English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And dinner

And dinner translate Turkish

8,849 parallel translation
The Christmas tree, and dinner on Christmas day?
Yılbaşı ağacı ve Yılbaşı günü yemeği?
Anyway, and then your mom graciously invited me over to... - You finished? -... dinner.
Sonra da annen nezaket göstererek yemeğe davet etti.
I've no time for dinner, and neither do you.
Ne benim ne de senin akşam yemeği için vaktimiz yok.
Oh my God, I have been calling you every fucking day and saying, "Hey, do you want to come have dinner?" I'm sorry that...
Aman Tanrım, seni her gün arıyorum ve "Hey, yemeğe gelmek ister misin?" diye soruyorum. - Özür dilerim...
As of tomorrow, every night after training it's dinner and homework with Mama. Even if you're tired.
Pekâlâ, yarından itibaren, antrenmandan sonra yemek yiyip annenle ödev yapacaksın yorgun olsan bile.
So Annie and I invite him to dinner.
Annie ve ben onu akşam yemeğine davet ettik.
I have been out to dinner two times in my life and... I was scared to death both times.
Hayatımda iki defa dışarıya yemeğe çıktım ve ve ikisinde de ölümüne korkmuştum.
I am having dinner tonight with Diana and her parents, and I feel the need for a little... fortification.
Bu akşam Diana ve ailesi ile yemek yiyeceğim ve bunun için biraz takviyeye ihtiyacım var.
Dinner and... Shoes.
Yemek ve ayakkabılar.
Why don't you get the girls dinner and play housewife for a while?
Kızları yemeğe götürüp, ev hanımı rolünü biraz da senin üstlenmene ne dersin?
And then we're going to have dinner, and then we're going to go to bed.
Sonra yemek yiyip yatarız.
If I had bought new shoes for you I couldn't have afforded food... and we would've had to eat your shoes for dinner.
Eğer yeni bir ayakkabı alırsam, sana yemek alamam, yemekte ayakkabıları mı yiyeceksin?
Going back and forth during dinner, he would have had time to put something into Mr Marston's drink.
Akşam yemeği için gidip gelirken Bay Marston'ın içkisine bir şey koyacak zaman bulmuş olabilir.
Preparing juice for lunch, and leafy greens for dinner.
Öğle yemeği için meyve suyu yapıp, akşam da yeşil yapraklıları yiyeceğim.
Playtime, and we sit down for dinner in an hour.
Oyun zamanı, bir saate kadar yemeğe oturuyoruz.
I guess I could pick up a brisket tomorrow and start it for dinner Thursday.
Perşembe günkü yemek için yarın göğüs eti alayım bari.
Then we've got dinner with Joe and Donna on Friday.
Cumaya da Joe ve Donna ile yemeğe çıkacağız.
Oh... and eat you for dinner.
Sonra da oturup afiyetle yiyeceğim.
So at dinner, when my father said that he wrote the song and you just took dictation, why did you back him up?
Babam yemekte, sözleri onun söylediğini... senin de yazdığını söyledi, neden onu korudun?
I stopped by to see the kids, found them here alone, so I decided to stay and have dinner with them.
Çocukları görmek için uğradım, geldiğimde yalnızlardı ben de kalıp onlarla beraber akşam yemeği yiyeyim dedim.
Thad and I will take Josh and you out to dinner.
Thad'le, Josh ve seni bu akşam yemeğe çıkaracağız.
Okay, this is that moment when Daddy's about to hit Mommy at the dinner table, so I'm gonna go ahead and excuse myself.
Pekala, babacığın anneciği yemek masasına yatırdığı an bu an. Yani ben izin isteyip kaçıyorum.
I must have took an early dinner and crashed out.
Akşam yemeğini erkenden yedim ve koltukta sızıvermişim.
I have to get home and make the sweet pea dinner.
Eve gitmeli ve akşam yemeği için güzel bir bezelye yemeği pişirmeliyim.
Spare the piss for the time being. If you're free, my wife and I would love to have you for dinner.
Şimdilik makarayı boş verin ; eğer vaktiniz varsa eşimle sizi yemeğe almak isteriz.
Let's say you skip your band practice tonight and have dinner with the old man?
Diyelim ki sizin bant uygulaması bu gece atlamak ve yaşlı adam ile akşam yemeği var diyelim?
He had this weird fetishistic thing and he started to tie me up and then I was, like, you know what let's have some dinner first or at least a snack.
