An off translate Turkish
7,017 parallel translation
Following an off the beaten path, where the echoes are clear.
Dayak bir yol izleyerek, Yankıların temiz olduğu yer
She doesn't really have an off switch, does she? Yeah.
Kendini hiç durduramıyor, değil mi?
Like pushing an off button. Well, stabbing an off button that's located behind someone's eye, using the handle of a paintbrush.
Daha doğrusu birinin gözünün arkasında bulunan kapama düğmesine boya fırçasıyla ölümcül bir darbe almış.
In terms of your leadership abilities, I'm concerned that you have an off-putting style.
Liderlik yeteneklerine gelince korkarım çok itici bir tutumun var.
He's been playing us off each other from the start. And he's still alive. Because people don't just vanish, not on an island this size.
Başından beri bizimle oynuyor ve hâlâ hayatta çünkü insanlar bu büyüklükteki bir adada ortadan yok olmazlar.
In ancient times, there was an Atikapan warrior who was killed in battle without honor, and when his spirit rose, it peeled off the skin of his barbarian enemies, and the sun burned them until... their insides were crisp.
Eskiden, savaşta haince öldürülen bir Atikapan savaşçısı varmış. Ruhu dirildiğinde barbar düşmanlarının derisini soymuş. Sonra da güneş iç organları kavrulana kadar yakmış.
Wouldn't take no for an answer, so I... I picked up a big fucking bowie knife off the display.
Hayır cevabını kabul etmez bu yüzden ben de vitrinden kahrolası büyük bir av bıçağını kaptım.
An overzealous whore in Manchukuo chewed off my left testicle before I cut off her head and had my way with her.
Manchukuo'da fazla ateşli bir fahişe sol testisimi ısırıp kopardı, ben de onun kafasını kesip bir güzel becerdim.
It's just... you know, we're a little tired, it's been a long day, there's a pharmacy worth of drugs wearing off on most of us right now, and I just think as a family, we just need a little time to chill.
Bu sadece... bilirsin, biz biraz yorulduk, uzun bir gün oldu, şu an da çok fazla ilaç almış haldeyiz, bir eczane değerinde, ve ben ailemi düşünüyorum, bizim serinleyecek bir zamana ihtiyacımız var.
I have asked you thrice now for a towel, so that I may wash this town off my body.
Şu an sana bir havluyu üçüncü kez soruyorum, yani bu vücudumu kasabanın dışında yıkayabilirim demek.
Once Mark's engines shut off, we'll know our intercept point and velocity.
Mark'ın motorları kapatıldığı an kesişme noktasını ve hızımızı öğreneceğiz.
But I feel obliged to mention that setting off an explosive device in a spacecraft is a terrible terrible idea.
Belki ama bir uzay aracında patlayıcı madde kullanmanın korkunç bir fikir olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Most of our key people were already at the embassy at a social function when it was sealed off.
Önemli adamlarımızın çoğu mühürlenme anında elçilikteki bir sosyal etkinlikteymiş.
I have to break things off with Anton.
Ama şu an yapamam.
They drove me to an airport. And, put me on a plane, took me off the plane.
Beni havaalanına götürüp bir uçağa bindirdiler, sonra o uçaktan indirdiler.
Well, I mean, we have an unemployed and very pissed off systems guy, who very publicly threatened to skullfuck our whole system.
Yanisi işsiz kalmış ve acayip öfkeli bir sistem elemanı var. Herkesin önünde sistemimizi ters yatırıp düz sikmekle tehdit etti.
This is an old way to show-off your brawn.
Kaslarınızı göstermenin eski şekli bu.
You getting your face ripped off by bikers and me stuck in an elevator with, hold please, what's your name?
Yüzünüzü bisikletçileri tarafından sökük. Ve bana bir asansörde sıkışmış, lütfen tutun, Adınız ne?
Well, you could always dust something off, do one of your old numbers, you know?
Eski numaralarından birini her an yapabilirsin, anlarsın ya?
The relay on the rooftop, it has an override switch, we can turn it off from there.
Çatıdaki rölede aşırı yükleme düğmesi var oradan kapatabiliriz.
It's best we cut this off right now.
Şu an buna bir ara vermemiz en iyisi.
My brief time running an elevator during my college days might now pay off.
Ve öğrenciyken uğraştığım asansörcülük işi bana borcunu ödemeliydi.
When he took off his head gear...
Başlığını çıkardığı an...
Finally having an American boyfriend pays off.
Amerikalı bir erkek ardaşım olması sonunda işe yaradı.
We will not live off crumbs from an Englishman's table!
İngilizlerin masasındaki ekmek kırıklarıyla yaşamayacağız!
Right,'cause I was coming off an anaesthetic, I didn't know where the fuck I was.
Çünkü anesteziden çıkmıştım... ve nerede olduğumu bilmiyordum.
Psychiatrists, many of you in this room, predicted that only one person in a thousand would deliver the shocks across the board, an estimate that was off by a factor of 500.
