English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And how

And how translate Turkish

74,387 parallel translation
- And how would you have me respond?
- Peki sen nasıl davranmamı isterdin?
And how long, exactly, am I to play battery?
Peki ne kadar süre batarya rolü yapacağım?
And how much for the meds?
İlaçlar ne kadar?
And how'd they fare after the war?
Savaştan sonra âdil davrandılar mı?
And I knew how to keep my mouth shut, and how to follow orders.
Hem de çenemi nasıl kapalı tutacağımı ve emirlere itaat etmeyi de bilirdim.
I heard about your little humanitarian crusade, and how you massacred a bunch of defenseless clippers.
- Derdin ne senin? - Küçük insancıl savaşını ve bir grup savunmasız kırpıcıyı nasıl katlettiğini duydum.
And how we can't live double lives.
Ayrı hayatlar yaşayamayacağımızdan.
And how did you come by that book?
– O kitabı nasıl aldın?
The question of what it is to be an American, the very essence of American-ness, how we choose to lead our lives, open and free, is on the line.
Amerikalı olmanın ne demek olduğu meselesi. Amerikalılığın özü. Açık ve özgür bir yaşam sürme seçimimiz tehlike altında.
Okay, but speaking for Governor Olmstead and maybe all of our bosses, how can we be sure that these measures won't discourage everyone from getting to the polls?
Vali Olmstead ve tüm patronlarımız adına konuşacak olursak, bunun herkesi oy kullanmaktan caydırmayacağından nasıl emin olabiliriz?
I say to each and every one of you... tell me how we can help.
Her birinize ayrı ayrı soruyorum. Nasıl yardımcı olabiliriz?
And you know that how?
Nasıl olduğunu öğrenmek ister misin?
So how am I borderline comatose, and you're Little Miss Sunshine?
Öyleyse ben nasil baygin oluyorum ve sen bu sekilde ayaktasin?
This totem represents that power, and the only way to figure out how to heal him is to channel it, which will give it access to me.
Bu totem gücü temsil ediyor, ve onu iyilestirmenin tek yolu onu kanalize etmektir, bu bana erisim imkani verecek.
And all I could think about was how I wish I had told you the truth.
Ve sadece sana gerçeği söylemek istediğimi düşünebildim.
How about we skip the criticism and just focus on what we're looking for?
Eleştiriyi başka zaman bırakıp işimize odaklansak olmaz mı?
And now, how far he's fallen.
Şimdi ne kadar da düşmüş.
Uh, do you know how long it's been since I got to dress up and drink free booze?
Süslenip bedava içki içmeyeli ne kadar oldu biliyor musun?
How about you and your fancy jacket and tie go straight to...
Peki ya senin ve süslü ceketin kıravatının cehenneme...
I'd like to figure out how we can put our problems to bed, once and for all.
Sorunlarımızı nasıl yatmaya göndeririz, çözmek isterim. Tek seferde, sonsuza dek.
And that's how the Hollow was born.
Ve bu da Hollow'un doğuşu.
I know that, and I know how you handle threats.
Biliyorum ve tehditleri nasıl hallettiğini de biliyorum.
how it's happening, and JD said that he was turned away from seeing your father.
JD, babanı görmeden geri çevrildiğini söyledi.
How much for seeing him and everything today?
Ona bakmak ve diğer şeyler ne kadar?
How long does it take to fry, poach and scramble some damn eggs?
Yumurta pişirmek, haşlamak ve karıştırmak ne kadar uzun sürebilir?
How are we supposed to get our demands met, and justice for P, if they think we a bunch of animals?
Hayvan olduğumuzu düşünürlerse taleplerimizi ve P için adaleti nasıl sağlarız?
How do you plan on getting to his fingers when you're in here, in a riot, and he's out there, with no charges against him?
Sen burada bir isyanın içinde, o ise aleyhinde hiçbir suçlama olmadan dışarıdayken nasıl koz kullanmayı düşünüyorsun?
And show him how he's really done people wrong.
İnsanlara nasıl yanlış yaptığını gösterelim.
So, um, if that's a unit right there, I will take that big one, and I will deal with whatever's on the inside of it for... how about 75 bucks a month?
Şuradaki kocaman depo müsaitse kiralamaya talibim ve içindeki eşyalar da benim sorumluluğumda olur. Aylık 75 papel uygun mudur?
Who knows how much pain and misery he's caused?
Kim bilir ne acılar, ne sıkıntılar çektirmiştir?
