English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And dad

And dad translate Turkish

22,323 parallel translation
We should be looking at what happened to his mom and dad.
Bakmamız gereken anne ve babasının başına gelenler.
We'll be mom and dad.
Anne ve baba olacağız.
Wait, what the hell's the deal with Mom and Dad, man?
Annemle babama ne oluyor böyle?
Mom and Dad are like Brooks Dunn, you know?
Annemle babam Brooks ve Dunn gibiler.
How did you always get Mom and Dad to do what you wanted?
İstediğin bir şeyi annemle babama her zaman nasıl yaptırıyorsun?
I need Mom and Dad to lend Cindy's family $ 700 or they're gonna move away.
Annemler babamın Cindy'nin ailesine 700 dolar borç vermesi lazım yoksa taşınacaklar.
I just don't know why Mom and Dad won't help me with this.
Annem ve babam neden yardımcı olmuyorlar anlamıyorum.
Well here's the thing about Mom and Dad... I think, for the most part, they want to make us happy...
Annem ve babama gelirsek, çoğunlukla bizi mutlu etmek istiyorlar.
I was reading this letter that Mom and Dad wrote you while you were in space.
Sen uzaydayken annem ve babamın sana yazdığı mektubu okuyordum.
I mean, you were all that Mom and Dad talked about.
Annem ve babam hep senden bahsederdi.
My dad won't budge, and I'm all out of fixes for crap situations, which, by the way, could have been avoided if you weren't in such a hurry to open this place and-
Ne yapabilirim? Babam takmıyor. Benim de boktan durumlar için çözümlerim bitti.
Uh, your dad's not here right now, but I'll make sure to get these to the manager, and we'll see you, urn... when you start.
Baban şu an burada değil ama bunları yöneticiye ulaştıracağım. Başladığın zaman görüşürüz.
In 1945, when the English betrayed us and sold us out to the partisans, my dad pulled Rukavina out of the line of prisoners at Dravograd.
1945'te, İngilizler bize ihanet ettiğinde ve bizi çetelere sattığında babam, Rukavina'yı, Dravograd'taki hapisten çıkarmış.
Rukavina swam across the river and escaped to Austria, but dad couldn't swim so he returned to Zagreb and hid in the Dominican monastery until 1951.
Rukavina, nehiri yüzerek geçip Avusturya'ya gitmiş ama babam yüzememiş ve Zagreb'e geri dönmüş ve 1951 yılına kadar Dominikan manastırında saklanmış.
I can't do it in this condition and for two days dad...
- Bu durumdayken yapamam ve babam iki gündür...
When mom and I would visit dad in prison you, the cops, would strip us both naked.
Annemle birlikte, hapisteki babamı ziyarete gittiğimizde, siz, polisler, bizi çırılçıplak soydunuz.
I fed and cleaned your dad.
Babanı doyurdum ve temizledim.
When I first started working here and found my dad's old monster workshop,
Burada ilk çalışmaya başladığımda babamın eski canavar atölyesini buldum.
I decided to try and help Mr. Brickton in the studio by showing him how relevant Dad's old characters still are.
Oradakileri denemeye ve bay Brickton'un stüdyosuna yardım etmeye karar verdim. Babamın eski karakterlerine de hala ne kadar da ilgi duyduğunu ona ispatladım.
"Yeah, and did you see how he slammed his dad's hand in the tailgate?"
"Babasının elini bagaj kapısına nasıl sıkıştırdığını da gördünüz mü?"
And who's gonna wash up as a professional football player... and then have to move back home with his dad, and then find out that his girlfriend is dating someone from the band?
Peki, profesyonel futbolcu olarak miadını doldurup... baba evine dönmek zorunda kalan... ve kız arkadaşının... müzik grubundan biriyle çıktığını öğrenen kim olacak?
Look, Dad, if there's no guarantee it's gonna work, we should save the money and not do it.
Baba, madem işe yarayacağı kesin değil... para cebimizde kalsın, yapmayalım.
And just to prove a point, I'll stay out here with you, Dad.
Kendimi ispatlamak için burada seninle kalacağım baba.
I know you came here to be Michelle or Hillary or RBG, and I came here to be my dad, right?