Psikiyatristler, bu odadakilerin çoğu, 500 volta kadar sınırlanmış bir tahminle bin kişiden birinin levhaya şok ileteceğini öngördüler.
I'm off to Java House to meet Trad for an espresso.
Trad'le bir espresso içmek için Java House'a gidiyorum.
I don't think making it off her couch was an issue.
Yataktan kalkmada sorun yaşadığını sanmıyorum.
Do whatever, just get off the island!
Bir an önce gidin adadan!
Jumping off a cliff is not an ending.
- Uçurumdan atlamak bir son değildir.
- You are so off-base right now.
- Şu an çok yanlış yoldasın.
You know that Walter is watching us right now and he is laughing his ass off.
Biliyorsunuz Walter şu an bizi izliyor ve götüyle gülüyor.
Jimmy cut off his hands to pay for an attorney.
Jimmy avukat parasını ödeyebilmek için ellerini kesmiş.
What do you want to do? Off the top of my head, I guess my ideal proposal might be a multiplatform media experience, an action movie with explosive graphics, fast cars, and a hero with one mission- - to propose to his lady.
Hatırladığım kadarıyla hayalimdeki evlilik teklifi tam bir medya bombardımanı, görselliğe doyum olmayan bir aksiyon filmi ve sevgilisine evlilik teklif etmekten başka görevi olmayan kahramanımızın hızlı arabalarla dolu macerasıydı.
It's pretty cool how she can just turn that on and off like that.
Şöyle anında aç / kapa yapabilmesi süper ya.
I'll protect her myself. And an easier time I'll have of it without you running off sharing secrets with every motley member of your brethren.
Gidip de kurt kardeşlerine her sırrımızı yetiştirmezsen bunu daha rahat yapacağım.
- And you're not gonna be an idiot and drive all across town to drop Jessica off - and then come back over here. - I wasn't the only one who was drinking.
- Ve aptallık yapıp da Jessica'yı bırakmak için onca yolu gidip buraya dönmeyeceksin.
I could probably drive us right off the road at any second.
Bizi her an yol çıkışına sürebilirim.
I mean, we're gonna be all right,'cause they usually give us an hour and a half when we run an errand off camp.
Yani, sorun olmayacak çünkü hapishanenin dışında bir işimiz olduğunda bize bir buçuk saat verirler.
- No. I'm asking because we put an innocent man in jail and I'm assuming Annalise wouldn't do that without a plan in place to get him off, right?
Bunu sormamın nedeni masum birini hapse attırdık ve Annalise'in onu çıkarmak için bir planı olmadan bu işe kalkışmayacağını düşünüyorum, öyle değil mi?
First guy in history to fuck the pants off an SD safe.
SD kasasını çözebilen ilk insan.
- Should be dropped off in half an hour.
- Yarım saat içinde gelir.
Well, it was really more of an excuse to drink good wine... and show off our french.
Daha ziyade şarap içip fransızcamızla hava atmak için bir fırsattı tabii.
She broke things off, you couldn't take no for an answer.
Sonra aranız bozuldu. Sen de reddedilmeyi kabul edemedin.
There's an old fire escape - - runs off the back,
Eski bir yangın çıkışı var. Arka tarafa açılıyor.
Frankly, we've worked very hard to stave off an arrest after the misunderstanding about your camping trip.
Açıkçası, tutuklamayı engellemek için çok çalıştık. O kamp maceranızdan sonraki yanlış anlaşılma sebebiyle savcı kaçabilecek konumda olduğunuzu düşündü.
A woman with a bunch of kids and she got off the train at the stop before this one, and her daughter was left by herself on the train, so I'm with that kid now on the platform.
Yanında bir sürü çocuk olan bir kadın vardı ve buradan bir durak önce indi. Kızı tek başına metroda kaldı ve şu an o çocukla birlikte perondayım.
Ah, an Irishman's never drunk as long as he can hold on to one blade of grass and not fall off the face of the earth.
Bir İrlandalı ottan tutunup da dünya yüzeyinden düşmediği sürece asla sarhoş sayılmaz.
And when I get you off, I'm the guy that got an acquittal for kid-killer Ben Crawford,
Ve seni dışarı çıkarttığımda, çocuk katili Ben Crawford'ı temize çıkaran kişi ben olacağım.
A man had his legs blown off. An American citizen.
Bir Amerikan vatandaşı patlamada bacaklarını kaybetti.
an officer 26
an office 18
off we go 156
office 169
offer 51
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
offspring 19
an office 18
off we go 156
office 169
offer 51
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
offside 18
off the grid 28
officer down 213
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
offside 18
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
off with his head 28
off i go 35
off you go then 21
off to bed 51
off you go now 22
officer reagan 31
official business 23
off and on 34
off point 28
off with his head 28
off i go 35
off you go then 21
off to bed 51
off you go now 22
officer reagan 31
official business 23
off and on 34
off point 28