English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Ain't ya

Ain't ya translate Turkish

1,515 parallel translation
So tell your boys to stop shooting... or you ain't getting shit.
Ya adamlarına ateşi kesmelerini söyle..... ya da istediğini alamazsın.
Gave Sue a bell, he ain't there neither.
Sue'ya da baktım. Ona da gitmemiş.
That's why you out here in the desert, ain't ya?
Bu yüzden bu çöldesin değil mi?
But you do run across them from time to time like folks with six fingers on a hand or eyes that ain't the same color.
Ama zaman zaman onlara rastlarsin... ... alti parmakli ya da gözleri farkli renk olanlar gibi.
It ain't you or Ellen.
Mesele, sen ya da Ellen değil.
Course, I can't say I seen London, and I never been to France, and I ain't never seen no queen in her damned undies, as the fella says.
Elbette, Londra'yı gördüğümü söyleyemem, Fransa'ya da hiç gitmedim... Adamın dediği gibi, gezip, görmediğim yer kalmadı da diyemem...
Trust me, lady, it ain't any better out there!
- Güven bana dışarıya çıkmak istmezsin
You ain't going down there.
Aşağıya sen inmeyeceksin.
Either there ain't no God... or there is a God and He don't care that you're lookin'for Him.
Ya Tanrı aslında yok ya da Tanrı var ama senin O'nu aramanı umursamıyor.
You're gonna have a problem carrying on, ain't ya?
Devam edemiyeceksin yani öyle mi?
He ain't sick or nothing, is he?
Hasta filan değil ya.
This ain't gonna be no Toronto, Joe. I promise you that.
Bu Toronto'ya benzemeyecek.
- You ain't up for it today, Joe?
- Meksika'ya gideriz.
So that mean I ain't getting suspended?
Tek çalışma yöntemim bu. Yani bu askıya alınmıyorum mu demek?
Ain't that the truth!
Doğru değil mi ya!
Come get it now. I ain't taking it easy on you.
Hadi bakalım, işini kolaylaştıracak değilim ya!
Hey, what if she ain't in the phone book?
Hey, ya adı telefon rehberinde kayıtlı değilse?
And I'm sorry that the Cold War is over and all you little masters - of-the-universe CIA types got no work over in Afghanistan or Russia or Iran or whatever the hell it is, but this ain't the Middle East.
Soğuk savaş sona erdiği için üzgünüm. CIA ile olan ilişkilerinizin bitmesine de üzüldüm. Afganistan ya da Rusya ya da başka bir cehennemde. rahat hareket ettiğinizi ben de çok iyi biliyorum.
I already told you I ain't taking'... no dying'nigra to the goddamn farm!
Allah Allah! Ölmek üzere olan bir zenciyi çiftliğe götürmeyeceğimi sana söylemiştim ya!
He ain't gonna bite you if he's dead, is he?
Ölü birinin sizi ısıracak hali yok ya! Var mı?
Ain't gonna bite ya.
Seni ısırmaz korkma.
You ain't blaming that back there on me.
Olanlardan beni suçlamıyorsun ya.
Oh, you're a rough one, ain't ya?
Sert bir kızsın demek.
your mamas ain't here to help ya.
Burada size ananız bile yardım edemez.
This ain't the one that you and me die on.
Bu, senin ya da benim ölebileceğimiz bir görev değil.
Without what he knows, you ain't gonna need any vaccine.
Çünkü onun bildikleri olmazsa bir aşıya ihtiyacın olmayacak.
Gosh. He ain't in there, huh?
Tanrım, burada değil ya?
Ain't nobody gonna mess with ya tonight.
Bu gece kimse sizinle uğraşmayacak.
You really are in a bad way, ain't ya?
Gerçekten durumun kötü, değil mi?
She ain't got but a five-foot garden fence.
Beş ayaklık bir çiti yok ya...
Where I'm from, either you're number one, or you ain't sh...!
Ya 1 numarasın ya da bir b.. değilsin.
Don't go, cos she ain't interested in you or what picture you wanna see.
Gitme. Çünkü o seninle ya da hangi filmi görmek istediğinle ilgilenmiyor.
- Either you're with it or you ain't.
- Ya yaparsın ya yapamazsın.
I ain't no Midnight Cowboy or anything like that.
Ben bir Midnight Cowboy ya da onun gibi bir şey değilim.
Take it or leave it. I ain't got all day.
Kabul et ya da etme, bütün gün bekleyemem.
I guess you guys are in trouble, then, ain't ya?
O zaman başınız bir miktar dertte.
He ain't Malcolm or Martin... but if you get your ass whupped by the cops, he's the guy to call.
Malcolm ya da Martin değil... ama polisten dayak yiyince arayacağınız kişi odur.
It ain't behind the refrigerator or under the bed.
Buzdolabının arkası, ya da yatağın altı olmaz.
Granpa, I ain't hungry!
Dede, aç değilim ya! sen eve gitsene!
I ain't taking the old man off your hands.
İhtiyarı banasatamazsın. Hadi ya, Rich.
He ain't coming back anytime soon.
Geri dönecek değil ya.
I ain't bullshittin'with you. Either you call your men off Hodges, or this motherfucker's dead and you're next.
Çok ciddiyim, ya hemen şimdi adamlarını çekersin ya da bu köpek ölür ve sıra sana gelir.
You're on diet pills, ain't ya?
- Diyet hapları alıyorsun değil mi?
I told you, the shit ain't mine.
Söyledim ya, silah benim değil.
He ain't duckin'ya.
Kaçmıyor.
That ain't no magic flute.
Sihirli flüt falan değil ki bu. Bırak ya.
What if it ain't him? What if it's someone else?
Ve birşey daha, ya başka birisi ise?
He ain't over at AS Plaza buying lipstick or whatever you girls do there. Please.
O AS Plaza'ya gidip te ruj alıp veya siz kızlar ne yapıyorsanız yapamaz.
She ain't been seeing nobody, has she?
Başkasıyla çıkmıyor ya?
You're too smart or too stupid, but ain't happening.
Ya fazla akıllısın, ya fazla aptal, ama olmuyor işte.
They ain't got no lakes or rivers?
Philadelphia'da göl ya da nehir yok mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]