Garip fetişiztik şeyleri vardı ve beni bağlamaya başladı. ve şey gibiydim... Herneyse.
See, there was like a Christmas dinner thing with, like, the eating of his family and a burning of the house down.
- Bir Noel yemeğinde ailesini yiyip evi de ateşe verdi.
Go out to dinner, rent a hotel room. Just you and me.
Yemeğe çıkalım, oda kiralayalım.
( TRUFFAUT CONTINUES SPEAKING ) That is to say, to speak with an actor the evening after dinner, and then create the dialogue in the night with the words which he himself has been using from his own vocabulary.
Sahneden önceki akşam oyuncuyla bir araya gelirim ve gece oyuncunun kendi kullandığı kelimelerle diyalogları yazarım.
I invite you to dinner and you never come.
Seni yemeğe davet ettim, ama sen hiç gelmedin.
So now I have to have my lunch on my coffee break and coffee at dinner.
O yüzden kahve molamda öğle yemeği yeyip akşam yemeğinde de kahvemi içmem gerekiyor.
Hear me out... for any normal person, a breakfast,... a lunch and a dinner these three meals is all that is needed to smoothly do the job next morning but they... on an average go once in three days!
Dinle, herhangi normal biri için kahvaltı, öğle ve akşam yemeği bu üç öğün ertesi sabahın işini sorunsuz yapmak için gerekli. Ama onlar ortalama üç günde bir gidiyorlar!
I figure we could drive down and then maybe afterward we could stick around and have dinner.
- Arabayla gidersek yemeğe de gidebiliriz.
Call Lee at Nation Daily and invite him to dinner.
Ulus Gazetesi'nden Lee Gang Hee'yi arayıp akşam yemeğine davet et.
You get the enemy when they're relaxed and making dinner or feeding their babies.
Düşmanın gevşeyip yemek hazırladığı ya da... bebeklerini yedirdiği anı seçersin.
We stood in the darkness 20 feet away while they talked and smoked and made dinner.
Onlar muhabbet edip sigaralarını içerken ve yemek yaparken... biz karanlıkta, altı metre ötede dikiliyorduk.
And Mr. Gray will certainly be a charming dinner companion.
Bay Gray'in büyüleyici bir kavalye olacağına da eminim.
So I want you to go to dinner and recommend that they hire an in-house senior marketing man.
Yani akşam yemeğine çıkıp onlara kurum içi üst düzey bir pazarlamacı tutmalarını tavsiye etmeni istiyorum.
You can have lunch in New York and be back for dinner.
Öğle yemeğini New York'ta akşam yemeğini de evinde yiyebilirsin yani.
I have a dinner with a potential client and I'd love for you to join me.
Potansiyeli olan bir müşteriyle akşam yemeğim var ve bana katılman çok iyi olur.
Then I ask you to dinner, miss a very important meeting, and you have other plans?
Sonra önemli bir toplantıyı boş verip seninle akşam yemeği ayarlıyorum ama senin başka planların çıkıyor?
And we're gonna have dinner on Saturday night.
Cumartesi akşamı güzel bir akşam yemeği yiyeceğiz.
We're looking forward to a great conversation and a good dinner.
Güzel bir yemek ve sohbetle akşamı geçirmeyi dört gözle bekliyoruz.
This is the worst thing that's ever happened to me, and I once had dinner with Guy Fieri.
Bu şimdiye kadar başıma gelen en kötü şey ki bir keresinde Guy Fieri'yle akşam yemeğine çıkmış insanım ben.
You know how you and I have a dinner tonight with my new clients and their wives?
Biliyorsun, bu akşam müşterilerimle ve onların eşleriyle yemeğimiz var.
[Sighs] And there goes dinner.
Ve yemek gider.
To dinner... and beyond!
Yemek ve ötesine!
No matter what age you are, it's always nice to meet new people, go out to dinner, see a movie, and, yes, sometimes to be romantic.
Yaşının hiç önemi yok her zaman yeni insanlarla tanışır, yemeğe çıkar, film izler ve evet, bazen romantik de olabilirsin.
Well, I planned a dinner for me, Grayson, and my dad.
Grayson ve babamla yemek planlamıştım.
We went to dinner and I took her to a movie, that whole thing, and then, we had sex.
Yemeğe çıktık ve onu sinemaya götürdüm sonra seviştik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]