Another hour translate Turkish
1,021 parallel translation
Then I see no reason to delay our departure another hour.
O zaman bir saat sonra yola çıkmamızda bir sakınca yok.
Sire, I accuse these impostors of the foulest and most loathsome crime against the crown, and I demand, that they be given the full measure of your righteous wrath, and shall be disposed of before another hour is past.
Majeste, bu sahtekarları, en pis ve en iğrenç suçla, tahta karşı gelmekle suçluyorum, ve haklı öfkenizin, onlar hakkında tam bir yargıya varmasını ve zaman kaybetmeden, bertaraf edilmelerini talep ediyorum.
Another hour of language studies, Your Majesty. Hungarian.
Bir saat daha lisan öğretisi var, Majesteleri.
In about another hour or so, I'm gonna find out.
Bir saat kadar sonra, ne olduğunu bulacağım.
Look, Fontaine, inside another hour we stop at Richmond.
Bak, Fontaine, bir sonraki saatte Richmond'da duracağız.
She should live... another hour and a half.
Bir buçuk saat daha dayanacak.
Can't you stay another hour?
Bir saat daha kalamaz mısın?
It would take, what, another hour.
Bu da bir saatimizi alır.
Another hour and they'd have had you confessing to germ warfare in Laos.
Bir saat daha geçse, Laos'da biyolojik savaş çıkarttım diyecektin.
The lake's only another hour.
Göl artık uzak değil. Sadece yaklaşık bir saat, hepsi bu.
Anyway, he couldn't have made it another hour.
Hiçbir şekilde bir saatten fazla hayatta kalamazdı.
In another hour.
Bir saati var.
The streetcar doesn't run for another hour.
Çünkü tramvaya daha bir saat var.
- We have work to do- - - Of course you're right, but... - couldn't we just rest for another hour and- -
• Çalışmamız gerekiyor - • tabii ki haklısın, fakat... • diğer işler için biraz daha dinlenmeliyiz -
- Another hour, maybe two.
- Bir saat falan.
The Enterprise won't be within range for another hour.
Enterprise, bir saat daha erişim alanı dâhilinde olmayacak.
Another hour.
- Spock? - Bir saat daha var.
We can maintain thrust for another hour and 15 minutes.
Bir saat 15 dakika daha ileriye gitmeye devam edebiliriz.
I think this rain's gonna last another hour.
Fena yağıyor, bence en az bir saat sürer.
And we're back for another hour of National Focus, your obedient servant, Fielding Chase, ready to chat with the brightest of you.
Yaz sonuna değin onu tekrar söylemeyeceğine söz vermiştin, onu ben enine boyuna düşününceye kadar değil. Demek ben bir yalancıyım. Kendimi tutamıyorum.
And we're back for another hour with Senator Gordon Madison, who, by his own admission, faces stiff opposition in his re-election bid.
Hayatın boyunca Theresa'nın ölümünün senin hatan olduğunu düşünüyor olacaksın, değil mi? Çünkü yaptığım şeyi bana sen yaptırdın. Defol buradan Haydi, çık dışarı!
- Maybe another hour.
- Bir saat kadar.
They've got to hold for at least another hour.
Onları en az bir saat tutmamız gerekir.
Let's play another hour.
Bir tur daha oynayalım.
I'll have you in the water in another hour.
Bir saat sonra sudayız.
We'll be in the station in another hour.
- İstasyonda yarım saat kalacağız.
I'm afraid you've still got another hour.
Daha 1 saat bekleyeceğiz.
I'd make a clean exit, but my train doesn't leave for another hour.
Hızlı bir çıkış yapardım, ama trenim bir saat sonra kalkıyor.
- Couldn't you stay another hour?
- Bir saat daha kalamaz mısın? - Hayır.
An hour ago, I sent for another portion but got only the ice cream.
Bir saat önce bir porsiyon daha istedim ama sadece dondurma geldi.
He's got another eight-hour session in half an hour, sir.
Yarım saat sonra, sekiz saatlik bir seansı daha var.
Fine, I don't know in two hours, but you're not until for another half hour!
Tamam, bilmiyorum ama yarım saat erken geldin!
About an hour earlier that same Saturday afternoon in September... In another part of the city...
Aynı Eylül gününde, yaklaşık bir saat kadar önce... şehrin başka bir bölgesinde...
Keep their heads down for another half hour... and you leave the rest to Allison.
Yarım saat daha saklandıkları yerde kalsınlar. Gerisini Allison halleder.
We got another good hour of daylight left.
- Daha güneş batmadı!
We need an hour and a quarter to make another hole, when we're on the other side at least two hours with the circular saw, look at the time...
Başka bir delik için bir saat uğraşmamız lazım. Öbür tarafta da en az iki saat gerek, döner testere için..
Once again, I wish to welcome you to Alfred Hitchcock Presents for another half hour of group therapy.
Bir kez daha, bir başka yarım saatlik gurup tedavisi için Alfred Hitchcock Sunar'a hoş geldiniz demek istiyorum.
Isn't there another auspicious hour, at ten?
Onda yeni bir uğurlu saat yok mu?
If that headache ain't gone in an hour's time, you take another aspirin.
Baş ağrın bir saat içinde geçmesse bir tane daha aspirin al.
Foot soldiers may. Feed the others, care for their horses, and tell them there'll be another march within the hour.
- Askerler dinlensin,... yemeklerini yesinler, atlarını temizlesinler bir saat sonra yola çıkacağımızı söyle.
Not another half hour.
Yarım saat bile kalamazsın!
He'll be in class another, uh hour and a half.
Yaklaşık 1,5 saat kadar daha derste olacak.
It should take another half hour.
- Bir yarım saat daha alabilir.
- We've got about another half hour.
- Yarım saatimiz daha var.
And then at 9 : 30 we've got another rollicking half-hour of laughter-packed squalor with Yes, it's the Sewage Farm Attendants.
Arkasından 9 : 30'da yarım saatlik bir başka şamata, sefil bir kahkafa tufanı Evet, Onlar Lağım İşçileri var.
Makes an hour that I go from one place to another.
Etrafta dolanıp duruyorum.
Another half-hour.
Yarım saat daha!
In another half-hour, I won't feel the one that knocks California into the ocean.
Umarım yarım saat sonra Kaliforniya'yı okyanusa gömecek bir deprem olsa hissetmeyeceğim.
Half an hour before she came and she just smiles as she passes by... with another man.
Gelmesini yarım saat bekle ve o başka bir adamla geçerken sadece gülümsesin.
Another half-hour to unload the freight and the mail.
Yarım saat de yüklerin ve postaların boşaltılması için ver.
Well, another half-hour has passed by and we've reached the end of our show.
Florence, konuğumuz olduğun için teşekkürler. Umarız en az bizim kadar eğlenmişsindir.
hours 6338
hour 409
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hour 409
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours now 24
hours away 26
hours of community service 33
hour ago 73
hours a day 443
hours and 143
hour and 17
hours or so 21
hour shift 40
hour flight 49
hours away 26
hours of community service 33
hour ago 73
hours a day 443
hours and 143
hour and 17
hours or so 21
hour shift 40
hour flight 49
hour drive 72
hour surveillance 22
hour days 31
hour day 25
hour window 16
hour hold 19
hour and a half 25
hour period 17
hour shifts 36
hour surveillance 22
hour days 31
hour day 25
hour window 16
hour hold 19
hour and a half 25
hour period 17
hour shifts 36