Almost home translate Turkish
504 parallel translation
We're almost home, all right The finish line's now in sight
Neredeyse ulaştık yuvamıza Haydi asıl pedala daha fazla
It's almost home for you
Senin memleketin gibi.
- We're almost home.
- Neredeyse eve geldik.
We're almost home.
Neredeyse vardık.
We're almost home now.
Eve neredeyse vardık sayılır.
You're almost home.
Eve varmana az kaldı.
Boys, we're almost home.
Beyler, neredeyse geldik.
We're almost home.
Neredeyse evdeyiz.
Are we almost home?
Eve yaklaştık mı?
Almost home.
Neredeyse evdeyiz.
Aren't we almost home?
Eve ne kadar kaldı?
Boys, we're almost home.
Çocuklar, neredeyse geldik.
I'm almost home.
Eve vardım sayılır.
I hope Wilby got my message, because we are almost home.
Umarım Wilby mesajımı almıştır çünkü neredeyse vardık.
You're almost home.
Neredeyse evdeyiz.
Almost home free, sis.
Eve varmak üzereyim, kardeş.
And slowly I recognised... the road, the lake..... and a nursing home where I spent some weeks recovering... .. almost 40 years ago.
Yavaş yavaş o yolu, gölü ve neredeyse 40 yıl önce birkaç haftalık tedavi için kaldığım özel kliniği hatırlayıverdim.
For almost 12 years, Kurt went to work every morning and came home to me every night and we lived modestly and happily.
12 yıl boyunca Kurt her sabah işe gitti ve her akşam evine geldi ve mütevazi ve mutlu bir şekilde yaşadık.
- You'd almost think he was in his own home.
- Waldo. - Nerdeyse kendi evindeymiş sanacaksınız.
I almost said, "You oughta see my bride " that's waiting home for me tonight. "
Neredeyse, "Bu gece, beni evde bekleyen" gelinimi görmelisiniz! " diyecektim.
Why, it'll be like back home... almost.
Bize evdeymişiz duygusu verecek... neredeyse.
It's almost like home.
Aynen evde gibisin.
I was in the British Honduras, I made my fare back home... and almost enough over to cure me of the fever I'd caught.
Britanya Hondurası'ndaydım, evime dönecek parayı kazandım. Yakalandığım hastalıktan beni kurtaracak parayı.
Almost broke up our home.
Neredeyse yuvamızı dağıtacaktı.
The wonderful people of New Zealand loved the kids in green and to us, well, it was almost like home.
Yeni Zelanda'nın güzel insanları yeşilli çocuklara bayıldı ve bizim için, aynı evdeymişiz gibiydi.
And I almost don't get back home.
Evet. Eve zor döndüm.
And look, Mother, an ormolu clock almost exactly like ours at home.
Bak, anne bir altın kaplama saat. Kesinlikle bizim evdekine benziyor.
I almost came home.
Neredeyse eve geliyordum.
I almost gave up hope of ever doing my own work, in my own home, and having my own land.
Kendi evimde, kendi işimi yapma ve kendi toprağıma sahip olma umudumu neredeyse yitiriyordum.
We're almost always at home.
Hep evdeyiz sayılır.
When he's not home, he's almost the perfect man.
Evde olmadığında mükemmel bir adam.
Lassiter,... it's been almost a year since your wife and your daughter... No no, you listen Don't you think I know what it means to a man come home and find his wife and child dead?
Lassiter,... Karın ve kızın öleli nerdeyse bir yıl oldu...
Yes, we might almost be in a museum at home.
Bir ev müzesinde bile olabiliriz.
Brother Xu has left home for almost half a year
Birader Xu, neredeyse 6 aydır uzaktaydınız
- It'll be almost 8 before I get home.
Ona dikkat et.
I sleep less, I could almost go home.
Az uyuyorum, neredeyse eve gidebilirim.
I almost gave up on you, figured you'd gone home.
Neredeyse ümidi kesmiştim. Eve döndüğünü sandım.
It's almost as if I were at home.
Bu gün için güzel başlangıç.
I don't know why I almost feel like I've come home again.
Neden bilmiyorum ama kendimi eve dönmüş gibi hissediyorum.
The look almost like the nobility at home.
Memleketteki soylu sınıfı gibi görünüyorlar.
And you said it was almost as pretty as it was at home at Duvemala.
Duvemala'daki yerimiz kadar güzel demiştin.
If the battle front and the home front really get down to it this year, we can get the thing almost finished, we can get it so tight, that next year we just topple it over.
Hem içeride hem dışarıda, eğer bu yıl başarılı olabilirsek işi hemen hemen bitirmiş düşmanı zor duruma sokmuş olacağız. Ertesi yıl da yere sereceğiz.
You've been coming home late for almost a week now.
Bir haftadır eve geç geliyorsun.
His intention was to make for Holland almost the only neutral country in Europe, in those times and thence to get a passage home, somehow.
Niyeti Hollanda'ya... o sıralarda Avrupa'nın tek tarafsız ülkesine gitmek... oradan da eve dönmenin bir yolunu bulmaktı.
I almost went to your home.
Neredeyse evine gidiyordum.
Nuclear weapons have almost become a home handicraft industry.
Nükleer silahlar neredeyse ev üretimi olacak hale geldi..
They made peace when they had almost won and returned home.
Neredeyse galip gelmek üzereyken barış yaptılar. Ve topraklarına geri döndüler.
Now, almost two years outward bound from home, one hundred and thirty-three days from her last landfall... ( THUNDER )
Şu an, neredeyse iki yıldır evinden uzakta, ve en son yüz otuz üç gün önce karaya yanaşmıştı...
Yesterday, the girl returned home, beaten almost to death.
Kız dün, ölesiye dövülmüş halde evine dönmüş.
Dinner's almost ready. Make yourself at home.
Yemek oldu sayılır, rahatına bak.
What a misfortune, we almost had to stay home.
Ne aksilik, az kalsın gelemiyorduk.
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
home dad 33
homeless guy 17
home away from home for diplomats 21
almost 1689
almost there 654
almost done 207
almost ready 58
almost never 35
almost got it 57
almost every day 22
homeless guy 17
home away from home for diplomats 21
almost 1689
almost there 654
almost done 207
almost ready 58
almost never 35
almost got it 57
almost every day 22