An innocent man translate Turkish
982 parallel translation
In Scotland Yard they teach you never to arrest an innocent man.
- Ben! Scotland Yard'da "Suçsuz birinin" tutuklanamayacağını öğretmediler mi?
Now that you're here, I feel again like an innocent man.
Sen geldin ya, yeniden masum bir adam gibi hissediyorum kendimi.
And speaking of words, I'd like to say a few about the injustice... of keeping an innocent man locked up for three months... in such filth and heat and ill-feeding that my chief regret is I didn't try... to pull down the filthy fellow that sits on the throne.
Doğru kelime deyince, adaletsizlikle ilgili bir kaç şey söylemek isterim masum bir adamı üç ay hapis tutmak öylesine pis, soğuk bir yerde aç ve susuz bırakarak. Pişmanlığım şudur ki tahtta oturan aşağılık dostumu indirmeye çalışmamak.
You're not going to send an innocent man to the gallows.
Masum bir adamı darağacına gönderemezsiniz. Neden olmasın?
If you admit your crime now I'll stage it so that your confession will come as a complete surprise. One of those last minute affairs to clear an innocent man.
Eğer suçunuzu şimdi itiraf ederseniz itirafınızı, suçsuz bir adamı temize çıkarmak için yaptığınız şu son dakika olaylarından biri olarak ayarlayacağım.
Then I'm afraid I'll have to send an innocent man to Siberia.
Öyleyse korkarım, masum bir adamı Sibirya'ya göndermek zorunda kalacağım.
I wonder what sort of telegrams we'll get when it's known that Wilson was an innocent man.
Bakalım Wilson'un masum olduğu anlaşılınca nasıl telgraflar alacağız.
But no one can dare defend the lynching of an innocent man.
Hele suçsuz birinin linç edilmesini kimse savunamaz.
While in the meantime, the defendant Frederick Garrett peaceably armed with an ax, destroyed the efforts of the officials to save the life of an innocent man. The enlarged stop action...
Bu sırada davalı Frederick Garrett masum bir insanın hayatını kurtarmaya çalışan yetkililerin çabalarını huzur içinde baltalıyor.
" What does it matter if an innocent man is undergoing torture on Devil's Island?
" Masum adamın biri Şeytan Adası'nda ızdırap çekiyorsa n'olmuş?
Not only is an innocent man crying out for justice but more.
Sadece masum bir adamın mı adalet için haykırdığını sanıyorsunuz? Hayır fazlası.
The condemnation of an innocent man induced the acquittal of a guilty man.
Masum birinin suçlu bulunması suçlu bir adamı masum gösterdi.
Every time I think we saved an innocent man from a living death.
Hep masum bir adamı kurtardığımızı düşündüm.
It's fun to see an innocent man die, isn't it?
Masum birinin öldüđünü görmek eđlenceli, deđil mi?
Trying to hang an innocent man to win an election, eh?
Seçimi kazanmak için masum birini asacaktın.
Killing is one thing, but letting an innocent man die —
Öldürmek başka, masum bir adamın ölmesine izin vermek başka.
Only a selfish brute would let an innocent man die.
Sadece bencil bir zalim masum birinin ölmesine müsaade eder.
When I talked to Frank in Denver... I was thinking only of an innocent man condemned to death.
Denver'de Frank ile konuştuğumda ölüme mahkum edilmiş masum bir adamı düşünüyordum sadece.
- You're taking an innocent man's life.
- Masum birini öldüreceksiniz.
But Dilg doesn't want me. He says an innocent man doesn't need a lawyer.
Ama Dilg, masum birine avukat gerekmez diyor.
You wouldn't... kill an innocent man, would you?
Masum bir adamı öldürmezsin, değil mi?
Only a fool or an innocent man would have stuck to that alibi.
Sadece bir aptal ya da masum insan böyle bir iddiaya bağlı kalır.
Picking on an innocent man!
Masum bir adama yükleniyorsunuz!
He was an innocent man on trial for his life.
İdamı söz konu olan masum biriydi.
You've convicted an innocent man!
Masum bir adamı mahkum ediyorsunuz!
If there's one thing we know it's that an innocent man always denies the crime, loud and often.
Deneyimlerimizden iyi biliriz, masum insanlar suçlarını hep inkar ederler.
My testimony sent an innocent man to the gallows.
Masum bir adam benim tanıklığımla darağacına gitti.
Like she got me to send an innocent man to the gallows.
Tıpkı beni masum bir adamı darağacına göndermeye zorladığı gibi.
And you'd rob a woman, kill an innocent man to destroy them?
masum birini öldürmek için öldürür müsün?
All about wrecking an innocent man's life.
Masum bir insanın hayatı mahvolacaktı.
Because he's trying to frame an innocent man to save his own hide.
Çünkü kendi pisliğini kapatmak için masum bir adama iftira atıyor.
You got a soft spot for an innocent man?
Masum insanlara karşı yufka yürekli misin?
No such thing as an innocent man.
Masum insan yoktur.
Recently, I read of an innocent man who found himself in serious difficulty... because, although he claimed he had been watching a movie... while the crime in question was being committed... his vagueness about details of the picture... caused police to be suspicious.
Kısa bir süre önce, suç işlenirken bir film seyretmekte olduğunu iddia etmesine rağmen filmin detayları hakkında kesin konuşamadığı için polisin şüphelenmesine neden olan masum bir adamın hikayesini okudum.
It's nothing for an innocent man to worry about.
Masumsanız, telaşlanacak bir şey yok.
An innocent man has nothing to fear.
Masumsanız korkacak bir şey yok.
I know a big man like you wouldn't want to send an innocent man...
Biliyorum senin gibi büyük bir adam masum birini... göndermek istemez.
I can't let an innocent man go to the chair knowing somebody else did it.
Başkasının yaptığını bilerek masum birinin idama gitmesine izin veremem.
Simply that this little weapon helped to execute an innocent man.
Basitçe, bu küçük silah masum bir adamın idamına yardım etti.
An innocent man has been in jail for almost a year.
Masum bir adam neredeyse bir yıldır hapiste.
He murdered an innocent man!
Masum bir adamı öldürdü!
He murdered an innocent man!
Katil! Katil!
An innocent man?
Masum birini mi?
An innocent man accused of dishonesty, on the verge of a breakdown when he was released.
Yolsuzlukla suçlanan, masum bir adam serbest bırakıldığında ruhen çökme eşiğine gelmiş.
Maybe you wanted some practise in fooling an innocent man.
Suçsuz insanlarla eğlendiniz.
There's an innocent man in prison.
Hapiste masum bir adam var.
- They can't hang an innocent man!
- Masum birini asamazlar!
Tell me, is it more important for you to kill a man... than to save the life of an innocent one?
Söylesene, bir adamı öldürmek masum birinin hayatını kurtarmaktan daha mı önemli senin için?
Given that Colin is innocent, the servant has an alibi and the blind man is incapable of committing a crime, I see only one possible suspect.
Colin masum olunca, hizmetçinin sağlam delilleri bulununca kör adamı hariç tutunca, tek bir suçlu kişi görüyorum.
It is my duty as an American citizen to believe a man innocent until he's been proved guilty.
Bir Amerikan vatandaşı olarak benim sorumluluğum bir adamın suçu kanıtlanana kadar onun masum olduğuna inanmak.
We may be in France, but I'm still an American. A man is innocent until he's proved guilty.
Fransa'da olabiliriz ama yine de bir insan suçu kanıtlanana kadar masumdur.
manchester 63
mango 28
manson 44
mandy 503
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manual 26
mango 28
manson 44
mandy 503
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manual 26