And when I do, he'll tell me exactly how and where the cartels are laundering that money, at which point I'll seize it. All of it.
Bindiğimde de kartelin para aklama işini nasıl ve nerede yaptığını tüm detaylarıyla anlatacak.
Okay, good.'Cause I've got this friend and he is looking for an answer, or statistics, really, on how often carriers deny claims if there's any suspicion that the policy holder has committed suicide.
Tamam, iyi. Çünkü bir arkadaşım var ve poliçe sahibinin intihar ettiğine dair bir şüphe bulunması durumunda poliçeyi düzenleyen firmaların kesin ya da istatistiki olarak hangi sıklıkta sigorta taleplerini geri çevirdiklerini araştırıyor.
And when he finally stood on top of the world, you know how long it was for?
Ve nihayet dünyanın tepesinde durduğunda, Ne kadar sürdü biliyor musun?
And the... and the girls ask how we know each other. Clay looks at them with a straight face and says,
Ve... ve kızlar birbirimizi neredentanıdığımızı sorunca Clay onlara düz bir ifadeyle bakıp şöyle dedi...
And then... and then, and then he goes on to tell a story, a history lesson about how the Moors were black and they invaded, raped, and pillaged Sicily.
Sonra da bit hikaye anlatmaya başladı Moroların nasıl siyah oldukları ile ilgili ve Sicilyayı işgal edip, tecavüz edip yerleştikleriyle ilgili.
And, uh, I asked him how does he get up in front of all these drunks and, uh, make them laugh at the most embarrassing, shameful, painful moments of his life.
Ve ona sordum, bunca sarhoşun karşısına çıkıp da kendisiyle ilgili en utanç verici mahçup edici anıları anlatıp onları nasıl güldürmeyi nasıl başarıyorsun?
I will tell you why, so that I would sleep through it and they could make jokes about how long I slept, like, "Oh, nice of you to join us", you lazy, unsuccessful loser. "
Sana nedenini söyleyeyim. Uyuduğum için yiyemeyeceğim ve ne kadar çok uyuduğumla ilgili laf sokabilecekler. "Nihayet bize katılabilmen çok güzel seni tembel, başarısız ezik." gibi.
All right, two bottles of that to start, and then how we feeling about apps?
- Atıştırmalık bir şeylere ne dersiniz?
My mother taught me how to sew and to cook.
Annem bana dikiş ile yemek yapmayı öğretmişti.
Now, how's about next time you do the shootin', and I'll go ride for help?
Bir dahaki sefere çatışmaya sen girersin ben de yardım çağırmaya giderim.
Like, how are you allowed to blow something up and not get into trouble?
Gibi, nasıl bir şey havaya uçurmak için izin verilir ve belaya değil?
And all of this took how long?
Ve tüm bu ne kadar sürdü?
You'd best make friends with them because there's loads of them, and they're the only ones who know how anything works.
Bunlardan bir sürü var çünkü iyi, onlarla arkadaş olur ve onlar şey nasıl çalıştığını biliyorum yalnızca biz değiliz.
And that's not how it is.
- Hiç de öyle yapmıyoruz ayrıca!
How do you get up and go to work?
Sabahları kalkıp işe gitmeyi nasıl başarabiliyorsun?
We were getting killed out here, couldn't make a dime. And then your dad figures out how we could come away with $ 50k a race on the triple.
Neredeyse iflas edecektik cebimizde kuruş kalmamıştı ki baban bir yarışta 50 bin kazanmanın yolunu buldu.
And the amount of pressure people feel can be understood by how frequently these bumps happen.
İnsanların hissettiği basınç miktarı da o çarpmaların sıklığına göre anlaşılabilir.
No. How tireless I must be. How strong and cold to have the slimmest hope of being taken seriously.
... ciddiye alınma umudu için ne kadar çalışmam gerektiğini ne kadar dayanıklı, güçlü ve soğukkanlı olmam gerektiğini anlamaya çalışmadın!
I teach public school kids how to write and produce their own plays.
Devlet okuluna giden çocuklara kendi oyunlarını yazıp sahnelemeyi öğretiyorum.
Do you know how many form letter rejections I've gotten from lesser-known theater companies and fellowships this year?
Bu sene kaç tane, daha az bilinen tiyatro topluluğu ve kulübünden basmakalıp ret mektubu aldım biliyor musun?
I don't get it, how one minute we can be in love, and the next minute we're less than strangers.
Bir dakika önce sevgiliyken, bir dakika sonra nasıl birer yabancı olabiliyoruz, anlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]