As for me translate Turkish
5,842 parallel translation
And as for me, I've treated Sehwag and Kapoor.
Ve ben Sehwag ve Kapoor'u iyileştirdim.
And as for me...
Bana gelirsek...
So all that's left for me to do here is say thank you for your help, unwitting as it may have been.
Yardımın için teşekkür etmekten başka yapacağım bir şey kalmadı burada. İsteyerek yapmamış olsan da.
Well, truth be told, as a child, I did dream of going to space. Those astronauts were my heroes. And... when you got to go, it was hard for me.
Doğruya doğru çocukken uzaya gitme hayali kurardım.
I'm all for boobs, just as long as they didn't feed me at some point.
Beni beslemedikleri sürece memelere cani gönülden desteğimi veriyorum.
Having to get up early on Sunday morning to carry out my duties as a State Prosecutor is not a problem for me.
Bir devlet savcısı olarak görevimi yapmak için pazar sabahı kalkıp gelmek benim için sorun değil.
The only way for the spell to be achieved is for another witch to serve as an anchor to keep me from losing my way.
Büyünün amacına ulaşması için tek yol başka bir cadının, yolumu kaybetmemem için bana yardım etmesi.
That said, if you feel the need to censure me or even ask for my resignation as Belle co-leader, I will not object.
Bununla beraber, beni kınamak isterseniz ya da istifamı isterseniz, Belle eş başkanı olarak, buna itiraz etmem.
So they'll sell, which they really want to do, and if I get the money together, they'll sell it to me for about 60 % of what it's actually worth.
Oteli satmayı çok istiyorlar. Eğer parayı denkleştirebilirsem asıl değerinin yaklaşık % 60'ına bana satacaklar.
I know, I know, but... as strange as it is for me to say the words, "my mother's on a date," when my mother's on a date, I-I wait up.
Her ne kadar "Annem biriyle buluşmaya gitti." demek garip gelse de, buluşmaya gittiğinde onu beklerim.
Make a card for me as well.
Bana da bir kart çıkart.
Well, you can call it whatever you want. As long as we don't have to turn in the full moon anymore, it works for me...
Kafana ne eserse onu diyebilirsin, dolunayda dönüşmemiz gerekmedikçe gerisi beni bağlamaz.
Francesca looked me in the eye and begged me for her life as I tore her apart...
Francesca onu parçalara ayırırken gözlerimin içine bakarak hayatını bağışlamam için bana yalvardı.
You're going to do this, and you'll do it for me as a favour!
- Bunu bana bir iyilik olarak yapacaksın.
The promotion was just as much of a shock for me.
Terfi beni de büyük şaşkınlığa uğrattı.
You know, for the life of me, I could not understand the grasp that Jess had on you, but if she came from the same gene pool as this one... kudos, my friend.
Jess'in senin üzerinde olan etkisinin sebebini birazcık bile anlamıyordum ama bununla aynı genleri taşıyorsa tebrik ediyorum adamım.
I had a buddy drawing up some papers for me as a Hail Mary.
Bir arkadaşım bu iş ile ilgileniyordu.
It's not as easy for me as you think.
- Benim için de sandığın kadar kolay değil.
So this is as important for Monroe and me as it is for you.
Yani bu senin için olduğu kadar Monroe'yla benim için de önemli.
I was innocent of that, As I surely am for whatever it is you now think to accuse of me.
O zamanlar masum olduğum gibi bugün suçladığınız konuda da masumum.
Emilia, for as long as it is possible, for as long as it requires me to, find a story for the world.
Emilia, mümkün olduğunca, elinden geldiğince, dünya için iyi bir öykü bul.
Just as naive as blaming me solely for our divorce.
Boşanmamızda tek benim kabahatim var demek gibi.
Well, Leonard cooked for me and now we're just having a nice dinner, you know, as a newly engaged couple.
Leonard bana yemek yapmış ve yeni nişanlı bir çift olarak güzel bir akşam yemeği yiyorduk.
You know? And it's... it's offensive and difficult for me that you think of me as, um... a hustler.
Bu benim için çok kırıcı ve zor, yani üçkağıtçı olduğumu düşünmen.
- Yeah, you know, I was thinking, now when you judge me for being a bad mother, you can make me feel twice as shitty.
- Evet, düşünüyordum da beni kötü anneyim diye yargıladığında iki kere pislik gibi hissettirebilirsin. - Senin için yapıyorum yani.
This as bad for me as it looks?
Göründüğü gibi kötü mü benim için?
Now, I'm not suggesting we be motivated by anything as vulgar as an enormous finder's fee, but I just thought you might like to bid adieu to our 17th straight month of winter and join me in sunnier climes for a week.
Bak, bütük bir aracılık komisyonu gibi kaba Now, I'm not suggesting we be motivated şekilde motive etmek için değil ama düşündüm ki, kışın 17. saçma ayına bir adios dersin ve sıcak iklimlerde bir hafta için bana katılırsın.
Listen, hey, I'm sorry, man, but, um, it's gonna be very hard for me not to see you as the guy who screwed Leslie over, okay?
Dinle. Üzgünüm dostum ama Leslie'yi kahreden biri olduğunu unutmak çok zor olacak benim için.
