English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A light

A light translate Turkish

13,291 parallel translation
A light.
Işığı.
A light was flashing right down river.
Nehrin aşağısından bir ışık çaktı.
So you saw a light.
Demek bir ışık gördün.
But there is a light in you so bright, it makes me feel like the man I wish I was...
Ama içinde öyle bir ışık vardı ki bana kendimi olmak istediğim adam gibi hissettiriyordu.
You're gonna light up a whole motel?
Bütün moteli ateşe mi vereceksin?
I mean, you're gonna light up a whole motel.
Bütün moteli ateşe vereceksin?
We could add a light show.
Işık gösterisi bile olabilir.
Can I have a light, darling?
Ateşin var mı sevgilim?
♪ A light in hand ♪
# Elimde bir ışık #
You got a light?
Ateş var mı?
And now the very same traitorous wretch who silenced my fellows seeks once again to remove a secret before it can be brought to light.
Ve fısıldayan şeytan arkadaşlarıma yaptığı gibi bugün de sırları olanların peşine düştü.
There was a flash of light.
- Işık patlaması olmuştu.
So silver nitrate creates a flash of light.
Yani gümüş nitrat ışık patlaması yaratıyor.
Oh, one who remains hidden... whose destiny is to reign over all... light a pathway to your glory.
Gizli olan her kimse eninde sonunda onun hükmü sürecek. Zaferin için yolunu aydınlat.
I think I can get the S.T.A.R. Labs satellite to scan for any irregular solar radiation emissions and we can find Doctor Light's light.
S.T.A.R. Labs uydularını anormal solar radyasyonu yayılmalarını araması için ayarlayabilirim böylelikle Doktor Light'ın ışığını bulabiliriz.
- Could be a trap. Barry, trust me, Doctor Light is not a killer.
İnan bana Barry, Doktor Light katil değil.
What if Light didn't even realize that she had a doppelganger here until I accidentally told her?
Ben kazara adını söyleyene kadar Light burada bir görsel ikizi olduğunu bilmiyorsa ya?
Show Light what that means.
Light'a bunun ne demek olduğunu göster.
Light, you got a second?
- Light, zamanın var mı?
We got some business to attend to a few light minutes south of here.
Güneye doğru birkaç ışık dakikası uzakta bir işimiz var.
Oh, great. Just a hop, skip, and an 800-light-year jump.
Harika. 800 ışık yılı yürüme mesafesinde sadece.
There's a giant replica of my head, and every episode, the eyes light up with dollar signs, confetti shoots out of the ears, then I somersault out the mouth.
Kafamın dev bir maketi var. Her bölümde gözlerinde dolar işareti yanıyor kulaklardan konfeti çıkıyor ve ağzından ben çıkıyorum.
Maybe it's a good thing that Doctor Light is gone.
Belki de Doktor Light'in gitmesi iyi bir şeydir.
All right, all right, all right, look. It's a bit complicated, but we're not going after Doctor Light right now.
Bu biraz karmaşık ama şu anda Doktor Light'ın peşine düşemeyiz.
We have a green light.
Onay aldık.
Over the long centuries, I would dream of you, my bright light in an ocean of darkness, a kindred whose despair mirrored my own and whose love brought me a joy I had not felt and have never felt since.
Yüzyıllar boyunca seni hayal ettim karanlık okyanustaki parlak ışığım umutsuzluğu benimkine benzeyen bir soy ve aşkı hayatımın hiç bir döneminde hissetmediğim bir neşe veren kişi.
We have a green light?
- Onay aldık mı?
We have a green light.
- Aldık.
I'll light a cigarette.
Ben bir sigara yakmak olacak.
What this city needs is someone willing to stand up in the light of day, not a guy lurking around in the shadows.
Bu şehrin ihtiyacı olan şey gün ışığında dimdik duracak birisi gölgelerde saklanan birisi değil.
I want you to wait till nightfall to light a fire.
Ateş yakmak için gece yarısına kadar beklemen lazım.
Watching a human reject the light and embrace depravity... Yes, well, that's where the gratification really is.
İnsanların ışığı değil de günahkarlığı seçmesi gerçek memnuniyet bu şekilde oluyor.
Can't fight a faceless enemy who lives in the shadows unless we drag them out into the light.
Yüzü olmayan düşmanlarla gölgede savaşamayız tabi ışığa çıkarmazsak.
Let's take this son of a bitch down in the light of day.
Bu orospu evladını gündüz gözüyle indirelim.
So all of us are here to light a candle together.
Bu yüzden herkes ışık yakmak için burada.
Full-spectrum light, emf meter, and a thermal camera, courtesy of uncle Fred's graduation money.
- Tam spektrumlu ışık, EMF ölçer ve termal kamera. Fred Amca'nın verdiği mezuniyet parasıyla alındı.
Damon : Well, you didn't think Dad was a monster at first, but somewhere along the way, this little warning light started blinking
Babamı başta bir canavar olarak düşünmedin ama o yolculukta bir yerde şu uyarı lambası yanmaya başladı...
They cast you in a very unflattering light.
Seni çok kötü gösteriyor.
Light-kun is...
- Light'a bakın.
You still suspect him, don't you? Don't mention the second Kira to Light-kun.
Light'a ikinci KİRA'dan bahsetmeyin.
Light-kun. It's been a while.
- Light, uzun zaman oldu.
Then your suspicions of Light-kun... There's a 99 % chance that he's innocent.
- O zaman Light hakkındaki şüphelerin...
I searched every inch of the prison to find any clue that might shed light on these communications, but I couldn't find a thing.
Bu iletişime ışık tutacak bir ipucu bulma ümidiyle Cezaevi'nin her köşesini aradım... -... ama hiçbir şey bulamadım.
That shines a shady light.
Entrika olduğu gün gibi açığa çıkar.
But I will build a beacon on the hill. You will escape and light the fire.
Ancak kaçtığın zaman yakman için tepeye bir işaret ateşi yaptıracağım.
Hmm. A little light reading?
- Kitap mı okuyorsun?
Take a cloth rag and make a wick, light it up and throw.
Bir bez parçası alıp fitil yapın ateşe verip fırlatın.
We've got Trisha, Tasha, Krystal with a "K," and Crystal Light'cause she's much skinnier than Fat Crystal who we just call Crys.
Bunlar Trisha, Tasha, Krystal "K" ile ve Zayıf Crystal çünkü o çok daha sıska sonra Şişman Crystal ki biz ona kısaca Crys diyoruz.
And toward a car that doesn't have the "check engine" light on.
Ve "motoru kontrol edin" ışığı yanmayan bir arabaya doğru.
These remains are admittedly fascinating, but I must remind everyone that we are examining them in order to shed light on a more recent set of remains.
Bu kalıntılar kabul etmeliyim ki çok etkileyici ancak hatırlatmam gerekir ki önce günümüze daha yakın olan kalıntıları incelememiz gerekiyor.
Perhaps you can think of this in a more positive light.
İyi yönünden bakabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]