Buraya Michelle ya da Hillary ya da RBG olmak için geldiğini biliyorum, ben de buraya babam gibi olmak için geldim.
He called me when I was with my dad, and he told me that you tried to kill him.
Beni, babamı görmeye gittiğimde aradı ve senin kendisini öldürmeye çalıştığını söyledi.
Just last I heard, Frank killed Wes'dad, and now he's working for A.K. again, so do we like Frank...
Sadece son duyduğumda Frank Wes'in babasını öldürmüştü ve şimdi yine Annalise için çalışıyor.
Like my dad and me?
Babam ve ben gibi mi?
Just give me a reason why I shouldn't do like my dad and fucking shoot myself.
Babam gibi kendimi vurmamam için bir sebep ver.
And so, as sort of a father, I would say... it's not the worst, you know, to be a dad.
Bir nevi baba olarak şunu söyleyebilirim ki o kadar da kötü değil yani baba olmak.
No, Dad, you weren't there, but Mom was and so was Lucas.
Gelmedin baba. Ama annem ve Lucas oradaydı.
I know you love your dad, and he loved us, he did, but he had his own difficulties.
Babanı sevdiğini biliyorum. O da bizi sevdi, gerçekten. Ama kendi sıkıntıları vardı.
I bite the bullet and I tell my dad about you, then you ghost?
Sonucu göze alıp babama senden bahsettim ve yok mu oldun yani?
- No, no. Eli and his dad have a complicated relationship.
Eli ve babasının karmaşık bir geçmişi var.
Also, your dad called and left you a message.
Ayrıca, baban aradı ve sana bir mesaj bıraktı.
It was intense, and I didn't know it was your dad.
Oldukça gerginlerdi, ve baban olduğunu bilmiyordum.
Even my dad is sick of her, and he's about as fun as Ebola.
Babam bıkıp usansa bile, o da Ebola gibi davranır.
My dad was a seagull, just squawking and shitting everywhere.
Benim babam martıydı viyak viyak bağırıp her yere sıçıyordu.
No way was Deran's dad a killer whale - and mine was a goddamn bird. - Sorry.
Hayatta Deran'ın babası katil balinayken benimki lanet bir kuş olamaz.
Your dad and I had a nice catch-up before he zonked out.
Baban bilincini yitirmeden önce seninle ve onunla güzel bir şey yakalamıştık.
Do you know how many times you made me suck it up and go talk to my dad?
Kaç kare yalakalık yapıp beni babamla konuşmaya gönderdiğini hatırlıyor musun?
And her dad.
- Evet ve babasını da.
It's pretty hilarious that, uh, Baz and my dad are suddenly best buds.
Oldukça komik yalnız, Baz'in ve babamın birden kanka olması.
I need you and your dad to stay away from my family.
Babanla ailemden uzak durmanız gerek.
Nicky, her dad, and... my mom.
Nicky'yi, babasını ve annemi.
- I was talking to my dad, and... - Shh!
Babamla konuşuyordum ve...
I was talking to my dad, and a bug...
Babamla konuşuyordum ve böceğin biri...
So if Capone's ledger is anywhere, it's probably at his primary speakeasy, the Chelsea Club, so Ray and I will go to the Bureau, assemble Ness's team, lead him to bust the place up,
Capone'un muhasebe defteri büyük ihtimalle gizli içki dükkanı mekanı Chelsea Club'dadır. Bu yüzden Ray ve ben Büro'ya gideceğiz. Ness'in ekibini toplayıp mekanı basarak defteri alacağız.
This is why you've been acting so weird lately... trying to get me and my dad talking again, tricking all of us into dinner tonight... because you're keeping something from us.
Bu yüzden öyle garip davranıyordun, beni babamla barıştırmaya çalıştın yemeğe gelmemiz için bize yalan söyledin... Çünkü sakladığın bir şeyler var.
- After your not-so-subtle reaction when you first met me... Harry told me all that happened with Zoom and your mom and your dad, so I decided
- Beni ilk gördüğünde verdiğin pek de gizleyemediğin tepkiden sonra Harry bana Zoom'u, anneni, babanı falan anlattı.
I lived with her and my dad.
Onunla ve babamla yaşadım.
We got along in that other life, my dad and I, didn't we?
O diğer hayatta babamla ben anlaşıyorduk, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]