I'm starting to realize that there's no such thing as a do-over, not for you, me, or anybody.
Senin, benim ya da kimse için baştan başlama diye bir şey olmadığının farkına varıyordum.
And thank you for introducing that evidence,'cause it wouldn't have been as credible coming from me.
O delili bize sunduğunuz için sağ olun çünkü onu ben sunsaydım o kadar etkili olmazdı.
You can rub some for me as well.
Sen de biraz bana sürsene.
Look, I mean, I don't know if our relationship is forever, but I know that nothing's ever felt as real to me as my love for you.
Bak, ilişkimiz sonsuza kadar sürer mi bilmiyorum ama hiçbir şeyin sana olan aşkım kadar gerçek hissetirmeyeceğini biliyorum.
Thank you for trusting me.
Asıl sen sağ ol, bana güvendiğin için.
I want good things for you... but our relationship... it's a means to an end as much to me as it is to you.
Senin için iyi şeyler isterim... fakat ilişkimiz... benim açımdan da senin açından da bir sonu yok.
There were times when, amongst your other functions, you served as a kind of "sounding board" for me, so I thought perhaps I could return the favor.
Başka faydalar yanında bazı zamanlar benim için "sesli tahta" gibiydin, ben de belki bunun karşılığını verebilirim diye düşündüm.
Now you're telling me I fall for the help.
Şimdi de gelmiş hizmetçiye aşık olacağımı söylüyorsun.
Last Halloween, as the paramedics were ungluing me from my bike, I thought to myself, "Riley, you need to plan the prank of a lifetime that will even the score once and for all."
Son Cadılar Bayramında sağlık görevlileri bisikletimdeki yapışkandan beni kurtarırlarken şöyle düşündüm "Riley, öyle bir şaka planla ki skor eşitlensin."
This plague was sent as a test for me, Barbie.
Bu bela bana bir sınav olarak gönderildi, Barbie.
Hiding what I'm thinking and feeling, it doesn't come as easy for me as it does for you. Comes with experience.
Hissettiğim ve düşündüğüm şeyi saklamak senin için olduğu kadar kolay gelmiyor bana.
Well, now that my suit is hung, it's time for me to show you something else that's... well, not-not hung but super wide.
Evet, artık takım elbisemde asıldığına göre.. Sanırım artık sana benim aşk... yani, aşkımı değil ama benim gardrobu göstermin vakti geldi... 18 tekerli Sonunda başardım.
For two decades, I believed I pushed Claire over the edge, that she OD'd because of me, until I got this reunion invitation and I started thinking like a prosecutor instead of a boyfriend.
20 senedir Claire'in benim yüzümden bu hâlde olduğuna inandım. Benim yüzümden aşırı dozdan öldüğüne. Bu toplantı davetiyesini alana kadar.
- N... and they would haunt you... and me, as the guy who's got to listen to you bitch - for the rest of your life. - I don't think so.
Bunlarda seni ve ömrünün sonuna kadar seni dinlemek zorunda olan kişi olarak beni mahvedecekti.
Thank you for protecting me, although I'm baffled as to why.
Beni koruduğunuz için teşekkürler. Ancak nedenini anlayamadım.
He said he could pay me as much as $ 50 million if I could do the impossible and locate it for him.
Eğer imkansızı başarıp kadehin yerini bulabilirsem bana 50 milyon dolar ödeyeceğini söyledi.
♪ But I hear your voice as you made your choice and said, this is the life for me.
Mike da cesaretlerden ötürü Afganistan'daki ABD Büyükelçisi tarafından methedildi.
And he's coming back for me, as soon as he infiltrates Kensington Palace and gets pictures of the royal baby.
Ve Kensington Sarayı'na gidip kraliyet bebeğinin resimlerini çeker çekmez benim için geri dönüyor.
Would you be so kind as to escort me to the SoHo Center for Outsider Art next week?
Bana haftaya SoHo'da yapılacak aykırı sanat sergisinde eşlik etme kibarlığını gösterir misin?
As soon as Dr. Saroyan apologizes for excluding me...
Dr. Saroyan beni dışladığı için özür dilediği anda...
And as long as you do it for me.
Benim için yaptığınız sürece.
I was getting my grind on and she pretended not to like it, then suddenly Navy Boy gets in my face, saying it's creeps like me that make life worse for guys like him.
Kıza asılıyordum, o da hoşuna gitmemiş gibi davranıyordu. Aniden denizci oğlan karşıma geçip benim gibi pisliklerin onun gibi adamların hayatını zorlaştığını söyledi.
Francis is trying to save his country, and I can forgive him for that, as I hope he will forgive me for doing what needs to be done for Scotland, whatever that may be.
Francis ülkesini korumaya çabalıyor, Bunun için onu affedebilirim. Umarım o da beni affeder ;
as for you 175
as for us 24
as for the rest 22
as for the rest of you 24
for me 3075
for men 33
for me too 49
mexico 335
metro 61
merci 624
as for us 24
as for the rest 22
as for the rest of you 24
for me 3075
for men 33
for me too 49
mexico 335
metro 61
merci 624