And down translate Turkish
73,369 parallel translation
Whoever the fuck you are, stand down and let her speak.
Dinlenmesi gerek. Her kimseniz kenarda durun da Çavuş konuşsun.
We should jump up and down.
Bir aşağı bir yukarı zıplamalıyız.
Because I also want to jump up and down.
Çünkü ben de zıplamak istiyorum.
One of the witnesses followed him around the block, and down the street, but lost him in the traffic.
Tanıklardan biri blok boyunca onu takip etmiş ve sokağın aşağısında trafikte kaybetmiş.
If I win, Boyd goes down, and we celebrate on the podium together.
Kazanırsam Boyd dibi görürse tebrikleri beraber kutlarız.
Well, then those corporate clowns can come down here and tell them themselves.
O halde o kurumsal palyaçolar buraya gelebilir Ve kendilerine söyle.
Kinda sad and sorry the way things went down between you two.
Kinda sad and sorry... böyle olması biraz üzücüydü.
Yeah, everybody said that that dog was sour. And the old man should have him put down.
Herkes köpeğin hırçın olduğunu ve ihtiyarın onu uyutması gerektiğini söylermiş.
Best guess, 20 to 25 men in riot gear are making their way through the prison... using smoke bombs, electrified shields, and, when necessary, bullets to take down every person in here.
Muhtemelen isyan bastırma teçhizatlı 20, 25 adam cezaevine girmiş, sis bombası, elektrikli kalkan ve gerektiğinde mermi kullanarak herkesi etkisiz hâle getirmeye çalışıyordur.
Yeah, sounds better than waiting for them to throw a bomb down here and blow us all up.
İçeriye bomba atıp hepimizi havaya uçurmalarını beklemekten iyidir.
You get that we about to be mowed down like some lawn gnomes and it's your fault, right?
Bizi çim gibi biçmek üzereler ve hepsi senin suçun, farkında mısın?
Up into the ceiling, so the little balls explode and the capsaicin rains down on your target.
Tavana ateş edeceksin ki küçük toplar patlayıp hedefinin üzerine biber gazı yağdırsın.
"She kept a silent, cold house and slowly whittled my grandfather down to a nub"?
Sessiz, soğuk bir evi vardı ve dedemi zamanla eritip bitirdi.
- and when he bends down, I snap.
- ve eğildiğinde, kapanıyorum.
Clean out your office and report down there in the morning.
Masanı topla ve sabah oraya..... rapor ver.
So I kept my head down and did my work, which is how I recovered the VIP and saved this bloc.
Kafamı eğip, işimi yaptım. Bu sayede VİP'yi bulup, bloğu kurtardım.
Look, Doc, our boys played Little League together, which is the only reason I didn't come with an APC and an assault team, break your door down, and have them drag you out of here in front of your family.
Bak, doktor. Oğullarımız küçükler liginde beraber oynadı. Buraya saldırı timi ile gelip, kapını kırıp seni ailenin önünde sürükleyerek dışarı çıkarmamamın tek sebebi budur.
And here's the kicker... that old Apollo recording was counting down to something, to a very specific moment.
Olay şu, eski Apollo kaydı bir şey için geri sayıyordu,... önceden belirlenmiş bir an için.
Lock down the prisoners and find Jenkins.
Mahkumları kapatıp Jenkins'i bulun.
We're under a lot of heat, and it's not doing any good sitting in a box down here.
Hepimiz çok gerginiz ve burada yeraltında olmak işimizi kolaylaştırmıyor.
So, I guess we just drive down to Kimble County and ask to talk to this... Tammy.
O zaman arabayla Kimble İlçesi'ne gidip şu Tammy'yle konuşmak istediğimizi söyleyeceğiz.
That's like Aquaman moving to Phoenix. You know, Lenny, seeing Homer acting responsible... oh, Aquaman to Phoenix, I just got that... uh, makes me want to buckle down and do my job.
Biliyor musun Lenny, Homer'ın sorumlu davrandığı görünce bir de, Aquaman'in Phoenix'e taşınması derken bana da işimi yapma isteği geldi.
What you must do is return your children to this camp and face down their demons.
Yapmanız gereken şey, o kampa geri dönüp çocuklarınızın korkularıyla yüzleşmesi.
Send me a free tub of Stuf and I'll shut down my Web site.
Bana bir küvet dolusu bedava Stuff yollayın ben de web sitemi kapatayım.
Then we go there, find it and shut it down.
Oraya gitmeli ve protomolekülü bulup yok etmeliyiz.
I'm gonna take the Roci and mosey on down to the dark side of Ganymede.
Bu dikkat dağınıklığını kullanarak Roci ve Mosey'i, Ganymede'nin karanlık tarafına götürebilirim.
