım.
- Цзянь Янг, мой азиатский брателло, я куплю тебе палапу твоей мечты.
Sana altın yumurtlayan tavuk verdim. Bunun yerine çükünün eğik kıllarını, - Bok dolu, taş dolu, mısır dolu yerlere...
Я привел тебя к золотому руну, а вместо него ты надрал мне лобковых волос с присохшим дерьмом.
Arabaya kadar sana eşlik edeyim.
Провожу тебя до машины.
Pekala Jared, sanırım bana sorduğun şey, sana göre bir işin olup olmadığı.
- Ладно, Джаред. Я правильно понял, ты хочешь работу?
Ben kimim ki bu değerli şirketin hakkında sana öğüt veriyorum.
Кто я такой, чтобы лезть в дела твоей компании?
Konu açılmışken, maliyetimi karşılamak için paran olmadığından Sana şunu öneriyorum :
А поскольку денег на выкуп моей доли нет, вот мое предложение.
Sana önerim, sen aradan çıkmadan senin onların arasına karışman.
Ты примажься, пока тебя не слили.
- Sana yemek getirdim, Neshi.
- Привет! - Я принесла обед, Неши.
Bryce, sana sorulmamasına rağmen belirttiğin görüşler için sana bağırdığımdan dolayı uğrayıp özür dilemek istedim.
- Брайс, я заскочил, чтобы извиниться за то, что мы накричали на тебя за твой очень непрошеный совет.
Jared adına da aynı zamanda. Sana veya kariyer seçimine karşı bir saygısızlık yapmadık, tamam mı?
И, добавлю от Джареда, ты и твой выбор карьеры не вызывает у нас неуважения.
İyi geceler sana.
Спокойной ночи. - Что?
Ben de sana güvenimi göstereceğim.
И я открою тебе кое-что еще.
Senin mahallede takılıyordum da, sana uğrayıp biraz teknoloji konuşabiliriz diye düşündüm. Sonucunda ikimiz de ilgiliyiz.
- Я тут гулял в твоей округе и решил заскочить к тебе, поболтать о технологиях, ведь нам обоим есть что сказать по этой теме.
Sana değil.
Не для тебя.
Söyledim sana Richard, her yaptığım haber oluyor.
Я же сказал, Ричард. Все, что я делаю, - событие.
Bu sana ne çağrıştırıyor?
О чем это говорит?
Eğer sana verseydim, şu kapıdan çıkar, bir daha arkana bakmazdın.
Если бы я отдал его тебе, ты бы вышел в эту дверь, не оглянувшись.
Sana bu kadar zaman ayırdığım için şanslısın.
Скажи спасибо, что трачу на вас свое время.
Sana bir sürü ot verdim.
- Я дал тебе траву. Кучу травы.
Ve bak, büyük bir riskin içine giriyorum, ama bunu sana söyleyeceğim. Eminim içinde, çok derinlerde bunun iyi bir fikir olduğunu biliyorsun.
- Это не мое дело, но я рискну предположить, что в глубине души ты чувствуешь, что это здорово.
Bak, bu kolay olmayacak, çünkü büyük ihtimalle o sana aşık.
Будет непросто, ведь, скорее всего, она влюблена.
Ama bağlanmak için Hooli sana Hoolicon uygulamasını indirtiyor.
Но для этого придется скачать аппку "Холи-Кона".
Sana farazi bir soru sorayım, beyin egzersizi olsun diye.
- Вот тебе одна задачка, теоретическая, по приколу, чтобы ты размяла мозги.
- Hayır, sana bu işte yardım etmeyeceğim.
- Нет. Я с этим помогать не буду.
Sana yemin ederim, işemek için bile aşağı indiğini duyarsam, senin kıçına da tekmeyi vururum.
И если выйдешь в коридор, пусть даже в сортир, ты выкатишься отсюда на собственной жопе. Ясно?
Ne oldu ki sana?
Хакнули? Вас? Почему ты так решил?
Sana söz.
Клянусь.
Yüksek ihtimalle sana şirketin raydan çıktığını düşündürmüştür, ancak seni temin ederim ki çok basit bir açıklaması var.
Возможно, она создала у тебя впечатление, что дела в компании пришли в беспорядок, но уверяю, что этому есть очень простое объяснение.
- Bunu sana anlatmaya çalıştım ama sen "Git başımdan anne" dedin.
- Что за? .. - Я пытался донести это до тебя, но ты сказал : "Отвянь, мамочка".
Sana şeyi bildirmek için arıyordum...
- Привет.
Sana zahmet vermek istemiyoruz.
Мы не хотим вас утруждать.
Richard, sana söyledim. Şu anda hiç uygun bir zaman değil.
Ричард, я же говорил, сейчас неподходящий момент.
Söyledim sana. Neredeyse kovulmak üzereyim zaten.
Я же говорил, меня самого могут уволить.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]