- What if this time, perpetuating the cycle and continuing down the wrong path, and protecting a broken system, isn't what's best for society?
- Bu sefer çevrimi sürdürecek olursa Ve yanlış yolu izlemeye devam ederek, Ve kırık bir sistemi korumak,
Even though an educated black man in a three piece suit right here in the good slate of Texas can't run down the street without possibly being mistaken for a criminal and shot down like a dog?
Üç parçalı bir eğitimli siyah adam Teksas'ın iyi durumda burada Caddeden aşağı koşamazsın
You might have a nice house and sit on the bowls club committee, but when it comes down to it, we're just two cheeks on the same arse.
Güzel bir evin kuka kulübü komitesinde bir koltuğun olabilir. Ama aşağı indiğimizde aynı kıçın yanaklarıyız.
He went down to the mere to take readings and said he'd pick me up later.
Bataklığa gitti, ölçümler yapacaktı ve sonra beni almaya gelecekti.
Yeah, well, someone's going down for the North Precinct attack, and that's not gonna be me.
Evet, birisi kuzey bölgesine saldırmanın bedelini ödeyecek, ve bu ben olmayacağım.
Yeah, well, someone's going down for killing Bonaparte, and it's not gonna be me.
Evet, birisi Bonaparte'ı öldürmenin bedelini ödeyecek, ve bu ben olmayacağım.
It surfaced in the late 19th century when people started moving to big cities and living on top of each other in these massive apartment buildings, where night after night after night they had this shared experience where the tenants would hear their neighbors, like, by the thousands, come home after work, sit down, take off one shoe, drop it on the floor, right?
19 yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış insanlar büyük şehirlere taşınmaya ve bu devasa binalarda altlı üstlü yaşamaya başladığında her gece ve her gece kiracıların, yüzlerce kez komşularının işten gelmesini, oturmasını ayakkabılarından birini çıkarıp yere bıraktığı deneyimini yaşadıkları, değil mi?
Well, Paul and Haley said baby Auggie was coming down with a fever.
Paul ve Haley, Auggie bebeğin biraz ateşi olduğunu söyledi.
Hey, Dan, let's try and keep it down in your room.
Hey, Dan, odanda uslu durmaya çalış.
Nick, Eve must've fallen down and hit her head last night, or maybe sometime this morning, I don't know.
Nick, Eve dün gece düşmüş başını vurmuş. Ya da belki bu sabah bilmiyorum.
After what it did to Rosalee, I'm fine to chop it down and cut it into firewood.
Rosalee'ye yaptıklarından sonra, onu parçalara ayırmak iyidir. Ve yakacak odun kesti.
We can sit Diana down, and we can talk about those symbols.
Diana'yla oturup bu sembollerden konuşabiliriz.
And who's going down in the tunnel with him?
Ve onunla tünele kim iniyor?
Two officers down, Southeast 3rd and Main.
İki subay aşağı, Güneydoğu 3. ve Ana.
If he wished for an easy life, he'd do well to keep his head down and his mouth shut.
Sorunsuz bir hayat istiyorsa, başını eğip çenesini kapatsa iyi olur.
I'll be keeping my head down and my mouth shut.
Beladan uzak durmalı ve çenemi kapalı tutmalıyım.
And I'll slit yer throat if ye don't pipe down!
Sesini kesmezsen gırtlağını keserim!
Shake down the guests, we kill the engine, and then we get away clean.
Konukları yerleştireceğiz, motoru durduracağız ve sonra da tertemiz çıkacağız.
I'm gonna track these guys down, and I'll be in touch.
Bu adamları takip edeceğim ve irtibata geçerim.
You fought Goliath, and you took him down.
Goliath ile savaştın, ve onu alaşağı ettin.
Put down the gun and give your daughter her father back.
Silahı bırak ve kızına babasını geri ver.
So she shifted her weight and stepped gently down the step.
Bu yüzden kendini bıraktı ve merdivenlerden aşağı kaydı gitti.
And if I shoot you, then your men will gun us down.
Ve seni öldürürsem adamların hepimizi kurşuna dizer.
And now that he's gone, you know, it may feel like we'll never be able to say some of the things that we always wanted to say to him, but I know that, deep down... underneath it all that...
Hep ona söylemek istediklerimizi artık öldüğü için söyleyemeyeceğiz gibi gelebilir fakat derinlerde, kalben Turdhole bizi seviyordu.
When your plane went down, all I had to do was get rid of Dad and the money was mine.
Uçağın düştüğünde tek yapmam gereken babamdan kurtulmaktı ve sonra para benim olacaktı.
and down here 16
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down in one 23
down now 22
down to 41
down in front 26
downing street 23
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down in one 23
down now 22
down to 41
down in front 26
downing street 23